İstanbul
Parçalı az bulutlu
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,8609 %0.2
37,2521 %-0.26
102.263,47 %-2.209
3.228,24 0,39
Ara
Muhalif. GÜNDEM Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi'nde "ilaçlı -ilaçsız deney" iddiasına Meclis araştırması

Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi'nde "ilaçlı -ilaçsız deney" iddiasına Meclis araştırması

12 Eylül 1980 kanlı darbe döneminin uygulamalarının açığa çıkarılması zaruri olduğunu ifade eden DEM Parti Mardin Milletvekili Kamuran Tanhan, Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nde ‘ilaçlı ve ilaçsız deneyler yapıldı’ iddiasının bütün yönleriyle araştırılarak, uygulamanın neden olduğu hak ihlallerinin ortaya konulması ve giderilmesine yönelik tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırması önergesi verdi.

KAYNAK: HABER MERKEZİ
Okunma Süresi: 5 dk

Muhalif- Ankara

TBMM Başkanlığına sunulan araştırma önergesinin gerekçesinde, son dönemde,  12 Eylül 1980 askeri darbesi sırasında cezaevlerinde insanlık dışı deneylerin yapıldığına dair yeni bir iddialara  dikkat çekildi.  Bu iddilara göre, Mamak ve Diyarbakır başta olmak üzere, askeri cezaevlerinde tutuklular üzerinde “HZI Araştırma Merkezi Laboratuvarı” tarafından ilaçlı ve ilaçsız deneyler yapıldığına vurgu yapılarak, “5 Nolu Cezaevi Hafıza Müze İnisiyatif Grubu konu ile ilgili yaptığı basın açıklamasında söz konusu bu deneylerin, CIA’in 1953 yılında Allen Dulles’un talimatıyla başlattığı zihin kontrol projesi MK-ULTRA kapsamında yapıldığı ve bu projede yazar Muazzez İlmiye Çığ’ın kardeşi Dr. Turan İtil’in de görev aldığı öne sürülmüştür” denildi.

 Gerekçe şöyle:

Türk Silahlı Kuvvetleri, 12 Eylül 1980 tarihinde, Genelkurmay Başkanı ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Kenan Evren liderliğinde emir ve komuta zinciri içinde yürütülen Bayrak Harekatı’yla Türkiye Cumhuriyeti’nin üçüncü sonuca ulaşmış askeri darbesini gerçekleştirmiş ve ülke yönetimine bütünüyle el koymuştur.

Darbeciler artan politik cinayetleri, siyasi istikrarsızlığı, döviz darboğazını, “70 cent’e muhtaç” ekonomiyi, meclisin cumhurbaşkanını seçememesini ve Süleyman Demirel’in başbakan olduğu azınlık hükümetinin sokağın kontrolünü kaybetmesini gerekçe olarak öne sürmüştür. Darbenin önünü açtığı siyasi, ekonomik ve toplumsal yeniden yapılandırmanın günümüze kadar uzanan bilançosu ise oldukça ağır olmuştur. Darbe sürecinde işlenen insanlığa karşı suçların failleri zamanaşımı veya “devlet sırrı” zırhıyla korunmuş, faillerin soruşturulmaları ve yargılanmaları engellenmiştir.

Darbenin hemen ardından başlayan gözaltılarla binlerce insan ansızın evlerinden alınarak karakollara, emniyet müdürlüklerine ve artık işkencehane olarak kullanılacak devlet binalarına, özel mülklere ve tesislere götürülmüştür. Ülkenin dört bir yanında işkenceler, insanlık dışı uygulamalar ve idamlar askeri rejim tarafından sistematik ve yaygın bir şekilde binlerce insana uygulanmış ve bunun sonucunda uluslararası hukukta suç kabul edilen birçok uygulama hayata geçirilmiştir.

4 Temmuz 1980 yılında açılan Diyarbakır 5 Nolu Askeri Cezaevi, açılmasının hemen akabinde gerçekleşen 12 Eylül Askeri Darbesi sonrası Kürt halkının hafızından asla silinmeyecek ağır insan hakları ihlallerine konu suçların işlendiği bir merkez haline gelmiştir. Uygulanan yoğun fiziki ve psikolojik işkence neticesinde çok sayıda mahpus yaşamını yitirmiş, hayatta kalanlar üzerinde hala etkisi devam eden kalıcı sağlık problemlerine neden olmuştur.

Son dönemde, 12 Eylül 1980 askeri darbesi sırasında cezaevlerinde insanlık dışı deneylerin yapıldığına dair yeni bir iddia gündeme gelmiştir. İddialara göre, Mamak ve Diyarbakır başta olmak üzere, askeri cezaevlerinde tutuklular üzerinde “HZI Araştırma Merkezi Laboratuvarı” tarafından ilaçlı ve ilaçsız deneyler yapılmıştır. 5 Nolu Cezaevi Hafıza Müze İnisiyatif Grubu konu ile ilgili yaptığı basın açıklamasında söz konusu bu deneylerin, CIA’in 1953 yılında Allen Dulles’un talimatıyla başlattığı zihin kontrol projesi MK-ULTRA kapsamında yapıldığı ve bu projede yazar Muazzez İlmiye Çığ’ın kardeşi Dr. Turan İtil’in de görev aldığı öne sürülmüştür.

5 Nolu Cezaevi Hafıza Müze İnisiyatif Grubu tarafından yapılan açıklamada, “Daha önce bu uygulama Nazi toplama kamplarında gerçekleştirildi. CIA’in 2. Dünya Savaşı’nda Nazi toplama kamplarında çalışmış olan kimi bilim insanlarını bu gayri insani programda kullanmış olması, Amerika’da ve dünyada büyük tepkilere yol açmış ve 70’li yılların başlarında Amerika’da bu çalışmalar devlet başkanı Gerald Rudolph Ford tarafından yasaklanmıştır. Dr. Turan İtil bu yasaktan sonra Türkiye’ye dönerek kardeşi Muazzez İlmiye Çığ ile beraber, anne ve babalarının ismini (Hatice ve Zahit) taşıyan HZI vakfını kurmuştur. 12 Eylül askeri darbesinden sonra Dr. Turan İtil, ABD’de yasaklanan ve eski Nazilerin de içinde bulunduğu bir projeyi cezaevlerindeki tutuklular üzerinde denemek için MGK’ye başvurmuştur. Gerekli izin alındıktan sonra da pilot cezaevleri laboratuvar olarak kullanılmış, tutukluların kobay olarak kullanıldığı sayısız deneyler, ilaçlı yahut ilaçsız çeşitli işkence yöntemleri sistemli biçimde uygulanmıştır. Amerika’da yasaklanan programlar bu cezaevlerinde, Dr. Turan İtil ve kardeşinin kurduğu HZI Vakfı tarafından hayata geçirilmiştir” ifadeleri kullanılmıştır.

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nde kalmış herkes ‘etnik hınç ve öfkeye’ maruz kalmıştır. Adı Diyarbakır Cezaevi'ndeki tutuklara yönelik insanlık dışı işkencelerle anılan ve 12 Eylül Darbesi sonrası Diyarbakır Cezaevi'nde iç güvenlik komutanı olarak görev yapan Esat Oktay Yıldıran’ın ‘Size öyle bir program uygulayacağım ki, buradan çıksanız bile kendinizi tanıyamayacaksınız’ sözleri bu iddialar karşısında son derece manidardır.

Amerika Birleşik Devletleri’nde yasaklanan bir CIA programının Türkiye’de hayata geçmesi için, dönemin MGK’sinin olurunun nasıl alındığı iddiası ile MGK’ye yapıldığı iddia edilen sunumun mahiyetinin ne olduğu ve bunun için kim ya da kimlerin aracı olduğu sorularıyla beraber HZI Vakfı ve MGK arasında nasıl bir ilişkinin ve sözleşmenin olduğu mevzuları açıklığa kavuşturulmalıdır. Bu kapsamda başta Milli Güvenlik Kurulu olmak üzere, Milli Savunma ve Adalet Bakanlıklarının konuyla ilgili bakanlık arşivlerinde bulunan belge ve bilgiler kamuoyuyla paylaşılmalıdır.

Türkiye’de başta Kürtler olmak üzere tüm halklara büyük mağduriyetler yaşatmış ve sebep olduğu sonuçlarla ruhu hâlâ canlı, ayakta ve yaşıyor olan 12 Eylül 1980 kanlı darbe döneminin uygulamalarının açığa çıkarılması zaruridir. Bu bağlamda bilhassa Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nde ‘ilaçlı ve ilaçsız deneyler yapıldı’ iddiasının bütün yönleriyle araştırılarak, söz konusu uygulamanın neden olduğu hak ihlallerinin ortaya konulması ve giderilmesine yönelik tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Anayasa’nın 98’inci, İçtüzüğün 104’üncü ve 105’inci Maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması elzemdi

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *