Bir çocuk için okula başlamak onun yürümeye başlaması, diş çıkarması veya konuşması kadar önemlidir. Okula başlamak için gerekli yaşa ulaşmış ve zihinsel olgunluğa erişmiş bir çocuğun okula gitmek için hazır olması gereklidir. Yani, yeni duruma uyum sağlamak için gerekli ruhsal olgunluğa ulaşmış bir çocuğun okul hayatı pozitif olacaktır.
Okula başlamak, çocuk için yetişkinin düşündüğü kadar kolay değildir. Yeni insanlar, öğretmen dedikleri otoriter birisi, ödevler ve kendisi kadar kaygılı bir sürü çocuk… En kötüsü de bu zamana kadar hep başı sıkıştığında imdadına koşan ailesi orada yok. Bazı çocuklar için okula başlamak eğlenceli olsa da, bu her çocuk için söylenemez. Özelliklede ailesine bağımlılık geliştirmiş olan, aşırı koruyucu ailelerin çocukları, okulun açıldığı gün yoğun bir psikolojik baskı yaşayabilirler. Bu yeni durum çocuk için tehdit oluşturabilir. Hatta geçici sürelerle çocukta kekemelik, tırnak yeme veya kâbuslar görme gibi bozukluklar da başlayabilir.
Çocuğun ilk günlerde yaşadığı okul korkusu fobiye dönüşebilir.
Okul korkusunun olası nedenleri
- Okul korkusunun temelinde çocuğun anne babaya, çoğunlukla da anneye aşırı bağımlı olması ve anne babadan ayrılma korkusu yatar.
- Çocuk anne babası olmadığında kendisine veya anne babasına bir şey olacağından korkuyor olabilir.
- Yeni bir kardeşin doğumuyla kardeş kıskançlığının ortaya çıktığı durumlarda görülebilir.
- Sorumluluk almaktan korkuyor olabilir.
- Anne babanın çocuğun okula başlamasıyla geliştirdikleri endişe ve kaygıları çocuğa yansıtmaları sonucu çocukta okul korkusu yaşanmaya başlayabilir.
- Annenin de çocuğa bağımlı olması okul korkusunu tetikleyebilir.
- Çocuğun geç saatlere kadar ayakta kalması gitmek istememesine neden olabilir.
- Performans kaygısı yaşayan çocuklar başarısız olma endişesiyle okula gitmek istemeyebilirler.
- Öğretmenin ilgi ve sevgisi diğer çocuklara da yöneleceğinden çocuk kendisine gösterilen ilgi ve sevgiden tatmin olmayabilir.
- Ev ortamı çok kuralsız ve patronun çocuk olduğu aile yapılarında, çocuklar bir düzen bütünü olan eğitim kurumlarına uyumda akranlarına kıyasla güçlük çekmekte ve okula gitmeyi istemeyebilmektedirler. Bu çocuklar kurallı ortama aşina olmadıklarından da endişe duyabilmektedirler.
- Yani ‘okul korkusu’ olarak tanımladığımız ya da okula gitmek istemeyen çocuk olarak etiketleme yapılan durumlarda aslında düşünülmesi gereken bu davranışın altında yatan nedenlerdir. Büyük bir ihtimalle çocuğun yaşadığı olumsuz deneyimler (Okul içi ya da ev ortamında), okula gitmek istememe davranışı olarak gözler önüne serilmektedir.
- Öğretmenler ve anne babaların yapmaları gereken öncelikle çocuğu anlamaya çalışmak ve kendi davranışlarını gözden geçirmektir. Eğer ki gitmek istememe davranışı göstermekte olan çocuk aynı zamanda fiziksel rahatsızlıklarından şikayetçi ise doktor muayenesi şarttır. Fiziksel bir rahatsızlığı olmadığı anlaşılan çocuklarda psiko-sosyal destek anne baba, uzman ve öğretmen üçgeni işbirliğince sağlanmalıdır.