İstanbul
Açık
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,5985 %0.3
36,7720 %0.79
107.459,32 %2.773
3.099,96 0,59
Ara
Muhalif. GÜNDEM CHP Genel Başkanı Özel'den Erdoğan'a "CHP herşeyi ile seçime hazır, adayımız hazır, çıkarsın karşıma alırsın"

CHP Genel Başkanı Özel'den Erdoğan'a "CHP herşeyi ile seçime hazır, adayımız hazır, çıkarsın karşıma alırsın"

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a meydan okuyarak, "CHP olarak her an seçime hazırız, adayımız hazır. Gel karşıma çık, seni orada Akın Gürlek bile kurtaramaz" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Modern Hukuk ve Yargının Siyasallaşması Panelinde açıklamalarda bulundu.

Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenerek Millet ne diyorsa o olsun, hodri meydan, benim partim hazır, ben hazırım, CHP herşeyi ile seçime hazır, adayımız hazır, çıkarsın karşıma alırsın cevabı. Seni orda Akın Gürlek kurtaramaz ifadelerini kullandı. CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydının hakkında soruşturma başlatılması ardından ifadeye götürülmesine ilişkin konuşan Özel Haftada 3 gün imza kontrolü vermiş Genel Başkanımıza, İstanbul'a 2 günde bir geleceksin imza vereceksin diyorlar ifadeleriyle tepki gösterdi. Özelin açıklamasından bazı kısımlar şöyle: Dimdik ayaktayız, korkmuyoruz, yılmıyoruz, sinmiyoruz. Hakimler, savcılar bir iktidar partisinin memuru haline geldiğinde ne olduğunu hep birlikte yaşıyoruz.

Biz CHP olarak yüz yıl önce bu ülkeye tek adam rejiminin yerine demokrasiyi ortaya koyduk. Yasaklardan kurtulacağını, yolsuzlukla mücadele edileceğini ifade ederek birileri iktidara geldi. Kendisinden önceki hükümetin ortaya koyduğu katı politikalar sonuçlarını vermeye başlamıştı, üstüne de gerçek niyetlerini ustalıkla gizledikleri için becerikliymiş gibi göründüler. İmkan ellerine geçer geçmez yaptıkları ilk iş yargıyı ele geçirmek oldu.

''FİİLİ GÖZALTI UYGULUYORLAR''

"Bugün sabah Cem Aydın kardeşim şimdi adli kontrol talep etmiş... Cem Aydın kardeşimi dün CHP Gençlik Kolları kurumsal hesabından yapılan bir paylaşım... Paylaşımda benim bu süreçle ilgili söylediğim sözleri videoyu editlemişler o paylaşım kondu diye sabah 08.00 polis gitti kapısına. Sabah da itiraz ettik. 'Açıklama var ifadeye çağırılmıştır.' Çağırma telefon açar çağırıusın. Telefona ulaşamadın ne yapacaksın elbette polis yollayacaksın. Bir polis gider 'ifadeye çağırıyorlar seni' der. Giderse gider gitmezse eğer o zaman zorla getirme diye bir şey olur. Sekiz polis kapıya gelmiş. 'Adliyeye gideceğiz ifadeni alacaklar.' Gözaltı kararı var mı? Yok. Ama fiili gözaltı uyguluyor. Dediler ki bana hukukçu arkadaşlar, yine tabii bizimkilerin iflah olmaz bir iyimserliği, hukuka öyle bir inançları var ki; 'Efendim yanlış ama yaptığı, çok acil hallerde gecikmenin sakıncalı olduğu yerlerde resen şifahen söyler 'gidin alın yazıyı yolluyorum' der. Devletin savcısına polis güvenir, o gider gözaltını yapar yazı arkadan gelir. Bunun Cem'e yapılması çok ayıp ama usül budur.' Gittiler ifade alındı, savunma yapıldı, hakime sevk etti. Adli kontrol talep ediyor. Gözaltı kararı yok ifadeye çağırdık diyorlar. İfadeye çağırdıysan sekiz polis iki araba Cem'i polis arabasında nasıl götürüyorsun? Yani usuli hata falan filan değil zihniyet, zihniyet polis devleti zihniyeti. Şu var; tek adamdan Cem'e iki talimatlık iş var. Akın diyor; alın onu. Polisler çıkıyor. Akın'a demiyor ki benim elimde yazı yok gözaltı yok, nasıl giderim nasıl alırım. Oluyor bitiyor laf olsun diye bir gözaltı kararı bile yazmıyor ifadeye çağırdım ben diyor.

"BİR TEK ONA İTİRAZLARI VAR''

O yüzden öyle bir yerdeyiz, öyle bir haldeyiz, tarihin öyle bir noktasındayız ki burada kuvvetler ayrılığı diye bir şey olabilir mi? Ve kuvvetler ayrılığı yoksa şimdi beyefendilerin mahdumları deniz ticareti seviyorlar, gemiler alıyorlar, gemiler Arşimet'in kaldırma kuvveti kuralına göre yüzüyor. Buna itirazları yok. Ama Montesquieu'nun kuralına gelince bir tek ona itirazları var. Arşimet'in kaldırma kuralı, suyun kaldırma kuvvetiyle ilgili kuralı yanlış olsa sizin gemi batardı. Bu kanun doğru olmasa dünyanın güçlü demokrasileri zengin, güçsüz demokrasileri daha fakir, eninde sonunda da perişanlığı yaşayanlar hep tek adam rejimleri olmazdı. En son Esad rejimi çöktü. Ondan önce Allah kimseye sonlarını benzetmesin, bir şey ima ediyorum sanar oradan der ki bana... Kaddafi de Saddam da tek adamdılar. Ve hukukun üstünlüğüne inanmıyordular. İnanmadıkları için yönettikleri ülkeler fakirdi kendi zenginliklerine rağmen.''

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *