Günlük hayattımızın akışı içinde dilimizde 2 -3 yıl gibi bir zamanda yer bulsada e-spor sanılanın aksine yeni bir şey değil. Temeli 1972 yılına dayanıyor. E-sporun doğuşu, Stamford Üniversitesi öğrencilerinin 1972 yılında kendi aralarında yaptıkları Spacewar turnuvası ile gerçekleşti. Daha da ilginci turnuvanın gerçekleştiği platformun radar sistemlerinden türetilen PDP-1 bilgisayarı olması. Günümüzde tanınmasının en büyük faktörü hızla gelişen oyun sektöründe çok oyunculu, takım halinde hareket etmeyi planlayan bir maçın ortalama 30-40 dakika sürdüğü MOBA (Çevrimiçi çok oyunculu savaş arenası ya da MOBA (Kısaltma: Multiplayer Online Battle Arena), bir gerçek zamanlı strateji savaş video oyunu türüdür. Genellikle beş kişiden oluşan iki farklı takımın üç ana yoldan oluşan bir harita üzerinde karşı takımın enerji kaynağını yok etmeyi amaçlar.) oyunları sayesinde olmuştur. 

  Twitch, YouTube gibi büyük platformlar üzerinden canlı yayınlanan e-spor müsabakaları milyonlarca seyirciye sahip çok büyük bir pazardır aynı zamanda. Oyunlarda varolan karakterlerin aksiyon figürleri, kostümleri, t-shirt vb. birçok malzemenin satışıyla da önemli bir gelir elde edilir. Ve tahmin ediceğiniz üzerine Y kuşağının bir bölümü ve pastada en büyük payın sahibi olan Z kuşağının gözdesidir. Öyle ki çoğu genç normal spor müsabakalarını takip etmektense E-spor müsabaklarını takip etmeyi yeğler. E-sporcu olmak isteyen gençler bu oyunlardan birinde ustalaşarak bilgisayar oyunu oynarken yüksek paralar kazanmanın ümidiyle yanıp tutuşur. Profesyonel bir e-sporcu olmak için, yetenek, analitik düşünce, takım halinde hareket etmeyi sağlayacak uyum içinde çalışmak gerekir elbette. Bunlardan ayrı olarak iyi bir ekipman. Bu oyunlar yüksek derece bilgisayar performansı gerektiren, sağlam bir internet alt yapısı olması şart olan- bir oyunda ping girdiğinde ya da bağlantınız koptuğunda yaşanan sinir harbini anlatmak mümkün değil... - sürekli bilgisayar başında oturulduğu için nispeten rahat ettirecek oyuncu sandalyesi, iyi bir klavye, mouse ve kulaklık gerektiren bir ihtiyaçlar bütünüdür. Günümüz şartlarında böylesi ekipmanlara sahip olmak için küçük bir servet harcamak gerekir. 

 Ama gelişen bu sektörü gören Küçükçekmece, Üsküdar, Başakşehir Belediyesi gibi birçok yenilikçi, gençlerin isteklerine göre kendini şekillendiren belediyeler bu olaya bir el attı. E-sporu ve e-sporcuyu destekleyen kaliteli ekipmanların olduğu, pingin olmadığı internet alt yapılarına sahip olan e-spor merkezlerini bir bir hizmete açarak gençlerin hem eğlenmelerine ön ayak oluyorlar, aynı zamanda kötü alışkanlıklardan uzak tutarak gençlerin doğru yöne kanalize olmasını sağlıyorlar.

Kurulan E-Spor Federasyonu ile sektörün düzenli bir şekilde büyümesini sağlamak üzere bir adım atıldı. Federasyon lisans işlemleri, turnuva düzenlenmesi ve E-Spor'un popülerliği üzerinde çalışmalar yapıyor.

Üsküdar Belediyesi 

Başakşehir Belediyesi

Küçükçemece Belediyesi