Ankara'nın Nallıhan ilçesindeki Sarıçalı Dağı'nda "50 kadar anıt ağacın Orman İşletmesi tarafından kesildiği" iddialarını sosyal medya hesabı ve Meclis’te düzenlediği basın toplantısıyla gündeme taşıyan AK Parti Ankara Milletvekili Nevzat Ceylan, siyaset gündemine de damgasını vurmuş oldu. Orman Genel Müdürlüğü anıt ağaçların kesilmediğini karşı açıklamayla yanıt verdiği Ak Partili Ceylan, iddialarının arkasında duracağı mesajını verdi.
Meclis’te, çevre ve hayvan haklarıyla ilgili kurulan komisyonlarda uyarıcı nitelikte konuşmaları, sözünü esirgememesi nedeniyle bir iktidar vekilinden çok muhalif bir milletvekili portresi çizen Ceylan’ın, Küresel İklim Değişikliği Komisyonu’nda söylediği şu sözler de çok dikkat çekmişti. Ormanları koruma noktasında geçmişle günümüz arasında kıyaslamayı verirken, “Şimdi, eskiden şöyle bir yapı vardı: Türkiye'de bu ormanları köylülerden ormancılar korurdu, şimdi öyle bir hâl aldı ki o kadar aşırı bir üretim yapılıyor ki artık köylü size diyor ki: "Ya, yapmayın artık. Bu kadar üretim bizim müsaade edeceğimiz durumdan çıktı." diye bir sürü yerde de karşı çıkmaya başladılar” değerlendirmesi çok dikkat çekmişti.
Ankara Nallıhan doğumlu Ceylan, Orman Meslek Yüksek Okulu ve Hacettepe Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu. Şeflikten yükseldiği Genel Müdürlük çıtasında orman teşkilatını yakından tanıyan bir isim. 25 ve 26. Dönemde Ankara Milletvekili olarak parlamentoda görev yapan Ceylan’ın bu yasama döneminde kurulan ‘Küresel İklim Değişikliği Araştırma Komisyonu’ raporuna koyduğu 12 maddelik ‘Ek Görüş’ gözlerden kaçmadı.
Muhalefetin düştüğü muhalefet şerh yazılarından önce komisyon raporuna giren ‘Ek Görüş’ metninde Ceylan, “Ormanlardaki anıt ağaçlar Tabiat Anıtı olarak koruma statüsü ile korunmaya alınmalıdır. Tüm dünyada farklı bir felsefe ve bakış açısı ile doğaya müdahale edilmeden yönetilen milli park ve benzeri korunan alanlarda tüm dünyada olduğu gibi sebebi ne olursa olsun odun üretimi yapılmamalıdır” diyor.
AK Parti Ankara Milletvekili Nevzat Ceylan’ın görev yaptığı komisyonlarda konuşma ve açıklamalarından bazı bölümler şöyle:
-Küresel İklim Değişikliğinin Etkilerinin En Aza İndirilmesi, Kuraklıkla Mücadele Ve Su Kaynaklarının Verimli Kullanılması İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporu
Ankara Milletvekili Nevzat CEYLAN’ın Ek Görüşü
Komisyon Raporu'na aşağıdaki ek görüşlerimin ilave edilmesini arz ederim.
- Küresel iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgelerin başında olan ülkemizde; milli park ve benzeri korunan alanlar artırılmalı, ormanlardaki klasik odun üretimine dayalı ormancılık yönetiminden vazgeçilerek küresel iklim değişikliğine uygun yeni politikalar geliştirilerek ekosistem ormancılığına geçilmeli ve en önemli yutak alanlar olan sulak alan ekosistemleri onarılarak eski hallerine getirilmelidir.
- Ülkemizde korunan alanların sayısının ve alan miktarının arttırılarak 2030 yılında %20 seviyelerinin üzerine çıkarılmalıdır. Küresel iklim değişikliğinde okyanuslardan sonra en büyük karbon deposu olan ormanlarımızın sadece %1.3'ü koruma statüsünde olup bu oran dünya ortalamasının çok altındadır. Bunun için; başta doğal yaşlı ormanlar olmak üzere, özellik arz eden orman ekosistemleri koruma statüsüne kavuşturulmalıdır. Ormanlardaki anıt ağaçlar Tabiat Anıtı olarak koruma statüsü ile korunmaya alınmalıdır. Tüm dünyada farklı bir felsefe ve bakış açısı ile doğaya müdahale edilmeden yönetilen milli park ve benzeri korunan alanlarda tüm dünyada olduğu gibi sebebi ne olursa olsun odun üretimi yapılmamalıdır. Bu alanlarda biyolojik çeşitliliğin devamında önemli görevleri olan ölü ağaçlar sahadan çıkarılmamalıdır.
--
Komisyon Adı: (10 / 77, 372, 491, 534, 693, 817, 868, 992, 1004, 1018, 1150, 1170, 1221, 1305.... ) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu
NEVZAT CEYLAN (Ankara) - Şimdi, eskiden şöyle bir yapı vardı: Türkiye'de bu ormanları köylülerden ormancılar korurdu, şimdi öyle bir hâl aldı ki o kadar aşırı bir üretim yapılıyor ki artık köylü size diyor ki: "Ya, yapmayın artık. Bu kadar üretim bizim müsaade edeceğimiz durumdan çıktı." diye bir sürü yerde de karşı çıkmaya başladılar. Yani orman-halk ilişkilerini geçmişte köylüler bozarken şimdi sanki teşkilat bozar noktasına geldi. Bunlar ne derece gözetiliyor, onu da bilemiyorum. Mesela şöyle örnek vereyim size: Ben Nallıhanlıyım. Nallıhan'da son üç yıl içerisinde 3 büyük yangın çıktı. Orman teşkilatının bütün çalışmaları... Yangın çıkacak bölgeler Akdeniz, Ege havzasıdır, İç Anadolu Bölgesi'nde böyle bir hazırlığı olmadığı görüldü çok net bir şekilde. 3 defa yangın çıkmış olmasına rağmen Nallıhan'daki en son yangına geç müdahale edildi, ben şahidim bizzat. "On iki dakika" diyorsunuz ya, on iki dakikada falan değil, bir saat sonra falan müdahale edildi ve bin hektara yakın yer yandı orada.
Hülya Özmen Karabağlı / Ankara