CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Nazlıaka bugün, Dört Ayaklı Minare önünde vurularak öldürülen dönemin Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’yi, Gaffar Okkan Anıtı önünde de faili meçhul şekilde öldürülen dönemin Diyarbakır Emniyet Genel Müdürü Okkan’ı anarak kırmızı karanfil bıraktı.
Nazlıaka, Dört Ayaklı Minare’deki anma sonrası şunları ifade etti:
”Ülkemizin barış elçisi olan Tahir Elçi’yi anmak için buraya geldik. Tahir Elçi, hiç tereddütsüz masumiyetin ve barışın timsaliydi. O gerçek bir insan hakları savunucusuydu, demokrattı, laik demokratik bir Türkiye savunucusuydu. Tahir Elçi, aynı zamanda tüm zorda kalanların yanında olan bir hukuk insanıydı. Cumartesi Anneleri’nden Roboski ailelerine kadar tüm davalarda ailelerle birlikte olmuş ve onların hakkını hukukunu savunmuş olan birisiydi. Sandılar ki Tahir Elçi’yi öldürebilecekler ama o ölmedi, hiçbir zaman da ölmeyecek. Barışın elçisi, temsilcisi olarak her daim bizim içimizde de yaşamaya devam edecek. Onu hiçbir zaman unutmayacağız, unutturmayacağız, unutursak kalbimiz kurusun.”
Nazlıaka, Gaffar Okkan Anıtı önünde de şöyle konuştu:
“Aydınlık bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz”
“Gaffar Okkan gerçek bir Cumhuriyet sevdalısıydı, Atatürk prensip ve devrimlerinin yılmaz savunucusuydu, cesur yürekti. Hizbullah’ın çökertilmesinde önemli bir rol oynamıştı. Saydığım bu nitelikleri sebebiyle de katledildi. Ona pusu kurmaya çalıştılar ve onu hayattan kopardılar. Gaffar Okkan’ın biz kadınların hayatında da önemli bir izi var. Onun döneminde Diyarbakır’da kadın polislerin görünürlüğü artmıştı, kadın trafik polisleri görev almaya başlamıştı. İki araba satın almıştı, bunları mavi ve beyaza boyamıştı. Bu otomobillerde ikişer adet kadın polis görev alıyordu. Bir tanesi kaybolan çocukları bulup ailelerine teslim ediyordu. Diğerinde de yaşlılara yardımcı oluyordu. Gaffar Okkan, engelliler konusunda da çok duyarlıydı, havalimanında engelliler için bir tekerlekli sandalye almıştı. Yine kadın polisler onlara yardımcı oluyordu.
Son derece duyarlı ve ülkesine vatanına bağlı bir insandı. O Diyarbakır’ı sevdi, Diyarbakır da onu çok sevdi. O samimiydi, gerçek duygularla buranın halkına bağlandı, hizmet etti. O yüzden buranın halkı da onu hiç unutmadı. Hiçbir zaman makam, mevki peşinde olmadı. Hatta şöyle bir sözü var: Ben makam mevki peşinde değilim, yapacak bir şey bulamazsam gider babamın fırınında çalışırım diyordu. Gerçek bir halk insanıydı. Ne yazık ki hainler tarafından hayattan koparıldı.
Bizler CHP olarak faili meçhullerin araştırılması için TBMM’ye defalarca araştırma önergesi verdik. Ancak AK Parti milletvekillerinin oyları ile reddedildi. Biz bu faili meçhullerin de tüm haksızlıkların, hukuksuzlukların da her daim üzerine gitmeye devam edeceğiz. En geç 7 ay sonra, iktidara geldiğimizde bütün bu karanlıktan beslenenleri açığa çıkaracağız. Karanlıktan kendine medet umanlara inat bizler aydınlık bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz. Huzur, barış içinde, herkesin bir ve birlikte yaşadığı bir Türkiye ortamını sağlayacağız.”
