İstanbul
Parçalı az bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,7549 %0
37,3001 %-0.61
101.854,42 %2.576
3.176,44 0,81
Ara
Muhalif. GÜNDEM Emekli Büyükelçi Tugay Uluçevik'den Dışişlerine bildiri eleştirisi

Emekli Büyükelçi Tugay Uluçevik'den Dışişlerine bildiri eleştirisi

Duayen diplomat Tugay Uluçevik, Dışişleri'nin Zirve bildirisini eleştirirken, "Memnuniyet" kelimesini kullanmasını eleştirdi, "bu ifade tepkimizi sıfırla çarpmaktır" dedi.

Okunma Süresi: 3 dk

Emekli Büyükelçi Tugay Uluçevik'in Muhalif'e yaptığı değerlendirme şöyle:

AB 25 Mart 2021 Zirve Bildirisi hakkında Dışişleri Bakanlığımızca yapılmış olan açıklamanın birinci paragrafının ilk cümlesinde “birkaç üye ülkenin dar görüşlü iddialarının etkisinde ve Türkiye-AB ilişkilerine tek yönlü bakış açısıyla kaleme alındığının” doğru bir tespitle vurgulanmasının hemen ardından ikinci cümlede “Türkiye-AB ilişkilerini olumlu gündem temelinde ilerletme konusunda raporla ortaya konulan çabayı ve Zirve Bildirisine yansıtılmaya çalışılan söylemi memnuniyetle karşılıyoruz” denilmiş olmasını hayretle ve endişeyle karşılıyorum. 

AB ile ilişkilerimizi onarma çabası içinde mutedil bir üslupla tepki gösterilmesi tercih edilmiş olabilir. Bununla beraber “dar görüşlü iddiaların etkisi altında tek yönlü bir bakış açısıyla kaleme alınmış” bir Rapor hakkındaki açıklamada yer verilemeyecek kelime “memnuniyet” kelimesidir. Bu ifade tepkimizi sıfırla çarpmaktadır. Bu yaklaşım tutumumuz hakkında ziyadesiyle düşündürücüdür.

“Memnuniyet” ifade etme yerine “not ediyoruz” denilebilirdi.

Bildiride, gerginlikleri gidermenin (de-escalation) devam etmesi, Türkiye'nin buna ilişkin yapıcı tutumunu sürdürmesi ve Konsey’in önceki Bildirilerindeki şartların da baki kalması kaydıyla Türkiye ile AB arasında “olumlu gündemin” uygulanacağından ve Türkiye ile AB arasındaki ortak ilgi alanlarında işbirliğinin arttırılacağından söz edilmektedir. EU Konseyi’nin Haziran toplantısında alınabilecek kararlara kapı açık tutulmaktadır.

Kıbrıs konusundaki ifadeler ise, BMGS’nin halihazır iyi niyet görevi çerçevesinde ve BMGK’nin KKTC’ni varlığını yasadışı ve yok farz eden kararları temelinde bir müzakere sürecinin yeniden başlatılmasını dayatan mahiyettedir. Daha doğru ifadeyle, dayatmaktadır. Bir diğer dayatma da önümüzdeki 5+1 Konferansına AB’nin gözlemci olarak katılmasına ve AB’nin BMGS’nin iyi niyet görevine ilişkin olarak bir temsilci atamasına dairdir.

Önemli bir nokta da şudur: Ayrı bir paragrafta “Türkiye'den, uluslararası hukuka aykırı tahriklerini veya tek taraflı eylemlerini tekrarlamaktan kaçınmasını istiyoruz” denmekte ve “aksi takdirde AB kendisinin (AB’nin) ve üyelerinin çıkarlarını ve bölgesel istikrarı korumak için elindeki vasıtaları ve sahip olduğu seçenekleri kullanacaktır” ifadesine yer verilmiştir.

Yani Türkiye’ye” ya bu Bildiri’deki taleplerimizi yerine getirirsiniz ya da yaptırıma maruz kalırsınız” mesajı verilmektedir. Yaptırım tehdidi bu şekilde sürdürülmektedir.

Türkiye’nin 4 milyon Suriyeli mülteciyi barındırması hakkında takdir ifade edilmekte ve hem Türkiye’deki hem, Ürdün, Lübnan ve bölgenin başka yerlerindeki Suriyeli mültecilere yardımın finansmanı için Komisyon’a talepte bulunulacağı belirtilmektedir.

Yüksek Temsilci’den Çok Taraflı Doğu Akdeniz Konferansı hakkındaki çalışmayı ilerletmesi talep edilmektedir.

AB’nin ve Türkiye’nin kendi çevrelerinde barış ve istikrar olmasında ortak çıkarlarının bulunduğuna işaret edilerek, Türkiye’nin ve diğer aktörlerin Suriye, Libya ve Güney Kafkaslardaki krizlerin çözümü için katkıda bulunmaları istenmektedir.

Türkiye’deki demokrasi ve insan hakları durumuna üç cümleyle değinilmiştir. Bu konularda diyalogun AB – Türkiye münasebetlerinin ayrılmaz parçası olduğu vurgulanmıştır.

AB Konseyi’nin 11 Aralık 2020 Bildirisi’nde “Türkiye’ye ilişkin konuların ve Doğu Akdeniz’deki durumun ABD ile eşgüdümünün yapılacağı” belirtilmişti. Şimdiki Bildiri de “gelişmeleri yakından takip edeceğiz ve ortaklarla (partners) eşgüdüm içinde bir yaklaşım belirleyeceğiz edeceğiz” ifadesine yer verilmiştir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *