İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4864 %0.01
36,6208 %0.08
3.436.127 %0.177
3.065,65 0,40
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GÜNDEM CHP’li Öztrak: Dünyada enflasyonda ilk 6, gıda enflasyonda ilk 4 ülkeden biriyiz

CHP’li Öztrak: Dünyada enflasyonda ilk 6, gıda enflasyonda ilk 4 ülkeden biriyiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Türkiye’nin 85 milyon üzeri nüfusla milli geliri 13 bin doların üzerinde olan beş ülkeden biri olduğuna yönelik açıklamasını değerlendiren CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, “Sorun, kötü yönetim nedeniyle Türkiye’nin gücünün refah olarak milletimize yansımaması, aslen milletimize ait olan zenginliğin faiz lobilerinin, yandaş müteahhitlerin ve rüşvet çetelerinin cebine akmasıdır” dedi.

Muhalif- Ankara

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Türkiye, dünyada hem nüfusu 85 milyonun hem de kişi başına geliri 13 bin doların üzerinde olan beş ülkeden biri” sözlerini yazılı bir açıklamayla değerlendirdi. “Sorun, kötü yönetim nedeniyle Türkiye’nin gücünün refah olarak milletimize yansımaması, aslen milletimize ait olan zenginliğin faiz lobilerinin, yandaş müteahhitlerin ve rüşvet çetelerinin cebine akmasıdır” diyen Öztrak’ın açıklamaları şöyle:

“Ekonomimiz büyüktür, güçlüdür... Türkiye, genç nüfusuyla, bereketli topraklarıyla, dünyanın her yerinde ter döken iş insanlarıyla, yer kürenin kalbindeki konumuyla, 4,5 saatlik uçuş mesafesinde 1,5 milyarlık nüfusa, 58 ülkeye ve 21,5 trilyon dolarlık pazara erişebilen olağanüstü potansiyele sahip bir ülkedir. Bunun için istatistiklere takla attırmaya da, suni ligler tanımlamaya da gerek yoktur… Sorun, kötü yönetim nedeniyle Türkiye’nin gücünün refah olarak milletimize yansımaması, aslen milletimize ait olan zenginliğin faiz lobilerinin, yandaş müteahhitlerin ve rüşvet çetelerinin cebine akmasıdır.

BURADAN BAŞARI HİKAYESİ YAZMAYA ÇALIŞMAK ABESLE İŞTİGAL

Milli gelirimiz şu an, 10 yıllık patinajın ardından ancak 2013’teki seviyesini yakalayabildi. Ama bunun da milletimizin kahir ekseriyetine bir faydası yok. Çünkü gelir son derece adaletsiz dağılıyor. Öyle ki Türkiye, Üyesi olduğu Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) içerisinde gelirin en adaletsiz dağıldığı iki ülkeden biri… Ayrıca Erdoğan’ın tanımladığı, “Nüfusu 85 milyonu, kişi başına geliri 13 bin doları geçen ülkeler” liginde 18 ülke var. Bu ligde beraber yarıştığımız ülkeler arasında; Pakistan, Nijerya, Bangladeş, Filipinler, Etiyopya, Vietnam, Kongo, İran da yer alıyor. Türkiye yıllardır bu ülkelerin önünde yer alıyor. Buradan kendine bir başarı hikayesi yazmaya çalışmak abesle iştigaldir.

SEFALET ENDEKSİNDE OECD LİDERİYİZ

Bu kötü yönetim, muazzam potansiyele sahip ülkemizi refahın ve zenginliğin zirvesine taşıyacağına, OECD ülkeleri arasında Sefalet Endeksi’nde birinciliğe taşıdı. Türkiye hala dünyada, enflasyonun en yüksek olduğu 6, gıda enflasyonunun en yüksek olduğu 4 ülkeden biri…

KURU TUTARAK DOLAR CİNSİNDEN GELİRİ YÜKSEK GÖSTERMEK SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL

Son olarak, ihracatçının nefesini kesen, başka ülkelerin ihracatçısını destekleyen, “Kura yaslanarak enflasyonu düşürme” stratejisiyle dolar cinsinden kişi başına geliri, TL cinsinden gelirden daha hızlı artırabilirsiniz. Ama bunun millete faydası yoktur, büyümenin önünü keser, sürdürülebilir değildir. Daha önce defalarca bunu yaşadık. Bir ülkede; hukuk devleti yoksa, siyasi yasak davaları siyasetçilerin tepesinde Demokles’in kılıcı gibi sallanıyorsa, seçilmiş belediye başkanları ipe sapa gelmez davalarla siyaset dışı bırakılmak isteniyorsa, idari kararlarla milletin malına mülküne el konuyorsa orada yatırım olmaz, iş olmaz, aş olmaz.

ÜRETİMİN CEZALANDIRILDIĞI YERDE SAĞLIKLI BÜYÜME OLMAZ

Ekonomide, üreten cezalandırılıyorsa, verimlilik sağlanamıyorsa, yeşili koruyacak, teknolojik gelişmeyi KOBİ’lere yayacak, refahtan tüm vatandaşları yararlandıracak, kimsenin dışlanmadığı bir kalkınma stratejisi ortaya konamıyorsa, orada sağlıklı bir büyümeden söz edilemez. En tepede oturanların, ucuz kredi dağıtarak seçim kazanmaya çalıştığı, bunu da Londra’daki yatırımcılara “Faiz sebep, enflasyon sonuç” safsatasıyla pazarlamaya kalktığı, enflasyonu azdıran, pahalılığı coşturacak bu kararı millete ise “Nass” diyerek anlattığı, dinselleştirdiği, dokunulmaz hale getirmeye çalıştığı, bunun için ikide bir bakan ve TCMB Başkanı değiştirdiği yerde kimse ekonomiye güvenmez.

SADECE İSTATİSTİKLERLE MASAL ANLATARAK ZULMÜ GİZLEMEK MÜMKÜN DEĞİL

Yeni ekonomi yönetimi faizi yüzde 50’ye çıkararak “rasyonel zemine döndüklerini” söylerken, Saray, “itibardan tasarruf olmaz” diyerek milletin parasıyla hovardalık yapıyorsa, ekonomide milletin önüne dengesiyle, takvimiyle, eylemlerin etki analizleriyle, sonuçları kontrol ve takip edilebilir gerçek bir program konamadıysa, sadece istatistiklerle masal anlatarak ülkedeki zulmü, ekonomideki kırılganlığı gizlemek mümkün değildir. Ülke yönetilmiyor, savruluyor. Milletimiz, işsizlik ile hayat pahalılığı arasında eziliyor. Artık emekçi de, emekli de, çiftçi de, esnaf da, canı yanan yatırımcı da Sarayın masallarını dinlemek istemiyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *