İstanbul
Parçalı az bulutlu
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,8678 %0.24
37,3049 %-0.1
104.178,10 %-0.709
3.225,48 0,31
Ara
Muhalif. GÜNDEM "Deizmin sebebi, dindar çevrelerin oluşturduğu hayal kırıklığıdır"

"Deizmin sebebi, dindar çevrelerin oluşturduğu hayal kırıklığıdır"

Eski İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı, deizm tartışmalarıyla ilgili olarak "Özellikle gençlerde görüldüğü söylenen bu deizm benzeri sapmaların en büyük sebebi, dindar çevrelerin onlarda oluşturduğu, travma derecesine varan hayal kırıklığıdır" dedi.

Okunma Süresi: 2 dk

Eski İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, son zamanlarda artan deizm tartışmalarıyla ilgili olarak Karar gazetesinden Saliha Sultan'a değerlendirmelerde bulundu.

Prof. Çağrıcı, "Sizce günümüz ilahiyat dünyası ya da din görevlileri gençlere ulaşabiliyor mu? Ya da ulaşabilir mi?" şeklindeki soruya şu yanıtı verdi:

"Çok kısa söyleyeyim: Hiç kimse o yana bu yana saptırmasın. Özellikle gençlerde görüldüğü söylenen bu deizm benzeri sapmaların en büyük sebebi, dindar çevrelerin onlarda oluşturduğu, travma derecesine varan hayal kırıklığıdır. Buna itirazı olanlar, birkaç saatini sosyal medyaya ayırsınlar. Bu konuda orası iyi bir gözlem alanıdır."
'Bugün bu çatlağın içinde birbirimizle kavga ediyoruz'

Çağrıcı, "Türkiye’de 1950 sonrası yaşanan siyasal dönüşümde ortaya çıkan ‘İslamcılık’ hareketi, uhdesinde dürüstlük, adalet ve merhamet söylemini barındırıyordu. 

Bu hareketin 2000’ler sonrası yaşadığı siyasal deneyim sonrası vardığı noktayı nasıl yorumluyorsunuz?" şeklindeki soru üzerine de şunları söyledi:

"Siyasal bakış yapmayacağım. Şuradan başlayayım: Kitabımda da değinmiştim; ben genel olarak Tanzimat sonrasındaki değişim ve yenileşme arayışlarının –elbette yanlışları olsa da- genel olarak gayet samimi ve olumlu sonuçlar vermeye başlamış fikir ve çabalar olduğunu düşünüyorum. O dönemin ‘İslamcılar’ını da böyle görüyor, saygıyla anıyorum.

Fakat –kısaca belirteyim ki- I. Dünya Savaşı ve 1920’ler sonrasındaki aşırı sekülerleşme çabaları o itidalli ve bereketli değişim ve yenileşmeyi yozlaştırmış, özellikle mütedeyyin okumuşlar ve halk kesiminde ciddi bir karşıtlık üretmiş, bu da toplumumuzu giderek ortadan ikiye çatlatmıştır. Bugün bu çatlağın içinde birbirimizle kavga ediyoruz. Böyle bir toplumsal psikolojide belirttiğiniz ‘dürüstlük, adalet, merhamet’ gibi erdemler anlamsız kalır."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *