Aydınlanma, bir insanlık meselesi. Elektriği bulan, mağaradan çıkınca gördüğü ışıktan başka sonsuzlukları, hatta ışık hızını bile teori olarak bulmuş insanlık; insanlığın olmazsa olmazı vefa, nezaket, incelik, bilgelik, edep, saygı, hoşgörü ve bunu temellendiren, o çıktığı mağaranın duvarlarının dışına yazabilen zihniyet, neden yol alamaz?
Elektriği bulan bu zihniyet, jeneratörü buluyor bencilliği için ama hâlâ tarihi eserlerin üzerine yazı yazmaktan çekinmiyor! Aşkını sözle, uygun bir lisanla, gereken incelikle, belirtmek varken kalkıp kendinden önceki medeniyetlerinin izlerine, insafsızca karalayabiliyor.
EDEP VE İNSANLIK
Eskilerin tedrisatı, o Köy Enstitülerinin ihtişamı, ,insanlığın görkemli saltanı, bir üfleme ile söndü. Lambaya püf mü denildi yoksa insan denen kendi tercihlerini mi belirledi?
Yer, İTÜ Maçka Konservatuar binası, yılının ilk uğurlama töreni. Tambur denilince son kalan üstat. Ama önce insan, Sadun Aksüt. Töreni açıkçası sadece benim için hayal kırıklığı değildi. Zincirlikuyu Mezarlığı içinde yer alan camide, 2022 yılında son olarak Sevgili Ağabeyimiz, Aydın Ilgaz töreninde altı vefat, geçtiğimiz yıllarda iki, üç derken sayıyı katlamış ve 2023’e beş olarak devretmişti. Ve biricik kızı, Arzu Aksüt Demir “Bilseydim böyle olacağını müsaade etmezdim” demezdi, boşuna. İnsanlara, bilhassa iyi, güzel, doğru nesli tükenen o hassas güzelim insanlara, normalde hayal kırıklığı yaşattığınızda, acısı sonsuzdur ama acının içinde acıyı yaşatmak, işte o elektrik düğmesini kapatmaktır.
Uğurlama törenin tek erkek vefatı, Sadun Aksüt’tü, tıpkı yaşam hikayesindeki o derin bilgeliği, efendiliği, espri yeteneği, sevdiğine bağlılığı, şiirleri, sanatı ve elbette öğrencileri gibi yanında dört hanımefendiye refakat ederek göçüyordu, yalancı dünyaya ama yine gülümseyerek. Birebir ilgilendiği ve hakkını verdiği her öğrenci oradaydı, ama hali hazırda okuyan öğrencilerin kampus alanında inerken şaşkınlıkla, kendi aralarında ki konuşmalarında, “ Bir şey olmuş kalabalık var, tören mi yoksa biri mi gelmiş” dediklerine üzülerek şahitlik ederken demek ki anons ya da duyuru yapılmamış düye düşündüm. İTÜ Konservatuarının kurulmasının mimarlarından biri olan üstadın uğurlandığını, ben söyledim. Başlarını öne eğdiler. Baş sağlığı dilediler...