İstanbul
Parçalı az bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,7508 %0.01
37,3191 %-0.56
103.034,54 %3.513
3.172,74 0,69
Ara
Muhalif. GÜNDEM Antakya “Trenli Gelinleri”ni uğurladı

Antakya “Trenli Gelinleri”ni uğurladı

Okunma Süresi: 2 dk

Antakya’ya yerleşmeye karar verdiğimizde nereye geldiğimin pek farkında değildim açıkçası. Bir Antakya gelini olarak yaşamaya başladığım şehir, her gün başka bir sürpriz yaşattı bana. İki çocuğumu büyüttüğüm şehirde 2 kitap yazdım, üç dernek kurdum, halen onursal üyeliğini yaptığım Hatay KAGID’in başkanlığını yürüttüm, Antakya sokaklarının ilk işletmesi Soterya,  ortağım Belgin Ünal ile benim projem.  Kardeşim Selma ve Mete ile Çiçekli Konak markasını yarattım, Karakterli Ekmekler markasıyla ekşi maya ekmek üretimi yaptım, ikinci üniversiteyi okumaya başladım, “İklim Gazeteciliği” ile basın sektörüne yeniden döndüm. Hayaller kurdum ve gerçekleştirdim. Kadim şehir Antakya’ya “Trenli Gelin” olarak teşekkürü bir borç bilirim.

Şehre yerleşirken, büyük şehir Ankara’dan gelmiş olmam sebebiyle, kendimi özel hissetmem çok uzun sürmedi. Ankara’dan gelsen ne olur? Çin’den bile gelen gelin vardı Antakya’da. Üstelik kadının adı da Çin’di. En yakın dostlarımdan biridir halen.  Antalya’dan, Mersin’den, Suriye’den, Rusya’dan, Almanya’dan, Rize’den Meksika’dan, İran’dan gelenleri fark ettikçe, yazmalıyım dedim. Hangi rüzgâr bu kadınları buraya attı? Ben dâhil, 24 kadının Antakya’ya geliş hikâyelerini kaleme aldım. Elbette sayımız çok daha fazla ama herkesi yazmaya kalkışsam kitap değil cilt cilt ansiklopedi olurdu, bu da mümkün olmazdı. “Herkes nasıl istiyorsa öyle anlatsın kendini” dedim, “istediğiniz fotoğraflarla da süsleyelim kitabı”. Fikrim çok hoş geldi onlara, evlerini, fotoğraf albümlerini açtılar bana.  Röportaj sırasında amatörce çektiğim görüntülerle de bir video hazırladım. Kitabın arkasına yerleştirilen bir QR Kod ile bu videoya ulaşılsın istedim.  Kitabın adına da “Trenli Gelinler” dedim. Neden dedim? Bunu anlatmadan önce, şehirdeki evlilik kültürünü kısaca anlatmak istiyorum…

Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *