İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4912 %0.03
36,6013 %0.03
3.445.090 %0.247
3.067,04 0,45
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GÜNDEM Bahçeli'den iktidara çağrı: İsrail ve Filistin arasında barış projesi tezahür edilmeli

Bahçeli'den iktidara çağrı: İsrail ve Filistin arasında barış projesi tezahür edilmeli

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İsrail ile Filistin arasında “Barış Projesi” tezahür ve tedarik edilmesi gerektiğini söyleyerek, “Türkiye bu konuda öncü rol oynamalıdır” dedi.

“Türkiye ve tüm İslam ülkeleri ortak iradeyle kenetlenip; dökülen kanların durması, Gazze yıkımının sonlanması; aksi halde siyasi, ekonomik ve askeri her türlü insani müdahalenin devreye alınmasıyla ilgili tavır ve tutumu dünyaya ilan etmelidir” diyerek iktidara çağrıda bulunan Bahçeli, “Gerekirse Türkiye her ihtimali masaya koyup restini çekmeli, bunun da siyasi eylemini planlayıp fedakârlık ve kahramanlık içinde icra etmelidir. Bıçak kemiğe dayanmıştır. Boşa geçecek zaman kalmamıştır” ifadelerini kullandı.

Bahçeli’nin sosyal medya hesabından yaptığı açıklaması şöyle:

“Filistin halkı ve işgal atındaki yurt toprakları zulmün pençesinde, hunhar saldırı ve operasyonların odağındadır. Sayıları 30 bini aşan sivil ve masum Filistinli kardeşimiz hayatını kaybetmiştir. İnsani felaket hazmetme ve tahammül kapasitesini geçmiştir. İsrail, Filistinlilerin hayat ve varlık haklarına karadan ve havadan ölüm yağdırmaktadır. Haysiyet ve hürriyet gibi temel insan hakları yok sayılmaktadır. Soykırım trajedisi artık son bulmalıdır.

11 Mart 2024 tarihinden itibaren karşılayacağımız Mübarek Ramazan ayında, İsrail ile Filistin arasında ara çözüm değil, kalıcı ve kesin çözüm vasatı oluşturulmalıdır. 10 Mart 2024 tarihinde ilk sahurla birlikte hukuki, siyasi, insani, vicdani ve İslami ölçüler kapsamında muhkem “Barış Projesi” tezahür ve tedarik etmeli, Türkiye bu konuda öncü rol oynamalıdır. İslam alemi ilk sahura kalktığı anda barış havasının huzur ve güveniyle müşerref olmalıdır.

Ramazan ayında kırılgan ve geçici değil, mütekamil ve mütemadi ateşkes kararıyla birlikte onurlu barış ve uzlaşma iklimi ilk sahurdan iki devletli çözüme kadar kökleşerek vücut bulmalıdır. Türkiye ve tüm İslam ülkeleri ortak iradeyle kenetlenip; dökülen kanların durması, Gazze yıkımının sonlanması; aksi halde siyasi, ekonomik ve askeri her türlü insani müdahalenin devreye alınmasıyla ilgili tavır ve tutumu dünyaya ilan etmelidir.

Gazzeli mazlumlara havadan yapılan ve göstermelik olmasından başka bir manaya gelmeyen yardımların yerine, Ramazan ayı münasebetiyle temel insani ihtiyaçların temini hususunda elbette seferberlik ruhuyla harekete geçilmeli, petrol zengini ülkeler manevi sorumlukların vecibesiyle inisiyatif üstlenmelidir. Ramazan ayının bereketiyle Filistin halkının gözyaşları silinmelidir. Mescid-i Aksa’nın hüzün ve ıstırap devri kapanmalıdır.

Sayın Cumhurbaşkanımızın diyalog çabaları ve diplomatik temasları çok değerlidir. Sonuca ulaşması samimi dileğimizdir. Ancak gerekirse Türkiye her ihtimali masaya koyup restini çekmeli, bunun da siyasi eylemini planlayıp fedakârlık ve kahramanlık içinde icra etmelidir. Bıçak kemiğe dayanmıştır. Boşa geçecek zaman kalmamıştır. Ramazan; barış, bereket, bolluk ve kardeşlik mevsimidir. Önümüzdeki Ramazan, barışın kurumsallaşıp kökleşmesi için müstesna ve muazzez bir fırsattır.

Şayet bu fırsat kaçarsa, bölgenin ve dünyanın bacasını ateş saracak, Türk milleti de bu tehdit ve tehlike karşısında tarafsız kalmayacaktır. Ahlaklı insan ve toplumun sorumluluk duygusu yüksektir. Sorumluluklarımızın şuurundayız, zulme karşıyız, mazlumun da yanındayız.

Eski dönemlerde var olan ve toplumsal hayatımızı çepeçevre kuşatan ahlaki safiyetin ve toplumsal duyarlılığın müteakip dönemlerde buharlaşıp bireyselleşmesi Kur’an-ı Kerim’in Cuma Suresi’nin 11’inci Ayetini çok daha haklı ve geçerli hale getirmektedir. Nitekim şahsi servetler yığılırken bir emr-i azim olan infak yoluyla paranın, hayır kanallarını zorlayarak, vahye uygun düşecek şekilde, yukarından aşağıya doğru toplum hayatına akmaması, hem sosyal, hem ekonomik, hem de siyasal çarpıklıklara neden olmaktadır.

Bu çarpıklığın önüne geçmek için kim zordaysa elinden tutalım, ekmeğimizi bölüşelim, hayır ve hasenatta yarışalım, şer ve şirret emeller karşısında tek yürek olalım. Zekat-fitre-sadakalarımızı ihtiyaç sahibi insanlarımıza muhakkak ulaştıralım. Diyorum ki, Allah bes, baki hevestir. Galip olan yalnızca Allah’tır. Zalimlerin ve zulümlerin akıbeti mahvı perişanlıktır.

Aziz milletimizin ve Türk-İslam aleminin Ramazan-ı Şerifi’ni bugünden kutluyor; Allah’tan insanlığın barış ve huzur içinde yaşamasını niyaz ediyor, tutacağımız oruçların ve yapacağımız duaların kabulünü diliyorum.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *