İstanbul
Kapalı
17°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
36,6179 %0.08
39,9660 %-0.03
3.433,86 % 0,08
82.682,45 %2.457
Ara
Muhalif. GÜNDEM Akşener’e borçlu mu kalacağız?

Akşener’e borçlu mu kalacağız?

Süha Umar yeni yazılarıyla Muhalif.'te.

Okunma Süresi: 2 dk

Meral Akşener’in Millet İttifakı’nı, dünya siyasi tarihinde eşi görülmemiş, kendi ifadesi ile bir ihanet, nezaketsizlik örneği vererek terk etmesinin hemen arkasından, bilgisine, deneyimine ve idrakine güvendiğim meslektaşım bir büyükelçi aradı. “Sen haklı çıktın.” dedi. Meslektaşım benim, daha Akşener’in 2018 öncesi İyi Parti’yi kurup siyaset sahnesine çıkmasını ama özellikle Kılıçdaroğlu’nun 15 CHP milletvekili vererek onun grup kurmasını sağlamasının ardından söylediğim şu sözlerime yollama yapıyordu: “Meral Akşener’e güvenmiyorum. O son aşamada AKP’ye yamanacaktır.” Şu an itibariyle olan tam da budur. Bu da benim, yaşamım boyunca haklı çıktığım için kahrolduğum çok ender olaylardan birisidir. Peki neden yaptı?

Etnik, ırkçı milliyetçiliğe ve dinciliğe dayanan ideolojiye mensup kişilerin tümünde gözlenen, bu kişilerin genlerine işlemiş bir karakter özelliği ve davranış biçimidir bu. Erbakan’ın Milli Selamet Partisi’nin, TCK 141, 142 ve 163. Maddeleri konusunda CHP ile MSP arasında varılmış olan anlaşmaya rağmen CHP’yi nasıl ortada bıraktığını anımsayın. Akşener’in Millet İttifakı’nı yarı yolda bırakmasına ne kadar benziyor değil mi?

Bahçeli’nin, meydanlarda Erdoğan’a, “herkes olur senden cumhurbaşkanı olmaz.” diyerek, darağacı ilmeği salladıktan hemen sonra, Erdoğan’ın yanında saf tutup, onu ve AKP’yi yıllarca ayakta tuttuğunu anımsatmama gerek var mı? Dört gün önce İyi Parti Grup toplantısında Erdoğan yönetimini, en ağza alınmayacak sözlerle eleştiren Akşener’in, iki gün sonra Erdoğan’ı kuyudan çıkarmaya kakışmasına benzemiyor mu?

Akşener’in bu basiretsiz ve öngörü fakiri hareketinin en büyük zararını kendisi ve İyi Parti görecektir. 6’lı Masa’yı devirdikten sonra, bir de CHP’nin içine nifak sokmak amacıyla İstanbul ve Ankara belediye başkanlarına “adayım” deme çağrısına İmamoğlu ve Yavaş’ın yıldırım hızıyla verdikleri olumsuz yanıt, Akşener’in nasıl bir aymazlık içinde olduğunu göstermiştir…

Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.
 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *