İstanbul
Kapalı
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
37,9819 %0
41,1310 %0.02
3.689,47 % 0,31
88.026,38 %-0.28
Ara
Muhalif. GÜNDEM Basın, yayın ve yazar meslek örgütlerinden iktidara "Gözaltındaki gazetecileri serbest bırakın" çağrısı!

Basın, yayın ve yazar meslek örgütlerinden iktidara "Gözaltındaki gazetecileri serbest bırakın" çağrısı!

Basın, yayın ve yazar meslek örgütleri, düzenledikleri ortak basın toplantısında Saraçhane'deki protestolarda gözaltına alınan gazetecilerin serbest bırakılması için çağrıda bulundu.

KAYNAK: HABER MERKEZİ
Okunma Süresi: 6 dk

Beş basın, yayın ve yazar meslek örgütü basın özgürlüğünün engellenmesi, Saraçhane'deki toplantı ve eylemleri takip eden 11 gazetecinin gözaltına alınması, üç gazetecinin şiddete uğraması ve medya kuruluşlarının tehdit edilmesi nedeniyle 25 Mart 2025 Salı günü saat 11.00'de TGC Burhan Felek Konferans Salonu'nda basın toplantısı yaptı.

"Gazeteciyi ve medyayı tehdit etmekten vazgeçin!" başlıklı toplantıda gazetecilere, yazarlara, yayıncılara yönelik uygulanan hukuksuz gözaltı, ev hapsi ve tutukluluk kararlarına, güvenlik güçlerinin gazetecilere yönelik şiddetine, internete erişim hakkının engellenmesine itiraz edildi. Toplantının moderatörlüğünü TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş yaptı.

Vahap Munyar: Gözaltındaki tüm meslektaşlarımızın serbest bırakılmasını talep ediyoruz

Basın meslek örgütlerinin başkanlarının görüşlerini paylaştığı toplantıda Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vahap Munyar şu değerlendirmeyi yaptı:

"19 Mart 2025 Çarşamba günü CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ile birlikte 106 kişinin gözaltına alınma kararının ardından Saraçhane'deki toplantıları ve eylemleri izleyen gazetecilere yönelik yine haksız, hukuka ve kanuna aykırı gözaltı uygulaması yapılmıştır. İstanbul'da #NOWTV muhabiri Ali Onur Tosun, #Birgün yazarı Barış İnce, foto muhabiri Bülent Kılıç, #FransızHaberAjansı (AFP) muhabiri Yasin Akgül, gazeteci Zeynep Kuray sendika.org internet sitesi muhabiri Zişan Gür, gazeteci Hayri Tunç, İBB foto muhabiri Kurtuluş Arı, Bakırköy Belediyesi foto muhabiri Gökhan Kam, İzmir'de ise foto muhabiri Kocabaş ile Yağız Barut gözaltına alınmıştır. Saraçhane'deki eylemleri izleyen #Birgün muhabirleri Ebru Çelik, Deniz Güngör ve Anadolu Ajansı muhabiri Hakan Akgün güvenlik güçleri tarafından darp edilmiştir. TGC üyesi, serbest muhabir Jan Devletoğlu ise Saraçhane'de fotoğraf çekerken güvenlik güçleri tarafından engellenmiş, fotoğraf makinesindeki çektiği fotoğraflar zorla silinmiştir. Gazetecilerin sürekli gözaltı uygulamasıyla baskı altına alınmaya, sindirilmeye çalışılması halkın haber alma hakkının engellenmesidir. Bu tutumu protesto ediyoruz.

Gökhan Durmuş: İtiraz edenin tutuklandığı bir süreçten geçiyoruz

Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş ise konuşmasında şu değerlendirmeyi yaptı:

"İtiraz edenin gözaltına alındığı, tutuklandığı, baskı gördüğü bir süreç içerisinden geçiyoruz. Seçilmiş bir belediye başkanına yönelik başlayan ve bugün tüm Türkiye'nin birçok yerine yayılan hukuksuz uygulamalara karşı halkımız da tepkilerini gösteriyorlar. Ancak bu tepkilere karşı ciddi orantısız şiddet olayları yaşanıyor. Ve bu uygulanan yöntemi görüntüleyen, fotoğraflayan meslektaşlarımızın özellikle hedef alındığını biliyoruz. Saçma olan bir konu da haber yapan, fotoğraf çeken gazetecilerin toplantı ve yürüyüş kanununa muhalefetten suçlanması. Asıl amaçlarının gerçeklerin üzerini örtmek olduğunu biliyoruz. Gözaltından serbest bırakıldıklarında gazeteciler gidip görevlerini yapıp oradaki hukuksuzluğu belgeleyecekler."

