Yedi yaşındayım, Edip Akbayram “Aldırma gönül”ü söylüyor, ne çok seviyorum. Barış Manço, Seyyal Taner, Erkin Koray, Tülay, Zerrin Özer, döne döne dinliyorum. Yasaklar arasında dolanıyorum sanki bir bağ bozumu, kimi arasam yasak! Selda Bağcan, Cem Karaca, Zülfü Livaneli, yeni yeni Ahmet Kaya. Niye ki? Odam kireç tutmuyor, ablamla söylüyoruz, kimi zaman ağlayarak, saatler boyu annemin örtüsünü diktiği divanın üzerinde. Bozulmuş diğeri, şimdiki sobamız gaz, kuyruk var. Sular sık sık kesiliyor. Herkes dönemin Başbakanı Ecevit’e kızıyor. Babam, masada Cumhuriyet okuyor. Bazen sesli okuyor, bunu dinleyin, diye! Ya Uğur Mumcu, ya da Hasan Pulur, genellikle. Hocası, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nun, Söylev (Nutuk) u okudunuz mu, diye soruyor, yaz tatilinde. Gazete kupürlerini kesip, aldığım karton üzerine önemli haberleri yapıştırıyorum ama nedense, öğretmen olmak istiyorum.
Okunma Süresi: 1 dk
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *