İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4573 %-0.07
36,4748 %-0.32
3.508.266 %3.257
3.061,67 0,27
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GÜNDEM Cumhurbaşkanı ölümsüz mü?

Cumhurbaşkanı ölümsüz mü?

Nursun Erel'in yazısı Cumhurbaşkanı ölümsüz mü?

Tabii ki değil, ama doğrusu ben uzun ömürlü olmasını dilerim, hatta 2040’lara kadar yaşamasını isterim...

Siz de istemez misiniz o yılları görmeyi? Çocuklarınızın torunlarınızın yaş alışına tanıklık etmeyi?

“Ömür biter yol bitmez” dedikleri gibi, yaşama dair sorular da bitmiyor. Bazen aklıma takılan bir soru var, yanıtını bir türlü bulamıyorum, bilmem siz ne dersiniz?

-Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetimindeki hükümetin yıllardır sürdürdüğü iç ve dış borçlanmalar ne ölçüde hakkaniyetli? Ekonomiye ve ülke şartlarına uygun mu? Bu borçları gelecek kuşaklara yıkmak adil mi?

Ayrıca şu soruya da yanıt bulamıyorum:

-Ya bu borçlanmalar, ehliyetsiz eller tarafından, hesapsız kitapsız yapılıyorsa?

Öyle ya, denetleyebiliyor muyuz yönetimin icraatını? İşte Sayıştay’ın hasıraltı edilen raporları, işte Varlık Fonu ve hatta Saray harcamalarının büyük ölçüde denetime tabi olmayışı… 

Son yıllarda ağır borç yükü altında oluşumuz yetmezmiş gibi, bilançonun eksi hanesine bir de “Şehir Hastaneleri” eklendi.  Değerli meslektaşım, başarılı araştırmacı gazeteci Çiğdem Toker’in  “Millettin Cebinden” başlıklı son kitabı (*) bu durumu bütün detayları ve “bilinmeyenleri” ile gözler önüne seriyor. 

Çiğdem Toker, kitabının “AKP 2041’e kalır mı?” Başlıklı bölümünde şöyle diyor:

“2041’e çeyrek yüzyıl varken, soruyu fantastik bulanlar çıkabilir. Ama soruya kaynaklık eden, -AKP’nin ömrü- meselesine farklı saiklerle kafa yoranların sayısı sayılamayacak kadar çoktur.  Dinci otoriterleşmenin nereye evrileceği, siyasetin dinamiklerinde nasıl bir kırılma olacağı, seçim gibi sorular, kendisini tebaa değil yurttaş hisseden, biatı reddeden, hukuk devletini dert eden herkesin zihnini fazlasıyla meşgul ediyor…

-AKP 2041’e kalır mı?- sorusu Hazinenin şehir hastaneleri için altına girdiği borç yükü nedeniyle önemli. Müteahhitlerin -ev sahibi-, Sağlık Bakanlığının da kiracı olduğu sözleşmeler aşağı yukarı bu tarihlerde sona eriyor…”

Peki o tarihten sonra acaba ne olacak? 

yazının devamını okumak için 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *