CHP'nin eski genel başkanlarından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suç duyurusu

Muhalif- Özel  

Eski Genel Başkanlar Altan Öymen, Murat Karayalçın ve Avukat Turgut Kazan adliye çıkışında basın açıklamasının tamamını Muhalif Youtube kanalından izleyebilirsiniz.

CHP eski genel başkanları Altan Öymen, Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın, avukatları, eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan aracılığıyla, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulundu.

Dilekçede, Erdoğan'ın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik Ankara Çubuk'ta gerçekleştirilen linç girişiminin görüntülerini partisinin grup toplantısında izletmesinin, "talimat" niteliğinde olduğu savunuldu.

Muhalif.com.tr olarak duyurduğumuz  "CHP'lİ eski liderlerden suç duyurusu" başlıklı haberimizin takibi için bugün İstanbul Adliyesi’ndeydik.
CHP’li Genel Başkanlar Altan Öymen, Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti hakkında suç duyurusunda bulunmak için geldiler.
Hikmet Çetin  Azerbaycan’da olduğu için adliyeye gelmedi. Eski Genel Başkanlar Murat Karayalçın ve Altan Öymen'e Çağlayan Adliyesinde Avukat Turgut Kazan eşlik etti.

Dilekçede yer alan suçlamalar:

Siyasi hakların engellenmesi.
Suçu ve suçluyu övme.
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik.
Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs.

Üç eski genel başkana göre söz konusu videonun gösterilmesi linçin yinelenmesine kapı aralıyor. Saldırganların demokrasiyi ve anayasal düzeni ortadan kaldırmak için Kılıçdaroğlu'nu öldürmek istedikleri savunuldu.
Görüntülerin izletilmesinin, bilinçli bir tercih olduğu vurgulanlandı. Eğer birileri bu videoyu talimat sayarsa yeni bir linç girişiminin anayasal düzene kastedeceği ifade edildi.
Cumhurbaşkanı için suç duyurusunda bulunulabileceği belirtilerek, savcılığın fezleke hazırlayıp TBMM'ye gönderilmesi talep edildi.

Eski Genel Başkanlar Altan Öymen, Murat Karayalçın ve Avukat Turgut Kazan adliye çıkışında basın açıklaması yaptılar.

Eski Genel Başkanlar Altan Öymen, Murat Karayalçın ve Avukat Turgut Kazan adliye çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtladılar.

Avukat Turgut Kazan tarafından hazırlanan dilekçede, "Çubuk olayı planlı bir linç girişimiydi ve bakanlar dahil tüm yetkililer seyretmişti" başlığı altında, şunlar kaydedildi:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin 27.10.2021 günlü grup toplantısında konuşurken, "videoyu koyalım" diyerek, Çubuk’taki linç girişimi  görüntülerini izletmiştir. Bilindiği gibi, şehit er Yener KIRIKÇI’nın 24.04.2019 günlü cenaze  töreninde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile eşlik eden CHP milletvekillerine karşı, planlanmış bir linç girişimi yaşanmıştı. Daha cenaze namazına geçilmeden, Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının çevresi sarıldı. Kimi tekme / yumrukla, kimi getirilip varile doldurulmuş taşları atarak, kimi sopa, demir çubuk, bıçak kullanarak, başta Kılıçdaroğlu olmak üzere, yakaladıklarını öldürmeye çalıştılar. Törene katılan bakanlar vardı, üst düzey güvenlik görevlileri vardı. Ama etkin bir engelleme çabası olmadı. Sadece koruma görevlileri, genel başkanı öldürecekler diyerek, adeta zorla bir evin kapısını açtırıp Kılıçdaroğlu’nun o eve girmesini sağladılar. Saldırgan grup (tıpkı SİVAS / MADIMAK’taki gibi) “evi yakın, öldürün” sloganlarıyla bağırıyordu. Onlara yine müdahale edilmiyordu. Böylece, demokrasiyi / anayasal düzeni ortadan kaldırmayı amaçlayan, muhalif kişilere yönelik bu linç girişimi seyredildi. Saldırgan grup slogan atıp duruyordu. Bu durum yaklaşık 2 saat kadar sürdü. Ve sonuçta, sadece koruma görevlilerinin çabasıyla, Kılıçdaroğlu zırhlı bir araca bindirilerek evden çıkarıldı, o alandan uzaklaştırıldı." dedi.

Ne olmuştu?

22 Nisan 2019'da Çubuk'taki şehit cenazesinde Kılıçdaroğlu'na saldırı oldu. Hatta CHP liderinin sığındığı ev yakılmak istendi. 27 Ekim 2021 tarihinde AK Parti Grubu toplantısında, Ankara Çubuk'ta CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik linç girişiminin görüntülerini izletti. Aynı gün Kılıçdaroğlu, bir basın toplantısı düzenledi. Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a yönelik olarak, "Şahıs bugünkü grup toplantısında benim görüntülerimi izletmiş. Adeta birilerine 'yarım kalan işi bitirin' demiş. Ne senden ne senin şürekândan korkmuyorum" demişti.