İstanbul
Parçalı az bulutlu
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,8609 %0.2
37,2521 %-0.26
102.142,07 %-2.457
3.228,24 0,39
Ara
Muhalif. GÜNDEM Çandar: ‘Amerika, Türkiye’nin terörist dediklerini müttefik olarak görüyor; Dünya, Türkiye’nin Suriye’deki müttefiklerine terörist diyor’

Çandar: ‘Amerika, Türkiye’nin terörist dediklerini müttefik olarak görüyor; Dünya, Türkiye’nin Suriye’deki müttefiklerine terörist diyor’

KAYNAK: HABER MERKEZİ
Okunma Süresi: 5 dk

DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, TBMM Genel Kurulu’nda Ortadoğu’daki gelişmelere ilişkin konuştu. “Türkiye televizyonları Suriye konusunda kamuoyunun zihnini, ruhunu hamasetle, içi boş bir fütuhat duygusuyla ve Kürt düşmanlığıyla doldurmayı sürdürüyor” diyen Çandar, “Bir cehalet resmigeçidiyle karşı karşıyayız” değerlendirmesinde bulundu.

Rusya’nın 2020’de Idlib’de HTŞ ve Türkiye’ye saldırdığını hatırlatan Çandar, bu durumun tekrar edebileceğini, böyle bir ihtimalin olduğunu vurguladı. Çandar, “Tel Rıfat ve Şehba çevresinden 200 bin insan son iki gün içinde 30 kilometre daha doğuya, Tabka’ya göç etmek zorunda kaldılar. Orada Tel Rıfat’ta zaten çok zor şartlar altında yaşıyorlardı, 30 kilometre batıda olan Afrin’den, yüz yıllardır yaşamakta oldukları bölgeden, evlerinden sürülmüş insanlardı. 200 bin çıyan ve haşerat değil onlar, kardeşlerimiz dediğiniz Kürt insanlarıydı, Tel Rıfat’tan göç etmek zorunda kalan bu 200 bin insan. Bunlar bizim insanlarımız.” diye konuştu.

Cengiz Çandar’ın konuşmasın tamamı şöyle:

‘Türkiye televizyonları, Suriye konusunda kamuoyunun zihnini, ruhunu hamasetle ve Kürt düşmanlığıyla doldurmayı sürdürüyor’

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz gecenin bu saatinde Köy Kanunu'nun maddelerini konuşurken Türkiye televizyonları Suriye konusunda kamuoyunun zihnini, ruhunu hamasetle, içi boş bir fütuhat duygusuyla ve Kürt düşmanlığıyla doldurmayı sürdürüyor. Bu durum yaklaşık bir haftadır sürüyor; hangi televizyon kanalını açarsanız açın, bir hamaset ve cehalet resmigeçidiyle karşı karşıyasınız.

‘Rusya Idlib’de HTŞ ve Türkiye’ye saldırmıştı. Bu durum tekrar edebilir…’

Bakın, bugün Moskova'da bir açıklama yapıldı ve bu açıklamayla Rusya, üstü kapalı biçimde de olsa Suriye'deki son gelişmelerin arkasında Türkiye'nin bulunduğunu ima etti. Türkiye'de bu konuda yapılan resmî açıklamanın tersine ve ona cevap niteliğinde açıklamada "Dış güçlerin teşviki ve kapsamlı desteği olmasaydı, böylesine bir eyleme cüret edemezlerdi" denildi. Yani "Heyet Tahrir el-Şam Türkiye'nin teşviki ve desteği olmasaydı Halep'e giremezdi." demiş oldu. Heyet Tahrir el-Şam eski adıyla El-Nusra. Kimdi El-Nusra? El-Kaide'nin Suriye kolu, DAEŞ'in yani IŞİD'in ideolojik ve hatta örgütsel akrabası, birçok ülke için ve Birleşmiş Milletler kayıtlarında terör örgütü.

Türkiye Heyet Tahrir el-Şam'la belirli düzeylerde iş birliği hâlinde. Zira Türkiye'nin sorumluluk üstlendiği Suriye'nin İdlib ili Heyet Tahrir el-Şam'ın elinde ve Cilvegözü Bab el-Hava Sınır Kapısı da Heyet Tahrir el-Şam'ın kontrolünde.

Türkiye, ayrıca, Suriye Millî Ordusu eski adıyla ÖSO'yu kurdu, eğitti ve silahlandırdı. Bu adı geçen Suriye Millî Ordusunun içinde aslan payı Ahrar el-Şam isimli Selefi örgüte ait. Ahrar el-Şam, Heyet Tahrir el-Şam ve DAEŞ'in akrabası. Suriye Millî Ordusunda bir dizi Selefi cihadi örgüt var.

Son bir haftadır Suriye gayet ciddi bir noktaya geldi. Beşar Esad rejimini kollayan Rusya İdlib'deki Heyet Tahrir el-Şam'a darbeler indirmişti. 2020 yılında İdlib'de Rus darbelerinden, Türk askerleri de nasibini almış ve hiç de kaza ve yanlışlık eseri olmayan bir Rus hava saldırısıyla 34 askerimiz hayatını kaybetmişti. Nitekim, dönemin Savunma Bakanı Hulusi Akar şu açıklamayı yapmıştı, onun sözleriyle: "Önceden Rusya Federasyonu'nun sahadaki yetkilileriyle koordine edilmesine rağmen bu saldırı gerçekleştirilmiş. İlk atışı müteakip bir kez daha uyarı yapılmasına rağmen bir saldırı daha gerçekleştirilmiştir. Bu saldırıda ambulanslar dahi vurulmuştur." demişti. Rusya İdlib'i ve Halep'i tekrar bombalamaya başladı. Yaklaşık beş yıl sonra, şimdilerde Rusya'nın İdlib ve Halep kırsalında Türk ve Türkiye desteğindeki Arap hedeflerini bombardımana başlaması ihtimalini hiç aklınıza getirebiliyor musunuz? Bir düşünün, Suriye'de Fırat'ın batısında gerçekleştirilebilecek bir ihtimalden bahsediyorum çünkü geçmişte oldu.

‘Amerikan askerî açıklaması ibret vericidir’

Fırat'ın doğusuna gelince, oradaki Kuzey ve Doğu Suriye özerk yönetiminin Amerikan askeri şemsiyesi altında bulunduğunu da bir kenara yazın. Bugün Amerikan savaş uçakları bir askerî konvoyu bombaladılar. Bu konuda yapılan Amerikan askerî açıklaması ibret vericidir. Pentagon Sözcüsü Tümgeneral Ryder bugünkü Amerikan bombardımanını açıklarken "Odak noktamız güçlerimizi korumak ve SDG'yle yürütülen IŞİD karşıtı operasyonları sürdürmektir" dedi. Kim SDG? Suriye Demokratik Güçleri yani siyasi olarak PYD'nin, askerî olarak YPG'nin yani isimleri Türkiye'de terörist olarak telaffuz edilen örgütlerin omurgasını oluşturdukları kuruluş. Amerika onları müttefik olarak görüyor. Fırat'ın doğusunda durum böyle.

‘Fırat'ın batısında, dünyanın terörist olarak ilan ettiği unsurlar Türkiye'nin müttefiki muamelesi görüyor’

Fırat'ın batısında ise Rusya'yla birlikte tüm dünyanın terörist olarak ilan ettiği unsurlar Türkiye'nin müttefiki muamelesi görüyorlar. Bu durumun böyle devam edebilmesi, Türkiye'nin Suriye'deki muazzam karmaşadan nihai olarak kazançlı çıkabilmesi mümkün mü arkadaşlar? Halep Kalesi'nde kısa süre için asılmış Türk bayrağı görünce heyecanlanıp Fetih suresini okuyarak Halep'i eninde sonunda Türkiye'ye katabileceğimizi düşünüyor muyuz arkadaşlar? Ben o toprakları karış karış bilirim, Halep'i de pek severim. Halep'in Türkiye’nin bir parçası olmasını gerçekten çok isterdim. Ama Birinci Dünya Savaşı öncesine dönemeyiz maalesef.

‘Tel Rıfat’takiler çıyan ve haşerat değil, kardeşlerimiz dediğiniz göçe zorlanan 200 bin Kürt idi’

Şimdi, Tel Rıfat haşeratlardan, çıyanlardan, insan suretinde dolaşan alçaklardan köşe bucak temizlendi diye de sevinmemeliyiz. Tel Rıfat ve Şehba çevresinden 200 bin insan son iki gün içinde 30 kilometre daha doğuya, Tabka’ya göç etmek zorunda kaldılar. Orada Tel Rıfat’ta zaten çok zor şartlar altında yaşıyorlardı, 30 kilometre batıda olan Afrin’den, yüz yıllardır yaşamakta oldukları bölgeden, evlerinden sürülmüş insanlardı. 200 bin çıyan ve haşerat değil onlar, kardeşlerimiz dediğiniz Kürt insanlarıydı, Tel Rıfat’tan göç etmek zorunda kalan bu 200 bin insan. Bunlar bizim insanlarımız.

‘Değiştirin Suriye politikasını, tepeden tırnağa!’

Dışişleri Komisyonunda hem geçen yıl hem de bu yıl Türkiye’nin Suriye politikasının tepeden tırnağa yüz seksen derece değişmesi gerektiğini söyledim. Son bir haftadır Suriye’de yaşanan gelişmeler bu çağrının geçerliliğini ortaya koydu, değiştirin Suriye politikasını hem de tepeden tırnağa ortaya koydu. Değiştirin Suriye politikasını, tepeden tırnağa!

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *