İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4702 %-0.05
36,5529 %-0.12
3.529.021 %2.978
3.072,37 0,62
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GÜNDEM Bosna’da Zafer “Altılı Masanın!”

Bosna’da Zafer “Altılı Masanın!”

“Siz hepiniz, ben tek. Sandıkta görüşürüz…”

Bu sözlerle meydan okuyordu Bakir İzetbegoviç rakiplerine. Bir kısmı kendi partisinden ayrılmış 11 partinin desteklediği bir aday vardı karşısında. “Bosna’nın altılı masası” diye tanımlıyordu AKP medyası onları.

Ve o masa büyük bir zaferle ayrıldı seçimlerden.

Bosna – Hersek tarihinde ilk kez, İzetbegoviç ailesine mensup bir siyasetçi seçimleri kaybetti. Ülkenin kurucu önderi, Bilge Lider lakaplı Aliya İzetbegoviç’in oğlu sosyal demokrat rakibinden tam 17 puan fark yedi.

Bu yenilginin bir tarafı da İzetbegoviç lehine büyük bir kampanya yürüten AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan hiç kuşkusuz.

Erdoğan Türkiye’nin güç ve olanaklarını sonuna kadar kullandı, hatta bizzat Bosna’ya giderek İzetbegoviç’e açıkça destek verdi.  Ama başarılı olamadı.

Peki, Erdoğan neden böylesi bir kampanya yürüttü? Bosna gibi Türkiye için son derece stratejik bir yerde niye adaylardan biri lehine kendini bu kadar ortaya koydu?

Çünkü Bosna seçimlerinin Erdoğan’ın yaklaşan seçim stratejisindeki önemi büyüktü.

*             *             *

Bosna, Erdoğan’ın “dünya lideri imajı” için çok önemli bir yer. Kendini mağdur Müslümanların temsilcisi ve koruyucusu olarak konumlandırmaya çalışan Erdoğan’ın hemen her konuşmasında; “Bosna’dan Filistin’e tüm mazlum kardeşlerimiz” ifadesine yer vermesi bunun kanıtı. 

Bir diğer ilginç nokta, Erdoğan’ın Bosna’daki üç farklı etnik grubun temsilcileriyle aynı anda konuşabilen nadir liderlerden biri olması. Bosnalı Müslümanların hamisi olarak hem ayrılıkçı Sırplarla, hem ayrılıkçı Hırvatlarla kurduğu bu diyalog ilk başta şaşırtıcı gibi gelse de aslında basit bir cevabı var. Batıdan dışlanmış Rus yanlısı popülist liderlerle kurulmuş bir koalisyon söz konusu olan.

Ukrayna-Rusya Savaşı’nda arabulucu rolüyle kendine uluslararası bir meşruiyet alanı yaratan Erdoğan, Bosna’daki gergin etnik gruplar arasında yine arabulucu rolü almaya ve seçimde sıkça kullanacağı “Dünya Lideri” imajını cilalama peşindeydi.

Ama asıl konu başkaydı. İzetbegoviç’in olası zaferi Erdoğan için iç politikada psikolojik üstünlük sağlayabileceği çok önemli bir fırsattı.

Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *