İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4690 %-0.06
36,5214 %-0.22
3.518.876 %3.201
3.069,86 0,54
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GÜNDEM "Deprem fırtınası yaşanabilir"

"Deprem fırtınası yaşanabilir"

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Muğla'nın Datça ilçesinde meydana gelen Richter ölçeğine göre 5.3 büyüklüğündeki depremle ilgili, "Bu bölgede depremlerin bitme olasılığı yok. Deprem fırtınasına dönecek deprem yoğunluğu var" dedi.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre, bugün saat 01.14'te Ege Denizi'nde, Muğla'nın Datça ilçesi açıklarında 5.3 büyüklüğünde deprem kaydedildi. Deniz yüzeyinin 11,40 kilometre derinliğindeki depremin merkez üssünün Datça'ya yaklaşık 40 kilometre mesafede olduğu belirlendi. Bu sarsıntılar yeniden tedirginlik yarattı. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Ege Denizi'ndeki bu depremle ilgili açıklamalarda bulundu. Datça açıklarında meydana gelen 5.3'lük bu depremin İzmir ve İstanbul'daki olası depremlerle bağlantısına değindi.

Prof. Dr. Hasan Sözbilir, "Bizim Güney kıyılarımızda Muğla, Aydın, İzmir, Balıkesir, Çanakkale gibi kıyı şehirlerimizde şehirlerin içinden geçen çok sayıda fay var. 30 Ekim'deki depremde olduğu gibi denizdeki faylarla bağlantılı olduğu için denizdeki faylardan da etkilenme niteliği var. Bu bölgede tsunami tehlikesi de var. Bunlarla ilgili kent ölçeğinde master planların yapılması gerekiyor. En fazla etkilenecek bölgeye göre kentsel dönüşüm planları yapıp depreme, sele, taşkına, heyelana dayanıklı alan niteliğinde değerlendirmek gerekiyor" dedi.

“Hem aktif volkanlar hem de genç faylar var”

Bölgede yaklaşık 1 yıldır sürekli 4 ve 5 büyüklüğünde deprem olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Sözbilir, "Bölgede çok sayıda fay var. Büyük ölçekli fay var ve jeolojik anlamda Güneyi Afrika levhası, Kuzeyi Anadolu levhası kabul ediliyor. Bu fayın tarihsel dönemlerde 8'e varan depremler ürettiğini biliyoruz. Bu fay deprem ürettiğinde bizim Güney ve Batı kıyılarımızda geçmişte tsunami oluşmuş. Zamanı belli değil ancak bu fay gelecekte de deprem üretecek. Şu anda bu fayın üstünde gelişen daha küçük ölçekli faylar deprem üretiyor. Gökova Körfezi'nde deprem yoğunluğu var. Bu faylar Gökova Körfezi'ndeki, Rodos ve Kos Adası'ndaki faylarla bağlantılı faylar. Birbirini tetikleyecek şekilde deprem üretiyor. Deprem fırtınasına dönecek şekilde deprem yoğunluğu var. Bu bölgede bulunan yay şeklindeki adaların büyük çoğunluğu aktif volkanik adalar. Hem volkanik anlamda aktif volkanların bulunduğu bölge hem de genç fayların çok sayıda yer aldığı bölge. Dolayısıyla burası deprem fırtınasının çok fazla gerçekleştiği yer. Bu bölgede depremlerin bitme olasılığı yok. Sürekli birbirine aktaracak şekilde deprem oluyor. Dünya genelinde bugüne kadar yapılan çalışmalar bu tür bölgelerde depremlerin çok daha fazla olduğunu gösteriyor. Hem volkanik aktivite hem de diri fayların varlığı deprem fırtınası şekilde deprem üreteceği anlamına geliyor" diye konuştu.

“Yerleşim yerinden geçen fay deprem üretirse yıkım çok daha fazla olur”

2017 öncesinde de aynı bölgede çok sayıda deprem olduğunu ancak Türkiye ölçeğinde son 1 yıl içinde depremlerde yüzde 40'ın üzerinde artış olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Hasan Sözbilir, "Bu da Afrika ve Anadolu levhasının belli ölçekte yakınlaşması anlamına geliyor. Bölgedeki sismik aktivite yüzde 40 oranında artmış durumda. Daha fazla deprem kaydı elde ettik. İstanbul'da denizde deprem beklerken karadaki faylar da deprem üretmeye başladı. İstanbul'un yerleşim yerlerinde de diri fay niteliği taşıyan faylar olabilir bu anlamda bu fayların çok iyi bir şekilde incelenmesi gerekiyor. Yerleşim yerinden geçen faylar deprem üretirse yıkım çok daha fazla olur" dedi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *