Emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Baskın Oran, bugünkü yazısında cinayet ve idam kavramlarına değindi. Tarihsel ve sosyolojik olarak bu iki kavramın oldukça yakından ilişkili olduğunu belirten Oran, "Adaletin henüz merkezileşmediği ilkel devirlerde bir cinayet vuku bulduğu zaman, olay bir öldürmeler zincirine yani kan davasına dönüşüyor, devam ediyor da ediyordu. Önü alınamıyordu. Adalet merkezileşince yani devlet kurulunca, kan davasını önlemek için, öldüren bireyi öldürmeyi devlet üstlendi. Yani idam etmeye başladı. Böylece toplumda anarşi önlenmiş oluyordu." dedi.
Yazının devamı şöyle:
Oluyordu da, idam (aynen cinayet gibi) geri dönüşü olmayan bir durum yaratmaktaydı ve bu da kamu vicdanı denilen şeyi rahatsız etmeye adaydı: Yanlış kararlarla idam edilenler, hatta yanlış kişiler, istesen de geri getirilemiyordu.
Aynen ne gibi, kiralık katillerin “Hay Allah, yanlış adamı öldürmüşüz” olaylarındaki gibi .
Çok daha vahimi, devleti yönetenler, sadece cinayet işleyenleri değil, kendileri gibi düşünmeyenleri de rahatça idama girişiyorlardı. Mesela, 27 Mayıs’ta Başbakan Menderes ve iki bakanı gibi. Mesela 12 Mart’ta Denizler gibi. Mesela 12 Eylül’deki seri idamlar gibi.
Mesela, kolluk kuvvetlerinin “makul olmayan ölçüde silah kullanımı” sonucu 2007-2021 arası 410’dan fazla kişinin öldüğünü kaydeden Baran Tursun Vakfı “Yargısız İnfazlar Raporu”ndaki durumlar gibi .
***
Türkiye’de 1984’ten bu yana idam uygulanmadı. 03.08.2002’deki Üçüncü AB Uyum Paketi de idamı “savaş ve yakın savaş tehdidi halleri dışında” kaldırdı.
İdamı tamamen kaldırmak şerefi, 14.07.2004’teki Sekizinci AB Uyum Paketi sonucu Başbakan R. T. Erdoğan’a kısmet olacaktı. Şimdi partili bir cumhurbaşkanı olarak, Marmaris orman yangını üzerine idamın geri getirilmesini isteyen Erdoğan’a.
Kaydını tutabildiğim kadarıyla idam cezasını İlahiyatçı İhsan Şenocak bu Haziran başında hortlatmaya girişmişti. "Kadınlar pantolon giymesin, kaşlarını almasın, üniversiteye gitmesin; cehennemlik olurlar" ve “Genç kaynana şehvet uyandırır” türünden vaazlarından hatırlayacaksınız kendisini.