Kanal İstanbul'un kamuoyunda sadece Montrö ve işin parasal maliyeti/fizibilitesi öne çıkarılarak tartışılmasını eksik bulan Eski Bakan Hasan Gemici, "Tabii ki Montrö egemenliğimiz için önemli. Bu kriz ve pandemi sürecinde böyle bir yatırım doğru değil. Ama bunlar öngörülebilir ve ileride bir şekilde telafi edilebilir meseleler. Bana göre projenin ekolojik riskleri daha çok öne çıkartılmalı ve tartışılmalı" görüşünü savundu.
Gemici şu görüşleri dile getirdi:
"Bir sel felaketi sonrası bölgeye beraber gittiğimiz rahmetli Süleyman Demirel, 'Doğa kendi kadastrosunu kendisi yapar' demişti.
Doğa kendisinden alınanı bugün olmasa bile 10, 50,100 sene sonra mutlaka geri alır!
Proje, Su havzalarını nasıl etkileyecek?
Nüfus artışını nasıl etkileyecek?
Açılacak kanalla Karadeniz ve Marmara'daki deniz altı yaşamı, bitki, balık ve diğer canlılar (fauna, flora) nasıl etkilenecek?
Bölgede beklenen depremi tetikleyecek ya da yıkımını arttıracak bir etkisi olabilir mi?
Bence bunlar yeterince araştırılmamış durumdadır. Doğada olabilecekleri önceden yüzde 100 öngörmek olası değil.
Örneğin bölgede yaşanacak nüfus artışı sonucu yaşanacak betonlaşma ve su havzalarının daralması İle birlikte yaşanacak iklim değişikliği sonuçları neler olabilir?
Şu anda 17 milyon olan nüfus 30-40 milyona çıkarsa, bu kadar insanın su ihtiyacı nasıl karşılanacak? Çöpleri, atıkları ne olacak?
Bence bu konular Montrö kadar ve belki de ondan daha önemli. Kanal İstanbul'un bu noktalardan tartışılması kamuoyunun muhtemel tehditleri algılamasında ve anlamasında daha etkili olacaktır..."
BAŞBAĞLAR'A GİDİYOR
Gemici yarın, Erzincan'ın Kemaliye İlçesi'ne bağlı Başbağlar Köyü'ne gidiyor. Türkiye Başbağlar'ı, 28 yıl önce 5 Temmuz 1993'te PKK'nın yaptığı katliamla duymuştu. Sivas Katliamı'nın hemen ardından PKK tarafından gerçekleştirilen saldırıda 33 köylü kurşuna dizilerek ve yakılarak vahşice katledilmişti.
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in talimatıyla, Başbağlar Köyü'nün yeni baştan kurulmasını dönemin Devlet Bakanı Hasan Gemici üstlenmiş ve zamanın Erzincan Valisi Recep Yazıcıoğlu ile birlikte devletün tüm imkanlarıyla kısa sürede projeyi tamamlamışlardı. Hatta, Başbakan Ecevit, "Sadece evlerin yapılıp teslim edilmesini içime sindiremiyorum" demiş ve Gemici'ye evlerin eşyalı teslimatı için talimat vermişti. PKK terörünün zirvede olduğu o yıllarda eşyalı evlerin anahtar teslim töreni Başbakan Ecevit, Rahşan Ecevit, Hasan Gemici, Vali Yazıcıoğlu ve devletin temsilcileriyle göz yaşları içinde yapılmıştı.
ECEVİT'İN ŞİİRİ
Şair yönü de bilinen Ecevit o günlerde yaşadığı acıyı “Madımak” şiiriyle yazıya döküştü...
eylemleri sözdü
silahları sazdı
ozan olmaktı kiminin de
ozanlar ilinde günahı
suçları Pir Sultanı anmak
cezaları yanmaktı
toplu mezar oldu onlara
alev alev Madımak
orman gibi yanan
otuz yedi can
can verirken o gün
Pir Sultan uğruna
büzülüverdi devlet
devlet beşiği Sivas’ta
uykunun kovuğuna
korkudan
uyanır elbette bir sabah
ashab-ı kehf uykudan
ölür ölür dirilir yine
yüreklerde Pir Sultan
Halen Ardahan Belediye Başkanlığı görevini yürüten, sanatçı, siyasetçi ve 21. Dönem Ardahan Milletvekili Faruk Demir de Ecevit'ten izin alarak bu şiiri bestelemişti.
Demir'in bestesine aşağıdaki https://m.youtube.com/watch?v=yNNuwmEmCu4 adresinden ulaşabilirsiniz.
TALİPOĞLU DA YOL HİKAYESİ YAPMIŞTI
Televizyoncu ve gazeteci merhum Tayfun Talipoğlu da "Yol Hikayesi" isimli programında konuyu gündeme getirmişti...
GEMİCİ ÜÇÜ ADINA GİDİYOR
Başbağlar köylüleri yapılanı unutmadı. Devletin zirvesinden hayatta kalan tek kişi olan Hasan Gemici'yi köylerinde yapılacak anma törenine davet etti. Hasan Gemici de artık aramızda olmayan hem Ecevit hem Yazıcıoğlu hem de Talipoğlu adına, katliamın 28'inci yıldönümünde Başbağlar'da olacağını söyledi...