Kenan Kocatürk: Demokrasiyi, özgürlüğü, yurttaşların seçme ve seçilme hakkını savunuyoruz

Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk ise konuşmasında şu görüşleri paylaştı:

"Demokrasi; insanların fikirlerini özgürce ifade edebildiği, haksızlıklara karşı ses çıkarabildiği bir rejimdir. Demokratik bir hukuk devleti olduğunu söyleyen her devlet, her an, bu şiarla hareket etmelidir. Türkiye Yayıncılar Birliği olarak; hukukun üstünlüğünün, temel hak ve özgürlüklerin korunmadığı bir ortamda, demokrasiden ve toplumsal barıştan söz etmenin mümkün olmayacağının altını çiziyor; tüm yetkilileri, ulusal ve uluslararası hukukun gerekliliklerine uymaya ve halkın demokratik taleplerine kulak vermeye davet ediyoruz."

Adnan Özyalçıner: Anayasal haklarımızı artık kullanamayacağımızdan kaygılıyız

Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Adnan Özyalçıner "Son dönemlerdeki baskılardan, yasa tanımazlıktan, hukukun partizanlaşmasından ötürü ülkemiz ve yurttaşlarımız adına kaygılıyız" dedi.

Zeynep Oral: Yargı sopasıyla sürdürülen baskılara "artık yeter" diyoruz

Toplantıda yaptığı konuşmada PEN Yazarlar Derneği Başkanı Zeynep Oral "Şu son yıllarda yaşadığımız hak ve hukuk ihmallerine, adaletin siyasal erkin emrine girmesine, hak ve hukuksuzluğun yaşamın her alanına egemen olmasına tanıklık ediyoruz. Düşünce ve ifade özgürlüğünün, Anayasal hakların hiçe sayıldığı bir dönemdeyiz. Mesleklerini hakkıyla yerine getiren gazetecilerin, sanatçıların, soruşturma ve gözaltına alınmalarına, bu baskılar aracılığıyla tüm medyaya ve sokaktaki insanlara gözdağı verilmeye çalışılmasına; yargı sopasıyla sürdürülen baskılara ‘Artık Yeter' diyoruz" dedi.

Toplantı sonunda ortak açıklama okundu

Toplantı sonunda beş basın, yayın ve yazar meslek örgütünün ortak açıklamasını TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş okudu. Açıklamada şu görüşler yer aldı:

"Türkiye, Anayasası'na göre demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Basın hürdür, sansür uygulanamaz. Ancak uzun yıllardır devam eden basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne yönelik engellemelerle gazeteciler, yazarlar, yayıncılar haksız gözaltı, ev hapsi, tutukluluk ve işsizlik tehdidi ile mesleklerini yapamaz hale getirilmeye çalışılmaktadır.

Holding patronları yurttaşların haber alma hakkı için görev yapan gazetelere, muhabir ve yazarlara milyonlarca liralık tazminat içeren stratejik davalar açmaktadır. Davalar bir hakkı savunmak yerine baskı yapmak amacı taşımaktadır. Son olarak 19 Mart 2025 tarihinde CHP Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu ile birlikte 106 kişi için gözaltı kararı alınmış, 48 kişi tutuklanmıştır. İstanbul Barosu yönetimi görevden alınmıştır. Demokrasi açısından yaşadığımız kriz, seçme ve seçilme hakkına, toplumdaki adalet duygusuna zarar vermiştir.

Kalıcı olarak toplumsal barışın gerçekleşmesi için seçimle gelen herkes seçimle gitmelidir. Hukuk devleti olmaya devam edebilmemiz için seçme ve seçilme hakkı korunmalıdır. RTÜK tarafından 13 yıl önceki Gezi sürecine yönelik TV kanallarının görüntüleri İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmiştir. İktidar, Gezi sürecini yeni bir baskı aracı olarak kullanmaya hazırlanmaktadır. Bu süreç yaşanan demokrasi krizinin ardından Saraçhane'de düzenlenen toplantı ve eylemlerin haberleştirilmesinde de devam etmiştir.

Son olarak 11 meslektaşımız gözaltına alınmış, bir meslektaşımıza ev hapsi verilmiş, üç meslektaşımız güvenlik güçleri tarafından darp edilmiştir. İktidarın talebiyle X sosyal medya platformunda gazetecilerin, yazarların, yayıncıların, internet sitelerinin de içinde olduğu 700 sosyal medya hesabı askıya alınmıştır.

RTÜK Başkanı ise demokrasiye, Anayasa'ya, Basın Kanunu'na aykırı davranarak Saraçhane'deki toplantıları canlı yayınlayan TV kuruluşlarına gözdağı vererek lisanslarının iptal edilebileceğini duyurmuştur. Biz bir araya gelmiş beş basın, yayın ve yazar meslek örgütü olarak diyoruz ki; Demokrasiye, seçme, seçilme hakkına, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne yönelik bu kuşatmadan, gazetecilere, yazarlara, yayıncılara yönelik uygulanan hukuksuz gözaltı, ev hapsi ve tutuklamalardan, yurttaşın internete erişim hakkının engellenmesinden vazgeçilmelidir. Gezi sürecinin takip edilip haberleştirilmesinin gazetecilik faaliyeti olduğu unutulmamalıdır. İktidara Anayasa'ya ve Basın Kanunu'na uyması, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü ve halkın haber alma hakkını engellemekten vazgeçmesi için çağrı yapıyoruz."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *