Hakan, burada görüşlerini şu şekilde dile getirdi:
Daron Acemoğlu, Nobel aldı. Sevindik, mutlu olduk, kutladık, “yaşasın” dedik. Fakat Nobel, nedense Daron Bey üstünde “sevimsizleştirme” etkisi yaptı. En son “Türkiye’de çalışsaydım Nobel alamazdım” falan diye bir demeç vermiş. Ne gerek var ki böyle şeylere? * Aldın işte Nobel’ini. Mutlu olsana. Yetinsene. Bu bir türlü yatışmaz kişilik yapısı da neyin nesidir? Bu bir türlü tatmin olamama durumu da nereden çıkmaktadır Yani ille de “Tamam kardeşim, al Nobel’ini de git” türü bir çirkinleşme içine mi girmemiz bekleniyor?