İstanbul
Parçalı bulutlu
8°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
36,2388 %0.35
38,0197 %0.32
97.428,54 %-0.474
3.360,84 -1,12
Ara
Muhalif. GÜNDEM Başörtülü kızlar eskiden üniversitelere sokulmuyordu şimdi de camilere

Başörtülü kızlar eskiden üniversitelere sokulmuyordu şimdi de camilere

İstanbul Üsküdar'da yaşanan olayda, başörtülü genç bir kız ile annesini camiye sokmayan ve adeta kendine "Din polisi" rolünü biçen erkek bir zorba, cehalet kokan konuşmasıyla ilahiyat fakültesi mezunu olduğunu belirten kıza, "Ne olursan ol, sen benim için havasın hava" diyerek şiddet uyguladı. O zorbaya kimsenin tepki göstermemesi ise vicdanları kanattı.

Okunma Süresi: 4 dk

Üsküdar'da kameraların kayıt aldığı bu olay bütün Türkiye'de tepkiyle karşılandı. Cahil ve zorba bir erkeğin, İslamı yaşayan, İlahiyat Fakültesi'nde aldığı eğitimle kendini geliştiren okumuş ama sırf kadın olduğu için şiddete maruz kalan, aşağılanan genç kadın ve annesinin yaşadıkları yazarımız Nursun Erel'i de çok etkiledi.

Erel'in yaşananlar üzerine kaleme aldığı yazı şöyle:

Üsküdar’da genç bir kadınla annesini camiye sokmayan, “Ben İlahiyat mezunuyum” diyen genç kadına, “Ne olursan ol, benim için havasın hava” diye haykıran zorbanın davranışı tepkilere yol açarken, bu zorbalık karşısında, sessiz kalınması eleştiriliyor. Bu sessizlik “tarikatlar Diyanete de mi baskın çıktı?” yorumlarına neden oluyor. 

Oysa, Üsküdar’da camide yaşanan zorbalığa karşı, önce camideki cemaat müdahale etmeliydi. Diyanet İşleri Başkanı açıklama yapmalıydı, hatta Külliye’den açıklamalar gelmeliydi değil mi? 

Nedense henüz Diyanet’ten ses çıkmadı. Siyasi partilerin sessizliğine ise acaba “Aman şimdi muhafazakâr oyları da kaybederiz!” endişesi mi yol açtı?

2011 yılında hem de AKP iktidarı döneminde, “ilk kadın müftü yardımcısı” olarak İstanbul’da göreve atanan Kadriye Avcı Erdemli’nin çabalarını bir anımsayalım mı? Erdemli, müftü yardımcılığı sırasında yaptığı açıklamalarda kadının camiden kopmaması gerektiğini ifade ederek diyor ki:

“Peygamberimiz döneminde kadın ve erkekler aynı mekanda ibadet ediyordu. Osmanlı döneminde ise camilere mahfiller yapıldı. Kadınlara ve hünkarlara özel yapılan bu mahfillerde kadınlar caminin ana unsurlarını (mihrap-minber) görerek, kendilerini camide hissederek ibadet ediyordu. Bugün pratikte yanlış bir uygulama söz konusu. Kadınlar kendilerini camilerden kopuk hissediyor...”

Erdemli, kadınların cami ile olan kopukluğunu gidermek adına, müftü yardımcısı olarak, çok önemli bir projeye imza atmıştı. Erdemli, “Camilerin Kadınlar Bölümünü güzelleştirme” projesi adı altında yürürlüğe konulan projenin amacını şöyle anlatıyordu:

“Kadınlar, hayata günümüzde daha aktif katılsa da geleneklerin etkisiyle camilerde kötü muameleye uğruyor, namaz kılacak yer bulamıyor, onlara ayrılan mevcut yerler camiden kopuk, karanlık rutubetli yerler.  Hatta çoğunda abdest alabilecekleri bir yer bile yok…”

Bu tespitlerin ardından kolları sıvayan Erdemli, İstanbul’daki 3 bin camiyi içeren bir araştırma yaptırmış ve şu durumu rakamlarla ortaya koymuştu:

“Bu camilerin yüzde 47.5’sinde caminin kadınlar mahfilinin, perdeyle, yüzde 31.2’siin duvarla ve yüzde 21.3’ünün paravanla ayrıldığı, yüzde 54.7’sinde yönlendirme tabelasının olmadığı ortaya çıktı. Ayrıca camilerin yüzde 43,3’ünde kadınların abdest alması için yer bulunmamaktadır, yüzde 9.6’sındaki yerlerin yetersiz olduğu yüzde 37.9’unda tuvalet bile bulunmadığı anlaşılmıştır…”

Camilerin kadınlara ayrılan bölümlerinin düzeltilmesi için büyük çabalar harcayan Erdemli’nin görevine neden devam etmediği, hatta taltif edilerek müftü olarak atanması beklenirken görevden alındığı, bugünkü bağnaz tutumlar karşısında açık değil mi?

Genç kadını Üsküdar’daki camiye sokmayan adamın “sen benim için havasın hava” diye haykırarak, hadislere göre kadınların camiye giremeyeceğini iddia etmesi doğru mu peki?

Kadın sahabelerden Havle binti Kays şöyle demiş:
“Biz kadınlar, hem Peygamber herhangi bir konuda konuşma yapacağı zaman camiye gelirdik, hem de camide sohbet eder, bazen ip eğirir ve bazen de hurma dallarından sepetler örerdik.”

İbn Ömer ve Ebu Hureyre’nin aktardığı bir başka hadis ise şöyle:
“Allah’ın kadın kullarını mescidlere gitmekten alıkoymayın…”

Günümüze ulaşan bu hadislerin yanı sıra, Hz. Peygamber döneminde kadınların sabah ve yatsı namazları, Cuma ve bayram namazları da dahil olmak üzere gün içinde camide bulunduklarına dair birçok rivayet var. 

Nitekim Buhari ve Hanbel’in aktardığına göre, Hz. Peygamber, gençler ve adet dönemlerinde olanlar da dahil, bütün kadınların ibadet mekânlarına –caminin yanı sıra Arafat gibi yerlere de- katılmalarını tembihlemiş, namaz kılınırken adet dönemlerindeki kadınların namaza katılmamalarını, sadece oturmalarını söylemiş.

Yazımızı şu tespitlerle ve sorularla bitirmekte fayda var:

-AKP’nin atadığı ilk kadın müftü yardımcısı olarak Erdemli, cami-kadın kopukluğuna çare aramıştı. İstanbul’daki 3 bin camide Erdemli’nin yaptığı tespitlere göre:
“Camilerde kadınlara ayrılan mahfillerin çoğu duvar veya perde arkasında kalıyor, yarısında kadınların abdest alması için yer yok, kadınlara ayrılan yerler nedense hep rutubetli ve karanlık...” 

Üsküdar’da camide yaşanan olay karşısında Diyanet’in sessiz kalması, “Tarikatlar mı söz sahibi oldu?" sorularını doğrulamadı mı? Oysa hadislere göre Hz. Muhammed, kadınların camide erkeklerle birlikte saf tutmasını istemiş...

-İlk kadın müftü yardımcısı Kadriye Avcı Erdemli’nin “Camilerin kadınlar bölümünün güzelleştirilmesi” projesi rafa mı kalktı?

- Ve son söz: "Benim başörtülü bacılarımı üniversitelere sokmuyorlar", diyerek iktidara gelenlerin döneminde artık kadınlar, tesettürlü bile olsa camilere sokulmayacak mı?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *