İstanbul
Hafif yağmur
8°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,9301 %-0.02
37,4526 %0.26
98.424,83 %-0.834
3.313,56 0,83
Ara
Muhalif. GÜNDEM Ali Babacan: İlk 48 saatte neredeydiniz?

Ali Babacan: İlk 48 saatte neredeydiniz?

DEVA, Gelecek ve Saadet partilerinin çatı partisi Yeni Yol, TBMM'de grup toplantısını düzenledi.

KAYNAK: HABER MERKEZİ
Okunma Süresi: 6 dk

Yeni Yol grup toplantısında konuşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, deprem bölgesindeki konutların hala tamamlanmadığını belirterek, ''Bir yılda 319 bin konutu hangi imkanlara yapacaksınız? Eğer dürüstseniz çıkın açıklayın bunu insanlara. Deyin ki, ‘Evet felaket büyük. Vakit alacak. Biz bunu ancak 6-7 yılda tamamlayacağız’. Niye seçimden önce iki yılda bitireceğiz diyorsunuz da seçimden sonra böyle zamana yayıyorsunuz. Bu dürüst siyaset değil. 6 şubat depremlerinden önce zaten ekonomik kriz yaşanıyordu. Ev yapımı, el yapımı ekonomik depremi Sayın Erdoğan ve damadı el ele vererek zaten hazırlamışlardı'' dedi. 

DEVA, Gelecek ve Saadet partilerinin çatı partisi Yeni Yol, TBMM'de grup toplantısını düzenledi. Toplantıda konuşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacn, 6 Şubat depremlerinin ardından bölgedeki eksikliklerin hala giderilmediğini kaydederek iktidarın seçim dönemi verdiği sözleri unuttuğunu dile getirdi. Babacan, şöyle konuştu: 

''İlk 48 saatte neredeydiniz?''

''İki yıl binlerce ev bir daha açılmayacak kapılar ardında sessizliğe gömüldü. Kimi birbirine sarılarak uyudu, kimi son defa iyi geceler diye mesaj attı. İşte o  gece hepimizin hayatında derin bir iz bıraktı. İnsanlar korkuyu, acıyı, çaresizliği en derinlerinde hissetti. Sadece 11 ilde sadece 3-4 bölgeyle sınırlandırılamayacak sayılarla ifade edilemeyecek bir felaktti yaşadığımız. İstanbul’daki bir öğrenci, Maraş’taki ailesinden haber alabilmek için telefonuna sarıldı, o anda depremi İstanbul’da hissetti. İzmir’deki bir kardeş Hatay’daki abisine ulaşamadı depremi İzmir’de hissetti. 6 Şubat depremi Türkiye’nin 7 bölgesini vurdu. Türkiye’nin 81 ilini vurdu. 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, kederli ailelerine de baş sağlığı diliyorum.

Depremin üçüncü gününden yani 8 Şubat’tan itibaren bölgedeydim. Karayoluyla şehir şehir, köy köy gittik. Girilmemiş sokaklara girdik. Arama kurtarma çalışması başlatılmayan enkazların başındaki çaresizliği bizzat müşahede ettik. Bazıları gibi uçakla, helikopterle gelip 15 dakika görüntü verip gidenlerden olmadık. O karanlıkta elektriğin olmadığı sokaklarda, eksi 17 derecede vatandaşlarımızın kendi yaktığı ateşin etrafında ısınmaya çalıştıklarına tanık olduk. Herkes şunu soruyordu: İlk 48 saatte devlet neredeydi? Bazı yerlerde bu süre 72 saat, 4 gün veya 5 gün oldu. Dile kolay ama yüreğe çok ağır bu. Tüm bu tabloya baktığımda ne gördüm biliyor musunuz? Göz göre göre gelen bir depremle göz göre göre gelen bir afetle mücadele edemeyen bir yönetim gördüm. Depremden sonrasıyla baş edemeyen, insanları çaresizliğe mahkum eden bir yönetim gördüm. İki yıldır bu soruya hala cevap veremeyen bir iktidar gördüm. Tekrar soruyorum. İlk 48 saatte neredeydiniz? Niçin sistem felç oldu? Niye ilk müdahaleler yapılmadı? Özellikle enkaz altında hala sağ olan, canlı olan insanlara ulaşmak için ilk 48 ve 72 saat çok kritiktir. Her yerde müdahalede gecikmeler vardı.

İki yıl geçti hala eğer bunların sebebi bulanamadıysa, hala iktidar olarak bu sorulara cevap veremiyorsanız olanlardan ders almadınız demektir. Bundan sonraki felaketlere de hazır değilsiniz demektir. Dün değil evvelsi gün Hatay’daydım. Bir inşaat çabası var. Bir şehri iyi anlamak için biraz çaba gerekiyor. Her kesimden insanla konuşmanız gerekiyor. Şunu gördük ki evet inşaat çabası var ama çilelerde devam ediyor. Bir dokunuyorsunuz bin ah işitiyorsunuz. Ben izninizle sözü deprem bölgesindeki vatandaşlarımıza bırakmak istiyorum. Bugün onlar konuşsun, bugün onların sesi de Meclis’te kendisine yer bulsun diyorum.''

''Seçimden sonra verilen sözler unutuldu gitti''

Konuşmasında Hatay’daki ziyaretlerine ilişkin görüntüleri paylaşan Babacan, şöyle devam etti:

''Deprem gerçekten büyük bir felaketti ancak depremin ardından yaşananlar felaketin kendisi kadar ağırdı. O gün yakınları enkaz altında olanlar devlet nerede diye soruyordu. Bugün depremden 2 yıl sonra vatandaşlarımız aynı soruyu sormaya devam ediyorlar. Bugün, yarın veya ertesi gün iktidarı destekleyen televizyon kanallarını açtığınızda başka şeyler duyacak ve göreceksiniz. Ama bu gerçeği saklamak mümkün değil. İnsanlar sevdiklerini kaybetmişken bir de üstüne 2 yıldır devam eden belirsizliği ve çaresizliği bizzat yaşıyorlar. Evlerini kaybedenlerin yaklaşık dörtte üçü yapılacak konutlarla ilgili henüz hiçbir haber alabilmiş değil. Kurada ismi çıkanlar kendilerine ne çıktığını bilmiyorlar. Anahtar teslim töreni yapılıyor, anahtarı alıp evine gidenler bakıyor ki ev henüz bitmiş değil. Rezerv alanlarla ilgili her şey karanlık. Değil deprem mağduru vatandaşlarımız milletvekillerimiz bile bu konularda soru sorduğunda cevap alamıyorlar. Pazartesi günü en büyük şikayet bana iletişimsizlikti. ‘Ulaşamıyoruz, sesimizi duyuramıyoruz, duyduklarımız bizi dinleyenler de onlarda herhangi bir cevap vermiyor’ diyorlar. İş yerleri yıkılan binlerce esnaf ve üretici kepenk açmaya çalıştı ama önlerine aşılmaz engeller konuldu. Sanayi siteleriyle ilgili hiçbir adım atılmış değil. Defalarca dile getirilen haklı taleplere rağmen mücbir sebep hali 6’şar aylık dönemler halinde uzatılıyor. Sanki 6 ayda esnafın bütün sorunları çözülecek, hayat normale dönecekmiş gibi. Bırakın bir şehirler ayağa kalsın. Sanayi’nin önünü açın, ticaretin önünü açın. Bir an önce iş yerlerinin yapılmasıyla ilgili destekleri verin. Antakya’nın yolları sadece yıkımdan değil inşaat şirketlerinin keyfi uygulamalarından dolayı da geçilmez halde. Şehrin dört bir yanında devasa çukurlar açıkta bırakılmış rögar kapakları var. Konteynerden çıkan insanlar boş evraklara imza atıyorlar. Ne rakam belli, ne ödeme şartları belli. Hatırlayalım seçimden önce ev eşyası yardımı yapacaklarına söz verdiler. Seçimden sonra bu sözler unutuldu gitti.

'Bir yılda 319 bin konutu inşa edeceğiz' dedi. Meydan meydan dolaştı. Biz dedik ki  o zaman doğruyu söyleyin. TOKİ bugüne kadar yılda ortalama 50-60 bin konut yapmış. Siz hangi kapasiteyle bunu yapacaksınız? Bir yılda 300 binin üzerinde konut sözü verdiğinizde işte bu insanları aldatmak oluyor. Kaynağını, planını programını ortaya koymadan seçim kampanyasında atıp tutmak kolay. Bir yılda 319 bin konutu hangi imkanlara yapacaksınız? Eğer dürüstseniz çıkın açıklayın bunu insanlara. Deyin ki, ‘Evet felaket büyük. Vakit alacak. Biz bunu ancak 6-7 yılda tamamlayacağız’. Niye seçimden önce 'iki yılda bitireceğiz' diyorsunuz da seçimden sonra böyle zamana yayıyorsunuz. Bu dürüst siyaset değil. 6 Şubat depremlerinden önce zaten ekonomik kriz yaşanıyordu. Ev yapımı, el yapımı ekonomik depremi Sayın Erdoğan ve damadı el ele vererek zaten hazırlamışlardı.

''Türkiye, Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde gerilemeye devam ediyor''

Hep söylüyoruz hukuk olmadan olmaz, adalet olmadan olmaz. Türkiye, Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde gerilemeye devam ediyor. Emsal ülkelerin kat be kat altına düşmüş durumda. Ekonominin fay hattı burada. Ekonominin çöküş nedeni burada. İktidar yargıyı sopa olarak kullanıyor. Bir şeyin suç olup olmadığını yapan kişi kimlerden sorusunun cevabıyla arıyor.  Bizden mi onlardan mı hukukuyla adaleti batırdılar. Sokakları güvensiz, gençleri hayalsiz bıraktılar. Türkiye’de çöken sadece binalar değil. Çöken, hukuk, adalet, ekonomi, ülkenin yarınları, gençlerin hayalleri.''

''Hiç kimse Gazze'de bir oldu bittiye kalkışmasın''

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'ye yönelik açıklamalarına tepki gösterirken, ''Washington'dan gelen açıklamalar son derece kaygı verici. Hiç kimse Gazze'de bir oldu bittiye kalkışmasın. ABD'nin yeni yönetimi de şunu bilsin. Gazze Filistinli kardeşlerimizindir. Filistin davası bizim davamızdır. Bu böyle bilinsin'' diye konuştu.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *