CHP Sözcüsü Faik Öztrak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Öztrak'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Irak’ın kuzeyinde, Bölücü terör örgütüne karşı yürütülen operasyonda, yaralanan Piyade Uzman Çavuş Murat Nar, dün şehit oldu.
Şehidimize Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve milletimize baş sağlığı ve sabır diliyorum.
Bugün, Merkez Yönetim Kurulu toplantımızı, Çevrimiçi video konferans yöntemiyle gerçekleştirdik. Toplantımızın gündeminde, ülkemizde giderek ağırlaşan, yoksulluk, yolsuzluk, ve yasaklar vardı.
Yine uzunca bir süreden beri, kamuoyunun dikkatini çektiğimiz devlet krizinin, ortaya dökülen çirkin yüzünü de değerlendirdik.
Mübarek Ramazan ayının sonuna ulaşıyoruz. Önümüz bayram, bu vesileyle; milletimizin ve tüm İslam âleminin Ramazan Bayramı’nı kutluyoruz. Sağlıkla, bereketle, geleceğe umutla bakabildiğimiz, sevdiklerimizle, ailelerimizle doya doya kucaklaşabildiğimiz, nice bayramları hep birlikte kutlamayı diliyoruz.
Maalesef bayram öncesi, Kudüs’ten çok üzücü verici haberler geliyor. İsrail polisinin Mescid-i Aksa’da ibadet eden Filistinli kardeşlerimize tam da bayram öncesi yaptığı saldırılar İslam âleminin ve vicdanı olan herkesin yüreğini dağladı. Kudüs, üç semavi din için de kutsal ve kadim bir şehirdir. Bu şehirde yıllardır yaşayan Filistinli kardeşlerimiz evlerinden, topraklarından kovulmak isteniyor.
İsrail’in bu insanlık dışı provokasyonları, asla kabul edilebilir değildir. Uluslararası hukuka da insan haklarına da aykırı bu davranışları kınıyor, bir an evvel son bulmasını bekliyoruz.
Ucube vesayet rejiminin başladığı, 2018 Haziran ayından bu yana Erdoğan Şahsım Hükümeti ülkeyi yönetiyor. Daha doğrusu yönetemiyor. Üç yıldır milletimizin durumu gün günden kötüye gidiyor. Yasaklar, yolsuzluklar ve her gün artan yoksulluk, milletimizin boğazına yapıştı, sıkıyor.
Üç yıldır, Saray ve şürekâsı, “İtibardan tasarruf olmaz” diyerek, “Tatlı hayat” sürerken, milletimizin payına hep fedakârlık düşüyor. Yaptıkları hataların faturası da hep halkımıza çıkıyor. Ülkede huzur, milletin sofrasında bereket, Ağızlarda tat, tuz kalmadı.
Bir de üstüne bir türlü yönetemedikleri salgın geldi. İnsanımız canıyla cüzdanı arasına sıkıştırıldı.
Milletimizin geliri güneş görmüş kar gibi eriyor. 2017’de 859 milyar dolar olan gelirimiz, 2020’de 717 milyar dolara düştü.
Erdoğan Şahsım Hükümeti, üç yılda milli gelirimizi 142 milyar dolar eritti.
Erdoğan Şahsım Hükümeti, çalışan yurttaşlarımızın işini de elinden aldı. Son iki yılda, 2019 ve 2020’de, bırakın millete yeni iş imkânları sunmayı, 1 milyon 926 bin yurttaşımız çalıştığı işini kaybetti.
Mart ayı işsizlik rakamları bugün açıklandı. Gerçek işsizlerimizin sayısı, sadece son bir yılda, 1 milyon 517 bin kişi arttı. İşsizler ordumuzun sayısı, Dünya üzerindeki 100 ülkenin nüfusundan fazla…
Mart ayı, ekonomide yeniden açılmanın başladığı bir dönem… Mart ayında istihdam 550 bin kişi artarken, bunun 480 bini sanayiden geldi. İnşaat ve tarım istihdamında artışlar sınırlı kaldı. Hizmetler sektöründeki istihdam ise 27 bin geriledi.
Eldeki veriler, ekonomide K tipi bir toparlanma olduğunu gösteriyor. Bazı sektörler toparlanırken, bazıları dibe çökmeye devam ediyor.
Mayıs ayında ekonomide yeniden kapanmanın, istihdam üzerindeki yansımalarını göreceğimizi de unutmayalım.
İşsizlik önümüzdeki günlerde de önemli bir gündem maddesi olmaya devam edecek. Geliri düşen, işinden olan insanlarımız, enflasyona da ezdiriliyor. Hayat pahalılığı, çarşıda, pazarda vatandaşlarımızı isyan ettiriyor.
TÜİK’in resmi rakamlarıyla, son bir yılda, hepimizin mutfaklarında kullandığı ayçiçek ve mısırözü yağı sırasıyla, üzde 54 ve yüzde 51, tavuk eti yüzde 45, domates yüzde 44 zam gördü.
Pazarda tezgâha, markette raflara yaklaşılmaz oldu. çarşıda, pazarda artan fiyatların,
Çiftçilerimize, üreticilerimize bir faydası var mı? Ne gezer…
Tezgâhta milletin cebini yakan meyve-sebze, tarlada para etmiyor. Alın teriyle, emekle yetiştirilen tonlarca ürün, bu son kapanmadaki yanlış kararlarla çöpe gitti.
Ardından bu hafta sonu semt pazarları açıldı. Ama hesaplı meyve sebze almayı uman vatandaş, pazar tezgâhlarında da umduğunu bulamadı.
Çiftçi, pazarcı esnafı, vatandaş derdini kime anlatsın? Televizyon televizyon gezip, seçilmişlere laf yetiştirmekten, önüne konan genelgeleri okumaya vakit bulamayan,
Kapanmayla ilgili düzenlemeleri Yap-boz tahtasına çeviren atama İçişleri Bakanı’na mı?
“Çiftçi dediğin, çok çalışır, az kazanır” diyen, artık partilileri tarafından bile istifası istenen Tarım Bakanına mı? Ayağına bu memleketin toprağı değmesin diye, tarlaya galoşla giren, Türkiye’de kalmasının millet için “En kötü ihtimal” olduğunu kendisinin bile idrak ettiği, Saray’ın kibirlisine mi?
Saray milletten koptu. Vatandaşın halini görmüyor, esini duymuyor. Ama milletten fedakârlık bekliyor. Bu millet daha neyin fedakârlığını yapsın? IBAN numarası gönderdiniz, bağış istediniz verdi. Yetmedi. Uluslararası Para Fonu verilerine göre;
akran ülkeler içerisinde, vatandaşlarına en az destek veren, Üç Hükümetten biri siz oldunuz. Yetmedi.
Siz lebalep kongre yaparken, milletin dükkânını kapattınız. Yetmedi.
Döviz kasası boşalınca, millet için değil, turist için aşı yaptınız, turist için milleti eve kapattınız, o da yetmedi…
Merkez Bankası’nın kasasını boşalttınız. Merkez Bankası’na kanunla verilmiş, “Kasasındaki dövizleri, Siyasetten bağımsız bir şekilde yönetme” yetkisini, kanunsuz bir şekilde,
Protokolle Hazine’nin başındaki damadın eline verdiniz. Milletin atadan deden kalan varlıklarını satarak, alın teriyle ürettiklerini ihraç ederek biriktirilen rezervleri,
Önce Merkez Bankası’nın arka kapısından buharlaştırdınız. Sonra damada bağlı kamu bankaları eliyle sattırdınız.