Devlet Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti'nin milli, üniter, demokratik ve sosyal nitelikli bir hukuk devleti olduğunu vurguladı. Bu devlet yapısının temel ilkelerinden biri, insan ve toplum huzurunun vazgeçilmez bir değer olmasıdır. Her birey, hukuki, insani ve inanç temelleri doğrultusunda eşit haklara sahiptir. Görevi, makamı ve mevkii ne olursa olsun herkesin eşit hak ve yükümlülükleri olduğunun altı çizildi. Hiç kimse, ideolojik, politik veya ekonomik üstünlüğe sahip olamayacağı gibi, hiçbir kişi ayrımcılığa da tabi tutulamaz.
Türk Yargısı ve Hukukun Üstünlüğü
Devlet Bahçeli, Türk yargısının bağımsız, tarafsız ve objektif olduğunu belirterek, hukukun üstünlüğü ilkesine olan inancını yineledi. Kanunen suç kabul edilen fiillerin göz ardı edilmesinin ve sürüncemeye bırakılmasının, toplumda derin yaralar açacağını ifade etti. Hukukun zayıflatılmasının, toplumsal barışı bozacağını ve adaletin sağlanmasının gerektiğini belirtti. Ayrıca, hukuki tedbirlerin darbe olarak nitelendirilmesinin, politik yozlaşmaya yol açacağını vurguladı.
Şiddet ve Terörle Mücadele
Bahçeli, şiddet ve terörün insan onurunu hiçe sayan, insanlık değerlerini ayaklar altına alan ve toplumda kaos yaratan tehditler olduğunu söyledi. Şiddetsiz Türkiye hedefiyle, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde şiddetle mücadeleye devam edileceği ifade edildi. Terörle mücadele, şiddetsiz bir Türkiye için temel bir öncelik olarak belirlendi.
Bireysel ve Toplumsal Şiddetle Mücadele
Milliyetçi Hareket Partisi, "Bireysel ve Toplumsal Şiddetle Mücadele" adlı çalışma ile şiddetle mücadele alanında önemli bir adım atmıştır. Bu çalışmanın, şiddetle mücadeleye dair önemli bir eser olarak ortaya çıkması, toplumsal barışı sağlamada önemli bir dönüm noktasıdır.
Açıklamanın tamamı şöyle:
Türkiye Cumhuriyeti milli, üniter, demokratik, sosyal nitelikli bir hukuk devletidir.
İnsan ve toplum huzuru vazgeçilmez değerdedir.
Milli dayanışma ve adalet ölçüleri her muamele ve müdahalenin belirleyici amilidir.
Hukuki, insani ve inanç temelinde her insan eşittir. Görevi, makamı ve mevkii ne olursa olsun normlar kümesinde herkesin eşit hak ve yükümlülükleri vardır.
Hiç kimse ayrımcılığa, ayrıştırmaya maruz bırakılamayacağı gibi ideolojik, politik ve ekonomik üstünlüğe ya da imtiyazlı bir ayrıcalığa sahip değildir.
Türk yargısı bağımsız, tarafsız ve objektiftir.
Kanunen suç kabul edilen, takip ve tecziyesi gereken, bu çerçevede soruşturma ve kovuşturmasının temini lazım gelen eylem ve fiillerin göz ardı edilmesi, sürüncemeye bırakılması, kimi zaman da hasıraltına itilmesi maşeri vicdanı derinden yaralayacak, devlet umurunu ve milletin hukuksal güvenliğini zedeleyecektir.
Adalet ve hukuka karşı çıkılması, değilse bile tartışmaya açılması asayişsizlik ve şiddet ortamına davetiyedir.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı hakkında yapılan adli tasarrufu sabır ve sağduyu ile karşılamak, hukukun vereceği her türlü karara saygıyla yaklaşmak ortak sorumluluk olmalıdır.
Hukuki bir tedbiri darbe diyerek karalamak, hak arayışını sokağa taşırmaya hazırlık yapmak cinnet geçirmiş, akıl ve ahlak seviyesini kaybetmiş bir siyasi yozluktur.
Hiç kimse dokunulamaz, ulaşılamaz, erişilemez ve hesap sorulamaz değildir. Hukuk ile demokrasiyi, adalet ile sandığı, milli iradeyle mülkün temelini cepheleştirmek, hatta çatıştırmak için beşinci kol faaliyetine tevessül etmek yaygın şiddet olaylarına, yoğun istikrarsızlık tablosuna ve yıkıcı krizlere çağrıdır.
Türk yargısına güvenim tamdır. Mahkeme marifetince suç sabit görülesiye kadar masumiyet esastır.
Türkiye’nin şiddetsiz, şikayetsiz, terörsüz, şüphesiz, refah ve huzur dolu bir yüzyıla adım adım ilerlediği şu günlerde içimizi karıştırmaya, düzen ve dirliğimizi bozmaya teşebbüs eden iç ve dış odaklara azami dikkat göstermemiz, devamlı tetikte beklememiz tarihi önemdedir.
Şiddet, insan onurunun hiçe sayılması, insanlık değerlerinin ayaklar altına alınmasıdır. Terör de sistematik bir şiddettir. Terörsüz Türkiye aynı zamanda şiddetsiz bir Türkiye’dir.
Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde şiddetin önlenmesi öteden beri hassasiyet gösterdiğimiz, duyarlılık sergilediğimiz sıcak konu başlığıdır.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin Araştırma-Strateji Geliştirmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımıza vermiş olduğum talimat kapsamında nadide bir çalışma çok şükür muhtevalı bir eser mahiyetinde ortaya çıkmıştır.
“Bireysel ve Toplumsal Şiddetle Mücadele” çalışmamızın meydana gelmesinde eşsiz katkıları ve emekleri bulunan, zamanlarını ayırarak teşkil edilen komisyonumuza canlılık kazandıran muhterem hocalarımıza, değerli uzmanlarımıza ve fikir insanlarımıza, ayrıca böylesi mühim bir çalışmanın gerçekleşmesini koordine eden Araştırma-Strateji Geliştirmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımıza teşekkür ediyor, hepsini birden gönülden kutluyorum.