Bahçeli’nin yaklaşımı
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinliklerinde Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, “Biz, mecbur kalınmadıkça savaş cinayettir diyen Atatürk’ün izindeyiz. Vizyona bakın. Gözlerim yaşardı. İkinci yüz yıl vizyonu tank, top, İha, siha, vur, kır, öldür, kahramanlık türküleri… Cumhuriyet bunun için kurulmadı. Cumhuriyet medeniyet projesidir. Barış projesidir. Demokrasi projesidir. Eğitim, çağdaşlık projesidir. Onun için kuruldu. Ülkemin geldiği duruma üzülmemek mümkün değil” demişti. MHP Genel Başkanı Bahçeli, ortalama izan ve vicdan sahibi olan herkesin altına imzasını atacağı bu sözlere karşı saldırıya geçerek grup toplantısında Seçer’i hedef alan bir konuşma yaptı.
Lula’nın sözleri
Bu konuşma ve Bahçeli’nin cevabı 220 milyonluk nüfusu, 150 milyon seçmeni olan Brezilya’da seçimi kazanan Lula’nın sözlerini bana hatırlattı. Brezilya kendine ait özgü özellikleri olsa da birçok bakımdan Türkiye’yi çağrıştıran bir ülke konumunda. İktidarda ülkeyi keyfince yöneten bir otoriter rejim ve onun lideri 67 yaşındaki Bolsonaro vardı. Halkın büyük kısmı açlık ve yoksullukla boğuşurken o bekadan bahsediyor, silahlanmadan söz ediyor, lüks bir yaşam sürerek günü gün ediyordu. İtiraz edenleri de baskı ve sindirmeyle susturmaya çalışıyordu.
Muhalefette ise Bolsonaro!nun yaptıklarını kabul etmeyen ve ona cesurca karşı durup muhalefet eden Lula vardı. Lula’yı çeşitli entrikalarla hapseden ülkede yolsuzluk, yasak ve yoksulluk hüküm sürüyordu. Bolsonaro’nun ardında biriktirdiği ağırlıklar çok fazlaydı. O yüzden bizde de arada dillendirdiği gibi onun için de yenilse bile iktidarı bırakmaz deniyordu. Yenildi (gerçi yenildiğini kabul etmedi, ama yetkililere devir işlemlerini başlatmaları talimatını verdi) ve seçimi %50,87 ile alan Lula zaferini ilan etti.
“Silah öldürür biz hayatı seçiyoruz”
Sonuç itibariye çıkaracağımız ders şu: Birçok söylentiye rağmen Brezilya Devlet Başkanlığı Seçimleri oldu ve seçimi İşçi Partisi Başkanı solcu Lula Da Silva kazandı, iktidarı 1 Ocak’ta devralacak. Bu sonucun ortaya çıkmasına neden olan Lula’nın, halkı kucaklayan, iktidarın baskılarına ve iftiralarına taviz vermeyen kararlı ve cesur duruşuydu. Lula seçim süresince Bolsanora ne diyecek diye düşünmeden, amasız ve fakatsız bir biçimde silahın yerine ekmeği savundu. Brezilya halkının iyi bir yaşam talep ettiğine dikkati çekerek, “Brezilya halkı iyi bir iş, her zaman enflasyonun üzerinde bir maaş, kaliteli bir halk sağlığı ve eğitime sahip olmak istiyor. Silah yerine kitap istiyor. Brezilya halkı umudunu yeniden kazanmak istiyor” ifadelerini tekrar tekrar kullandı. Bunu derken de beka yalanı ile silahlanmayı savunan Bolsonora ne diyecek diye düşünmedi, ona karşı tınmadı.
Vay sen nasıl böyle dersin, etrafımız düşmanla dolu diyenlere Lula, birlik mesajı vererek, “Bu ülkenin barışa ve birliğe ihtiyacı var. Halk artık savaşmak istemiyor. Asla kullanılmaması gereken silahları bırakmanın zamanı geldi. Silahlar öldürür ve biz hayatı seçiyoruz” dedi.
Türkiye’yi çağrıştıran bir seçim
Bizi ne kadar çağrıştırıyor; yukarıdaki satırları okuduğunuzda gözünüzü kapatın Türkiye’yi düşünün, sanki bizdeki durumu dile getirmiş. Sizce de bunları, şimdi cesur liderlerin cesaretle Türkiye’de söylemesinin zamanı değil mi?
Ne ki bizde ise muhalefet bu konularda, özellikle silahlanma ve savaş çığırtkanlığı karşısında barışı biraz utangaçça seslendiriyor, kimi zaman hiç ağzına bile almıyor. İktidar ise savaşa karşı çıkıp barış diyenleri teröristlikle suçluyor, bu konuda biraz daha ileri gidenleri hapsedildiğinde muhalefet onları gereği gibi savunmuyor. Hatta kimi zaman iktidarın beka, savaş, silah naraları karşısında ne olur ne olmaz diyerek susmanın ötesinde destek bile veriyor...