İstanbul
Hafif yağmur
17°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
36,6843 %0.11
39,9667 %0.15
3.518,56 % 0,06
83.768,13 %-0.632
Ara
Muhalif. GÜNDEM Cumartesi Anneleri: Bu ülkede failleri ortaya çıkaracak hiçbir siyasi irade olmadı

Cumartesi Anneleri: Bu ülkede failleri ortaya çıkaracak hiçbir siyasi irade olmadı

Cumartesi Anneleri/İnsanları adalet arayışlarının 908.  haftasında, 1996 yılında Diyarbakır’da gözaltına alınan ve cansız bedeni günler sonra Diyarbakır Devlet Hastanesi morgunda bulunan Cemal Kavak için adalet talep etti. 

Okunma Süresi: 4 dk

 Haftanın açıklamasını İnsan Hakları Derneği İstanbul Şube Başkanı Avukat Gülseren Yoleri yaptı. Açıklamada, ””Türkiye, Cemal Kavak davasında, bugüne kadar hükmedilen tazminatın ödenmesi dışında AİHM kararına uymak için  herhangi bir adım atmadı. Bu nedenle 908. haftamızda Cemal Kavak dosyasında etkin bir soruşturma ve kovuşturma faaliyeti yürütmek üzere yargı makamlarını göreve çağırıyoruz.” denildi. 

Yoleri, Kavak dosyasıyla ilgili şunları söyledi:

”37 yaşındaki Cemal Kavak Diyarbakır’da yaşıyordu. Diyarbakır Vergi Mahkemesi’nde memur olarak çalışan Kavak,  üyesi olduğu Yargı-Sen bünyesinde sendikal faaliyet yürütüyordu.

”Cemal Kavak, 24 Nisan 1996 tarihinde arkadaşlarıyla  Hevsel’de bir kahvede buluştu. Burada sohbet eden arkadaşlar saat 23:00 sularında kahveden ayrıldı. Birlikte Dağkapı / İskanevleri hattında çalışan bir minibüse bindiler. Kuruçeşme durağında inen Cemal’den bir daha haber alınamadı.

”Cansız bedeni morgda bulundu”

”Bağlar Karakolu’na ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuran aile, oğullarının bulunmasını talep etti. Kendileri de her yerde Cemal’i aramaya başladı.

”26 Nisan 1996 tarihinde Diyarbakır Devlet Hastanesi morguna ’kimliği belirsiz’ bir bedenin geldiği duyumu üzerine baba Gıyas Kavak hastaneye gitti. Söz konusu cansız bedenin oğluna ait olduğunu teşhis etti.

”Cemal Kavak’ın bedeni, bir köylü tarafından, Diyarbakır Bismil karayolu kenarındaki sazlık bir hendekte bulunmuştu. Çınar Cumhuriyet Savcısı, adli tıp doktoru ve jandarma ekibiyle olay yerine gitmiş, ’Ceset incelemesi ve otopsi’ başlıklı bir belge düzenlenmişti.

”Otopsi yapmaya gerek görülmedi”

”Bu belgede; ölü muayenesi sonrası, maktulün boynunda iki boğulma izi tespit edildiği ve ölümün iple boğulma sonucunda gerçekleştiği, ölüm nedeni açık olduğu için de sistematik bir otopsi yapmaya gerek görülmediği kaydedilmişti.

”Ayrıca Çınar Savcılığı, 1996/231 dosya numarasıyla bir  soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında ailenin isteği üzerine altı tanık dinlendi. Tanıklardan E.Y. ifadesinde  ’Cemal sol görüşlü olduğu için cinayet siyasi olabilir’ uyarısında bulundu. Ancak etkin bir soruşturma yürütülmedi.

”Dosya sürüncemede bırakıldı”

”Çınar Cumhuriyet Savcılığı, 23 Temmuz 1997 tarihinde,  uygulamada dosyayı sürüncemede bırakmanın diğer adı olan, ’sürekli soruşturma’ kararı verdi. Bu durumda dosya zamanaşımına uğrayana kadar soruşturma devam edecekti.

”Ancak devam eden  soruşturmada, jandarma tarafından gönderilen yeni bir delil veya unsur bulunamadığını bildiren birkaç yazı dışında hiç bir gelişme olmadı. Cemal Kavak dosyası iç hukukta zamanaşımı ile kapatılmaya terk edildi.

”AİHM ihlal kararı verdi”

”Gıyas ve Cayze  Kavak, oğullarının Devletin bilgisi dahilinde “paramiliter güçler” tarafından öldürüldüğü, Devletin suçun faillerini belirlemek için etkili ve yeterli bir soruşturma yürütmediği ve şikayetleri ile ilgili olarak etkili hukuk yolu bulamadıkları iddiasıyla  4 Ağustos 1999 tarihinde AİHM’e başvurdu.

”AİHM 6 Temmuz 2006 tarihli kararında, etkili ve yeterli bir soruşturma yapılmadığı için Sözleşme’nin yaşam hakkını düzenleyen 2. maddesinin usulden ihlal edildiği, ayrıca başvuranların Türk hukukunda mevcut hukuk yollarına etkin erişimden mahrum bırakıldıkları için Sözleşme’nin 13. maddesinin ihlal edildiğine karar verdi.

”Tazminat ödemek dışında bir şey yapılmadı”

”Cemal Kavak’ın cansız bedeninin bulunduğu yerin yaşadığı yerden çok uzakta olması, bedenin bulunduğu yere hangi yönden gidilirse gidilsin çok sayıda güvenlik kontrol noktasından geçilerek gidilebilmesi, bu kontrol noktalarından ölü bir bedenle geçebilenlerin ancak taşıdıkları resmi kimlik vasıtasıyla aramaya tabi tutulmayan kişiler olabileceği dikkate alındığında, Kavak’ın başına gelenlerin, 90’larda OHAL bölgesindeki gözaltında kaybetme uygulamaları ile örtüştüğü açıktır.

”Türkiye, Cemal Kavak davasında, bugüne kadar hükmedilen tazminatın ödenmesi dışında AİHM kararına uymak için  herhangi bir adım atmadı. Bu nedenle 908. haftamızda Cemal Kavak dosyasında etkin bir soruşturma ve kovuşturma faaliyeti yürütmek üzere yargı makamlarını göreve çağırıyoruz.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *