Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyeleri de Sağlık Bakanlığı’nın Ek Ödeme Yönetmeliği'ne dair yazılı açıklama yayımladı. Üniversite hastanelerinde görev yapan asistan doktorların ek ödeme alamaması skandalının ardından Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 71 öğretim elemanı imzalı bir açıklama yayınlandı.
Yenicağ'da yer alan habere göre,
Açıklamada, yönetmeliğin, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının özlük haklarında emekliliğe yansıyan ve insanca yaşamalarına yetecek bir iyileştirme getirmediği vurgulandı.
Açıklamada "Üstelik yönetmelik YÖK’e bağlı bizim gibi tıp fakültelerinde çalışmakta olan öğretim üyelerinin yanı sıra, asistanlarımızın ve uzmanlarımızın özlük haklarını, Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde ve bu hastanelerle afiliye olan yeni kurulmuş tıp fakültelerinde çalışanların özlük haklarından belirgin ölçüde geriye düşürmüş, eşitsizliklere yol açmıştır" denildi.
PERFORMANS SİSTEMİNİN ADI DEĞİŞTİ
Düzenlemeyle sadece performans kelimesinin “teşvik” olarak değiştirildiği, özüne dokunulmadığı belirtilen açıklamada, yönetmeliğin “teşvik” ettikleri ise şöyle sıralandı:
- Sağlık hizmetinin niteliğinin daha da zayıflaması,
- Daha fazla sağlık harcaması,
- Tedavilerinin yetersiz kaldığını düşünen daha çok hasta,
- Daha uzun hastane ve tetkik kuyrukları,
- Asistan ve uzman hekimlerini kaybeden köklü tıp eğitimi kurumları,
- Eğitim, araştırma, sağlık hizmetine katkısı git gide zayıflayan tıp fakülteleri.
YÖK'E VE SAĞLIK BAKANLIĞINA ÇAĞRI
Performans sistemindeki olumsuzlukların halkı nitelikli sağlık hizmetinden mahrum bırakacağı vurgulanan açıklamada Sağlık Bakanlığına çağrı yapılarak,
“’Daha çok hasta bak da nasıl bakarsan bak, yeter ki randevu kuyruğu uzamasın’ zihniyetinden,
Hekimleri, yoksulluk sınırında bir ücret için günde 150 hasta bakmaya zorlamaktan,
Meslektaşlarımızı, öğrencilerimizi 32 saatlik uykusuz nöbetin ertesinde çalışmaya “teşvik” etmekten,
Kanser hastası bir hekim istirahatteyken aylık gelirini acımasızca kesmeyi reva gören bu anlayıştan,
Bitkisel hayatta olduğunu bizzat kabul ettiğiniz bu sistemi, adını değiştirip sürdürmeye çalışmaktan artık vazgeçiniz.” Denildi.
Açıklamada YÖK’e ve Sağlık Bakanlığına ayrıca "Tıp fakültelerini ve tüm branşları da kapsayacak biçimde, asistanlar ve uzmanlar başta olmak üzere bütün hekimler ve tüm sağlık çalışanları için adil, güvenceli, emekliliğe yansıyan ve insanca yaşamaya yetecek adil ve hakkaniyetli bir düzenleme yapınız" çağrısı yapıldı.
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
KAMUOYUNA DUYURULUR:
Asistanlarımızın, Uzmanlarımızın ve Tüm Sağlık Çalışanlarının Özlük Haklarını Savunuyor, Halkımızın Sağlığına Sahip Çıkıyoruz!
Cumhuriyetimizin kurduğu ilk tıp fakültesi olan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyeleri olarak ülkemize nitelikli hekim ve her branşta nitelikli uzman yetiştirmek ve aynı zamanda halkımızın daha iyi sağlık hizmeti alması için çalışmak başlıca sorumluluğumuzdur.
Sağlıkta işler iyi gitmemektedir. Hekimlik hızla “tercih edilen alan” olmaktan çıkmakta, yeni mezunlar artık yurtdışına gitmeye çalışmaktadır. YKS 2022 ilk yerleştirmelerinde tıp fakültesi kontenjanlarının 600’den fazlası boş kalmıştır.
Fakültemiz en yüksek kontenjanla öğrenci alan ve her yıl yüzlerce genç ve iyi hekimin sağlık ordusuna katılmasını sağlayan büyük ve köklü bir Devlet Üniversitesidir. SAĞLIK BAKANLIĞI EK ÖDEME YÖNETMELİĞİ, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının özlük haklarında emekliliğe yansıyan ve insanca yaşamalarına yetecek bir iyileştirme getirmemiştir. Üstelik YÖK’e bağlı bizim gibi tıp fakültelerinde çalışmakta olan öğretim üyelerinin yanı sıra, asistanlarımızın ve uzmanlarımızın özlük haklarını, Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde ve bu hastanelerle afiliye olan yeni kurulmuş tıp fakültelerinde çalışanların özlük haklarından belirgin ölçüde geriye düşürmüş, eşitsizliklere yol açmıştır.
Sağlığı yönetenler, sağlığın sorunlarını, sorunlarımızı bizim açımızdan görememektedir.
12 Ağustos 2022 tarihli Sağlık Bakanlığı Ek ödeme Yönetmeliğini yanlış buluyor, hem hekimler, hem de sağlık hizmeti açısından ciddi biçimde problemli olduğunu düşünüyoruz.
Yönetmeliğin gerekçesi, bizzat Sağlık Bakanı’nın ağzından “Bir süredir bitkisel hayatta olan performans sisteminin fişinin çekilmesi” olarak tarif edilmiştir. Ne var ki, aynı yanlış devam ettirilmekte, düzenleme ile sadece performans kelimesi “teşvik” olarak değiştirilmekte, öze dokunulmamaktadır.
Bu yönetmeliğin “teşvik” ettikleri şunlardır:
-Sağlık hizmetinin niteliğinin daha da zayıflaması,
-Daha fazla sağlık harcaması,
-Tedavilerinin yetersiz kaldığını düşünen daha çok hasta,
-Daha uzun hastane ve tetkik kuyrukları,
-Asistan ve uzman hekimlerini kaybeden köklü tıp eğitimi kurumları,
-Eğitim, araştırma, sağlık hizmetine katkısı git gide zayıflayan tıp fakülteleri.
Hekimlere yine, geçinebilecekleri bir ücreti vermek için sonsuz/sınırsız bir çalışma temposu dayatılmakta, üstelik branşlar arasındaki dengeler ve YÖK’e bağlı tıp fakültelerinde görev yapanlar yine gözetilmemektedir.
Performans sistemi ilk çıkarıldığında söylemiştik, tekrar ediyoruz: Tüm bu olumsuzlukların nihai olarak halkımızı nitelikli sağlık hizmetinden mahrum bırakacağı açıktır.
Sağlık Bakanlığı’na çağrımızdır:
-“Daha çok hasta bak da nasıl bakarsan bak, yeter ki randevu kuyruğu uzamasın” zihniyetinden,
-Hekimleri, yoksulluk sınırında bir ücret için günde 150 hasta bakmaya zorlamaktan,
-Meslektaşlarımızı, öğrencilerimizi 32 saatlik uykusuz nöbetin ertesinde çalışmaya “teşvik” etmekten,
-Kanser hastası bir hekim istirahatteyken aylık gelirini acımasızca kesmeyi reva gören bu anlayıştan,
-Bitkisel hayatta olduğunu bizzat kabul ettiğiniz bu sistemi, adını değiştirip sürdürmeye çalışmaktan ARTIK vazgeçiniz.
YÖK’e ve Sağlık Bakanlığı’na çağrımızdır:
-Tıp fakültelerini ve tüm branşları da kapsayacak biçimde, asistanlar ve uzmanlar başta olmak üzere bütün hekimler ve tüm sağlık çalışanları için adil, güvenceli, emekliliğe yansıyan ve insanca yaşamaya yetecek adil ve hakkaniyetli bir düzenleme yapınız.
Çünkü bu ülke, bu ülkenin tıbbı hepimize, en başta halkımıza lazım!
Her zaman nitelikli sağlık hizmetini hak ettiğine inandığımız sevgili halkımıza ve sahada fedakârca çalışan tüm mezunlarımıza, asistanlarımıza ve uzmanlarımıza bir kez daha duyuruyoruz:
Halkımızın sağlığına sahip çıkmaya, mezunlarımızın, meslektaşlarımızın, asistanlarımızın, uzmanlarımızın ve tüm sağlık çalışanlarının özlük haklarını savunmaya, devam edeceğiz!
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi hakkında;
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk tıp fakültesi olan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Atatürk’ün emriyle 1937’de kurulma çalışmalarına başlanmış ancak ikinci Dünya Savaşı bu girişimin gecikmesine neden olmuştur. Savaşın bitmesiyle konu 1945 yılında tekrar ele alınmış ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi ilk olarak 1945-1946 ders yılında eğitimine başlamış ve 1946 yılında 174 hekim ilk mezunlarını vermiştir. Fakültenin Cerrahi bilimler bölümü bünyesinde 13 anabilim dalı ve 7 bilim dalı ile Dahili bilimler bünyesinde 20 anabilim dalı ve 32 bilim dalı ile ve Temel Tıp bilimleri bünyesinde 10 anabilim dalı ve 1 bilim dalı ile dünya standartlarında ileri düzey eğitim, araştırma ve sağlık hizmeti sunmaktadır.
Fakülte bünyesinde kuruluşundan beri Temel Tıp, Dahili Tıp ve Cerrahi Tıp bölümleri bünyesinde anadal ve yan dalda toplam 4609 uzmanlık öğrencisi mezun olmuştur. Toplamda 18 anabilim/bilim dalı ulusal düzeyde, 10 anabilim/bilim dalı da uluslararası düzeyde akredite olmuştur. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde 17 yüksek lisans ve 17 doktora eğitim programı bulunmaktadır. 2016 yılından beri yurtdışı yükseköğretim diplomaları tanıma ve denklik yönetmeliğinde tanımlanmış olan Seviye ve Yeterlik Belirleme sistemi kapsamında sınav uygulayan fakültelerden biridir.