İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4588 %-0.06
36,5388 %-0.14
3.521.964 %3.474
3.054,31 0,03
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GÜNDEM Eğitimde sessiz çöküş

Eğitimde sessiz çöküş

Sadık Çelik yazdı: Eğitimde sessiz çöküş

Millî Eğitim Bakanı, Sinop'ta bir okul açılışı sırasında, Türkiye’nin eğitimde son yirmi yılda sessiz bir devrim gerçekleştirdiğini iddia ediyor.

Peki, biz bu devrimi hissediyor muyuz? Eğitimde son yirmi yılda ne gibi "sessiz" değişiklikler yaşandı, yaşanıyor, birlikte bakalım.

Verilere göre, Türkiye’de öğrenci başına yapılan devlet harcaması 5.000 dolar civarındayken, OECD ortalaması 12.000 dolar. Aradaki fark aslında, eğitimin geleceğe en büyük yatırım olduğunu unuttuğumuzu gösteriyor. Eğitimden tasarruf olmaz. Ülkenin yarınları bu şekilde çalınamaz.

Ne yazık ki ilkokullarda bile okulların en temel ihtiyaçları karşılanamıyor. Temizlik hizmetleri dahi eksik bırakılıyor, hatta bazı yerlerde öğrenci velileri ya da bizzat öğrencilerin okulları temizlediğine dair duyumlar alınıyor. Kayıt sırasında öğrenci velilerinden talep edilen “bağışlar” ise korkunç boyutlara ulaşmış durumda, oysa temel eğitimin ücretsiz olması anayasal bir haktır. Bu durum, eğitimin yalnızca nitelik değil, maddi erişim açısından da giderek büyük bir krize sürüklendiğini açıkça gösteriyor.

Son 20 yılda yaşanan diğer bir gelişme de 20 bin köy okulunun kapatılması. Cumhuriyet’in, en ücra köylerde dahi eğitime erişimi sağlama amacı, adeta ters yüz ediliyor. En büyük darbeyi de haliyle yine kız çocukları yiyor. Aileler, uzak bölge okullarına kız çocuklarını göndermekte tereddüt ediyor ve sonuç olarak bu çocuklar eğitimden mahrum kalıyor.

Ülkemizde okullaşma oranları hâlâ istenilen düzeyde değil. Batı’da yüzde 100 okullaşma sağlanmışken, biz bu seviyenin çok gerisindeyiz. Üstelik ekonomik tablo ağırlaştıkça okulu terk edenlerin sayısı da artıyor. Lise seviyesinde yüzde 30'luk bir kitle ne okulda ne de işte. Peki bu çocuklar nerede? Uyuşturucu kullanma yaşının sınır bölgelerinde 10’a, ülke genelinde ise 12’ye kadar düştüğünü göz önünde bulundurursak, gençlerin bu karanlık çemberde kayboluşunu nasıl durduracağız?

Sorunlu eğitim sistemi sadece sınıflarda değil, sokaklarda da çürümenin, yozlaşmanın temellerini atar. Geçtiğimiz günlerde polis memuru Şeyda Yılmaz’ın, 26 suçtan kaydı bulunan bir madde bağımlısı tarafından şehit edilmesi, sistemdeki çöküşün ve toplumun derin yaralarının acı bir yansıması. Nitelikli eğitimden mahrum kalmış, türlü çeşit suçlara bulaşan ve defalarca sokağa salıverilen bu zavallılar toplumu birer birer tehdit eder hale geliyor. Güvenlik güçleri bile kendi canlarını koruyamıyor. Polisin canını koruyamadığı bir yerde, vatandaşın güvenliği nasıl sağlanacak? Eğitimdeki bu darboğaz, toplumun güvenliğine ve geleceğine atılmış en büyük darbelerden biri.

Bu tablo, sadece eğitim değil, aynı zamanda toplumun geleceği adına korkutucu bir tablo çiziyor. Eğitim sisteminde yaşanan "sessiz" devrim, sessizlik içinde kaybolup gitmek üzere olan binlerce genç mi demek olacak yoksa?

Yazının devamını okumak için tıklayın…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *