Geçen hafta cumartesi (16 Ekim) günü, cehaletimi gidermek üzere Darülaceze’nin iş kadınlarına verdiği kahvaltıya bir göz attım. Akabinde, 17 Ekim Pazar günü özel bir gruba (Pera) verdiği diğer bir kahvaltıda da bulundum. Her iki etkinlik de Darülaceze’yi anlatan yarım saatlik bir video ve Kurum Başkanı Hamza Cebeci’nin konuşmalarıyla yapıldı.
Buraya kadarı normal.
Videolarda, Darülaceze İdare Meclisi Üyesi Bilal Erdoğan’dan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Darülaceze ziyaretlerinde, dokunduğu her kareye kadar görmek mümkün. Buna da tamam.
Ancak, Darülaceze’nin ne videolarında, ne de, Kurum Başkanı Hamza Cebeci’nin konuşmalarında Atatürk’ün adı bile geçmiyor. Cahilim ya, vakit bulamamıştır diyeceğim, ama Hamza Cebeci, iş kadınlarına yurt bulamayıp da sokaklarda kalan çocukları işaret edip, “Devlet herkese yurt yapmak zorunda değil” sözleriyle, siyaset yapacak kadar vakit bulabiliyor. Cebeci vekil olur mu, bilinmez ama konumuz, Darülaceze!
DARÜLACEZE 126 YAŞINDA
Darülaceze yani Düşkünler Yurdu, 1895’te kurulduğunda önceleri, Başta 29 bin çocuk olmak üzere, yaşlılara ve tüm düşkünlere kapısını açmış.
ÇOCUKLAR MADENE GÖNDERİLDİ
Birinci Dünya Savaşı sonrası 1917’de Enver Paşa’nın planı gereği Osmanlı yetim çocuklara bakamadığı gerekçesiyle, iş gücü ihtiyacı olan Almanya’ya çocukları peyder pey göndermeye karar verir.
Çünkü Darüleytamlarda (Yetimler Yurdu) 10 binin üzerindeki ve sayıları her gün artan çocukların büyüyen masrafları yük olarak görününce, Enver Paşa, 10 bin yetimi Almanya’ya sözde madencilik, el sanatları ve tarım öğrenmek üzere gönderir. İlk kafile yani, 14-16 yaş grubundan 314 çocuk Alman hükümeti tarafından madenlere gönderilir. Haftada yedi gün ve zor şartlarda çalışan çocuklar, bir de kendilerine verilen domuz eti yerine sadece ekmekle yetinip, kötü beslendikleri için ölmeye başlarlar. 200 çocuk ölünce Almanya bunlar çabuk ölüyor, diye Osmanlı ise başka çocuk gönderemeyeceği için bozulur.
Bir de, Darülaceze Başkanı Hamza Cebeci’nin unuttuğu, Kurum içinde büstü ve düşkünlerle ilgili sözü bulunan bir isim var ki, o çocukları da, düşkünleri de unutmaz!
Atatürk 23 Nisan tarihini dünya çocuklarına armağan eder.
Hamza Cebeci’nin Darülaceze’nin bahçesinde büstü ve üzerinde düşkünlerle ilgili sözü olan, Türkiye’nin kurucusu Atatürk’ü unutacak kadar, öncelikleri olabilir. Ama unutmamalıdır ki, bu ülkenin en muhafakazarından, en ilericisine kadar her kesimden büyük bir Atatürk damarı vardır. Ve bu damar belki de yapacağı tüm bağışlarda tek engel olarak sizi görüyordur!
HER HAFTA GELECEĞİZ YALANI ÖLDÜRÜYOR!
Darülaceze’nin konukları arasında, bir dönemin güzelleri, yazarları, hatta önemli bürokratları da var.
Makedonya’dan Gülten Güler, babasının Atatürk’ün Yüzbaşısı olduğunu ve o günleri çok özlediğini anlatıyor.
Gülten Güler: Babam Atatürk’ün yüzbaşısı idi
1968 Türkiye Güzeli Sevgi Tan yalnızlıktan Alzheimer olmuş.
Bakıcıların ziyaretçilerden bir de ricası var.
Yaşlılar, sürekli ziyaret edilmek isterken, bazı kadınlar, bakımevindeki yaşlı hanımları erkek arkadaşlarına gösterebilecekleri süs hayvanı gibi ve bir kereye mahsus gösterirken, her hafta gelecekleri vaadiyle duygularıyla oynamamalarını rica ediyorlar.