İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4863 %0.01
36,5949 %0.01
3.429.900 %0.29
3.064,76 0,37
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GÜNDEM CHP’li Rahmi Aşkın Türeli: Türkiye’nin turizm hedefleri açısından kalkınma planı ile orta vadeli programları arasındaki ilişki kopuk

CHP’li Rahmi Aşkın Türeli: Türkiye’nin turizm hedefleri açısından kalkınma planı ile orta vadeli programları arasındaki ilişki kopuk

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2025 bütçesinde konuşan CHP İzmir Milletvekili, Plan ve Bütçe Komisyonu Sözcüsü Rahmi Aşkın Türeli, turizmin aslında ekonomi içindeki nispi payının artmadığını, azaldığını belirterek, “Turizm yatırımlarını inceledim. 2002 yılında turizm yatırımlarının toplam yatırımlar içindeki payı yüzde 4,4'müş, 2025 yılında bu pay binde 8 olmuş. Gittikçe azalıyor bunun payı: "Biz yatırımları yaptık, bundan sonra yatırım değil başka şeyler yapacağız." anlamına mı geliyor bu durum? Turizm sektörünün gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payına da baktım, 2002'de binde 8,5'muş, 2023'te binde 2,4, 2025'te de yine binde 2,4; aynı kalması hedefleniyor. Yani burada baktığımız zaman turizmin aslında ekonomi içindeki nispi payının artmadığını, azaldığını görüyoruz” dedi.

Muhalif- Ankara

Türeli, konuşmasında turizmin milyonlarca insana istihdam sağladığını ve ülkeye döviz getiren önemli bir sektör olduğunu ve Türkiye'de birçok kentimizin bu ekonomik faaliyet hacmiyle birlikte yaşadığı, geliştiği ve zenginleştiği bir sektör olduğunu vurgulayarak “Turizm gelirlerinin 2002 yılında ekonomi içindeki durumundan bahsedecek olursak, o dönemde turizm gelirleri 46,5 milyar dolardı. 2023'te bu rakam 55,9 milyar dolara çıktı. Turizm gelirlerinin hesaplanmasında yöntem sık sık değişti. Bir dönem, işçi dövizleri vardı, sonradan bir kısmı turizm gelirlerine eklendi. Sonra "Turizm geliri farklı kaynaklardan geliyor, bunları alalım, kavrayalım." denildi, ödemeler dengesindeki belli kalemler turizme aktarıldı. Yani turizmin gelirlerine eskiye gidip sağlıklı biçimde bakabileceğimiz bir veri setimiz yok.” dedi.

“Türkiye’nin turizm hedefleri açısından kalkınma planı ile orta vadeli programları arasındaki ilişki kopuk”

Hazırlanan kalkınma planı ve Orta Vadeli Programların ekonomideki karar alıcılara yol gösterdiğini aktaran Türeli; “Bu istatistiksel değişmeler belli sıkıntılar yarattı. 2024-2027 arasında ortalama yüzde 6-7'lik bir yıllık artış bekleniyor fakat 2028 yılında 100 milyar dolar hedefi var. Yüzde 6, yüzde 7 büyüyen bir sektör birdenbire 2027’de 74 milyar dolarken, 2028’de 100 milyar dolara nasıl çıkacak? Böyle iddialı hedeflerin olması güzel bir şey ama Türkiye'nin kalkınma planıyla, orta vadeli programları arasındaki ilişki kopuk. Öyle olduğu için buradaki rakamların çoğunu kimse ciddiye almıyor. Oysa bu hazırladığımız işleri yüzde 100 başarmak mümkün olmasa da bu hedeflerin bir önemi var. Ekonomideki karar alıcılara yön gösteriyor; yani nerelere önem veriyorsunuz, hangi politikaları uygulayacaksınız, hedefleriniz neler? Buna ilişkin olarak plandaki hedeflerin çöpe atılması, OVP ile uyumsuzluğu, bütçelerde buna ilişkin gerekli kaynakların aktarılmaması bu süreci açıkçası zedeliyor.” değerlendirmelerini yaptı.

“Turizm yatırımları gittikçe azalıyor”

Yıllara göre turizm yatırımlarını incelediğini söyleyen Türeli, toplam yatırımlar içinde turizm yatırımlarının payının gittikçe azaldığını söyledi. Türeli; “Turizm yatırımlarını inceledim. 2002 yılında turizm yatırımlarının toplam yatırımlar içindeki payı yüzde 4,4'müş, 2025 yılında bu pay binde 8 olmuş. Gittikçe azalıyor bunun payı: "Biz yatırımları yaptık, bundan sonra yatırım değil başka şeyler yapacağız." anlamına mı geliyor bu durum? Turizm sektörünün gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payına da baktım, 2002'de binde 8,5'muş, 2023'te binde 2,4, 2025'te de yine binde 2,4; aynı kalması hedefleniyor. Yani burada baktığımız zaman turizmin aslında ekonomi içindeki nispi payının artmadığını, azaldığını görüyoruz. Oysa biliyorsunuz, 1980 sonrası geçilen dışa açık ekonomi modelinde turizm, lokomotif sektörlerden birisiydi ve On İkinci Kalkınma Planı'nda da turizm öncelikli gelişme alanı olarak tanımlandı.” ifadelerini kullandı.

“Turizm çeşitlendirilmeli ve işleyişi tüm yıla yayılmalı”

Türkiye’de turizmin yaz mevsimi ile sınırlandığını hatırlatan Türeli; “Turizmin çeşitlendirilmesi ve işleyişinin tüm yıla yayılması konusunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Türkiye'de daha çok deniz, kum tatili üzerinden bir turizm konsepti var. Doğa turizmi, tarih turizmi, kültür turizmi, gastronomi turizmi; bunların hepsinin birlikte olduğu bir yapıya ihtiyaç var. Ama ne yazık ki daha çok yaz döneminde yoğunlaşan bir turizm faaliyeti var. Kitle turizmine yönelik, büyük kapasiteli kıyı şeridi otelciliği var. Avrupa'nın her yerinde butik otelcilik var; insanlar otelde kalıyor, dışarı çıkıyor, yürüyüşünü yapıyor, yemeğini yiyor, alışverişini yapıyor ama biz turisti kapatıyoruz bir otelin içine, ondan sonra da kişi başına harcama bin dolar olarak kalıyor.” dedi.

“Enflasyon turizmi etkiliyor”

Türeli sözlerinin devamında enflasyonun turizmi ciddi anlamda etkilediğini söyleyerek “Bu enflasyonda, özellikle gıda enflasyonundaki artışlar turizmi de ciddi olarak etkiliyor. Yeme içme maliyetleri ve otel fiyatları rakip ülkelere göre biraz yükselmiş durumda. Bu biraz konjonktürel bir süreçle oldu, enflasyonun son üç yıldaki yükselişi turizmi ciddi olarak baltaladı. Uygulanan yanlış politikaların Türkiye'ye getirdiği enflasyon, bir kader değil... Hâlâ enflasyonun yeniden tek haneli seviyelere inmesi planlanıyor ki onun da mümkün olmadığı gözüküyor. Gelir seviyesi yüksek ülkeler bile Türkiye'yi pahalı buluyor ve gelmek istemiyor.” değerlendirmelerini yaptı.

“Türkiye’nin termal turizm potansiyeli yüksek”

Türkiye’de termal turizm hizmetinin geleneksel kaplıca konseptinde verildiğini aktaran Türeli, termal tedavinin SGK’nın ödeme kapsamına alınmasının önemli olduğunu vurguladı. Türeli; “Mevzuat değişiklikleri konusu önemli, Türkiye Otelciler Birliği yasası hâlâ yok; bu, önemli bir yasa. Bu yasanın çıkmasına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Devre mülk ve devre tatil tesisleri ne yazık ki Turizm Bakanlığı denetiminde değil, Turizm Bakanlığının denetimine alınmalı.

Geçmişte karbon ayak izini azaltan, çevreye duyarlı tesislere, Yeşil Yıldız belgesi alan otellere enerji desteği vardı. Yeşil dönüşümünün de tam içine giriyor, bunun yeniden başlatılması söz konusu.

Termal turizm konseptinde, Türkiye’nin çok büyük bir potansiyeli var. Ama ne yazık ki Türkiye ciddi bir termal turizm konsepti yerine daha çok geleneksel kaplıca turizmi gibi bir yapının içinde. Afyon'da konaklama süresi ortalama iki gece. Çünkü insanlar gidiyor, hafta sonunu değerlendiriyor. Hâlbuki termal turizm, tedavi ve rehabilitasyon amaçlı bir sağlık hizmetidir. Minimum iki hafta, bir ay gibi sürelerle planlanmalıdır. Tabii, termal turizm geliştirilirken de hekim kontrolünde ve uzman sağlık ekiplerinin eşliğinde bir tedavi hizmeti yaygınlaştırılmalı.” dedi.

“Turizm bölgelerinde hayat çok pahalı, çalışanlar sektörden uzaklaşıyor”

Türeli, sözlerinin devamında turizm bölgelerindeki hayat pahalılığından da bahsetti. Bölgelerdeki hayat pahalılığının sektör çalışanlarını yöreden uzaklaştırdığını söyleyen Türeli; “Konaklama vergisinin büyük bir kısmının kentin tanıtımında ve turizmin gelişmesinde kullanılmak üzere yerel yönetimlere bırakılması konusunun çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Çünkü belediyelerin daha çok kaynağa sahip olmaları, kentte yaşayan insanlara nicelik ve nitelik açısından çok daha yeterli hizmet verebilmelerini sağlayacak.

Turizm çalışanları açısından da problem var. Yani sektör, özelliği gereği mevsimsel ve Türkiye'de bütün yıla yayılmıyor. Turizm bölgelerindeki hayat pahalılığından dolayı çalışanlar turizm sektöründen uzaklaşıyor. Kiralar çok yüksek, yaşam maliyeti de yükseliyor. Çalışanları bölgede tutmak için lojman yapan turistik tesis işletmecileri teşvik edilebilir, turizm sektöründe çalışanların, yıl boyunca çalışmasını sağlayacak bir mekanizmayı geliştirmemiz gerekir. Yani yıl boyu istihdam sağlayacak bir perspektif. Ne olabilir? Turizm sektörünün yoğun olduğu aylar dışındaki aylarda sosyal sigorta, prim ve vergi konusunda devletten gerekli destek sağlanabilir. Çünkü sonuçta orada ne kadar nitelikli hizmet verirsek o kadar iyi olacak.” detaylarını aktardı.

“Turizm sektöründe yapılacak çok fazla iş var”

Sektörde yapılacak çok fazla iş olduğunu ifade eden Türeli; “Aynı şekilde, üç yıldız ve üzeri konaklama işletmelerinde üniversitelerin turizm eğitimi veren bölümlerinden mezun yöneticilerin çalıştırılması, hemen olmayabilir ama kademeli olarak böyle bir sistem getirilebilir. Turizm sektöründe yapılacak çok fazla iş olduğunu düşünüyorum. Mevzuat değişiklikleri, turizm sektörünün çeşitlendirilmesi, turizm çalışanlarının istihdamı; daha nitelikli bir istihdam yapısının sağlanmasının sektör açısından önemli olduğunu düşünüyorum.” diyerek konuşmasını noktaladı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *