İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4667 %-0.05
36,5241 %-0.22
3.501.531 %2.297
3.071,15 0,58
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GÜNDEM Gram altın ve dolara dikkat!

Gram altın ve dolara dikkat!

Altın ve döviz piyasasının nabzını tutan Muhalif Yazarı Murat Bayar, çeyrek altından ziyade gram altında talep ve fiyat artışı olacağını tespit etti. Bayar, ABD dolarının da yıl sonunda 9.35'leri bulabileceğini öngörüyor.

HABER: Murat Bayar (Muhalif Özel)

Pandemi tedirginliğinden önce, Türkiye’de 2020 yılının ilk çeyreğinde daha fazla altın üretimi yapılmıştı. Ekonominin iyi olacağı beklentisiyle, altında stoklamaya gidilmiş ve darphanede altın bastırılmıştı.

2021 yılının ilk çeyreğinde, tüm bu nedenlerle, 2020’ye göre altın üretimi daha düşük seviyelere indi. Hatta nisan ayında 45 kg üretimle rekor düşük seviyeyi gördü.

Aslında her yılbaşında cumhuriyet altınlarında tarih değişiklikleri oluyor.
Bu sene içinde sürekli kullanılacak bir altın olduğu için işletmeler stok yapıyor.
Bu seneki stok talebi, geçen seneden yıl içinde çok olmasından dolayı, stoklar yerine konulduğu için darphaneden ilk çeyrek itibariyle daha çok oldu. Hatta darphane o dönemlerde üretimi yetiştiremedi.
Altın fiyatı düşük olmasına rağmen talebin de düşük olduğunu söyleyebiliriz. Yani üretim stok amaçlıydı.

İstanbul Mücevherciler, Kuyumcular ve Sarraflar Derneği Başkan Yardımcısı, Altın ve Döviz Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk 2021 Nisan ayındaki düşüşü, yüzde 19’luk faiz ve özelikle altın fiyatının hafif yükseliş eğilimine girmiş olmasına bağlıyor.
Döviz fiyatlarının da TCMB Başkanın değişmesiyle yükselişe geçmesinden dolayı içeride de altın fiyatının bir miktar yükseldiğini gördük.

Fiyatın yükselmiş olması bu kez talebi tetiklemediği gibi, bu kez talep düştü. Hatta satış ağırlıklı bir seyire dönüştü.
Stoklarda da basılı yeterli cumhuriyet altını bulunduğu için talep tarafının düşük olması nedeniyle, Darphane üretiminin de, mayıs ayını da kapsayarak düştüğünü gözlemledik.

Ve Mayıs ayı itibariyle başka bir görünüm daha var.
Şu anda darphanenin ürettiği altınlar, darphane maliyetinin altında piyasada işlem görüyor.
Yıldırımtürk, bundan sonraki süreçte aşılanma yoğun biçimde yapılır, düğünler normal törene dönüşür, katılımda kısıt olmazsa, bu düğünlere, takı götürüleceği senaryosunda, talebin artacağını öngörüyor.
Stoklar kullanılmaya başlayınca, tekrar darphane üretiminin artma özelliği var. Ama bugünkü pandemi kısıtları sürerse, bir süre daha bu negatiflik durumunun önümüzdeki aylara yansıyacağı hesaplanıyor.

GRAM ALTIN DEĞERLENİR!

Yıldırımtürk, 2021 Temmuz ve Ağustos aylarında altına talebin artacağı görüşünde.
Buna karşın, çeyrek altının 800-900 liralara çıkması halinde, fiyat vatandaşın bütçesini aşacağından, çeyrek altın talebi düşüp, onun yerine gram altında talep artışı hesaplanıyor.

AĞBAL’IN GÖREVDEN ALINMASI SONUN BAŞLANGICI OLDU

Geçen yılın tersine yurtdışında dolar zayıf olmasına rağmen, Türkiye’de yüksek. 
Yıldırımtürk, bunu eski Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal etkisine bağlıyor.
Uluslararası piyasalarda, Erdoğan Hükümeti’nin Ağbal’ı görevden almasını, sonun başlangıcı olarak okuyor.
Ağbal 9 Kasım’da göreve geldikten sonra, 4 aylık süreçte piyasa dostu eylem ve aksiyonlarla güven sağlamış ve dövizdeki tedirginliği azaltmıştı. 

Bugünkü durumun aksine TL pozitif ayrışarak, içeride dışarıdan farklı, zayıf seyretmiş ve dolar kuru 6.45’lere kadar gelmişti. Buna karşın, politika faizinin 19’lara gelmesiyle beraber Ağbal’ın görevden alınmasının akabinde, cumartesi gününün ilk saatlerinde dolar kuru 7.20’den 7.40’a ve sonrasında 8.57’ye kadar yükselmişti.

Yeni Merkez Bankası Başkanı ve Hükümet açıklamaları olsa da Ağbal’ın dönemindeki güven ortamı bir türlü yerine oturtulamadı. Yıldırımtürk, piyasadaki tedirginliğin halen de devam ettiğini kaydediyor.
Enflasyonun, yüksek seyretmesi nedeniyle, döviz fiyatı yüksek seyrediyor ve düşürülemiyor.

MALİYET ENFLASYONUNDA DIŞ FAKTÖRLER

Diğer taraftan uluslararası piyasalarda bir süreden beri, Çin, ABD ve İngiltere ‘de normalleşme sürecinin göstergelerinin alınıyor olması sanayi üretiminde başlayan artış, bu nedenle endüstriyel metallerde artış, lojistikte aksamalar, endüstriyel metallere talebi arttırdı. Endüstriyel metallerin artması dünyada maliyet enflasyonunun oluşmasına neden oluyor.

Bir de Türkiye’de yarı mamul ithalatı ile üretim yaptığımız için, maliyet enflasyonu gıdayı da kapsayan tüketim enflasyonuna yansıyor. 
Her ne kadar yüzde 20’nin üzerinde maliyet enflasyonu uygulanıyor olsa da, “enflasyon korkusu” vatandaşın dövizden vazgeçmesine engel oluyor.
Dolayısıyla döviz fiyatlarında da bu güçlü görünüm, Ağbal döneminin aksine, dışarıda zayıf olmasına rağmen içeride devam ediyor.
ABD ekonomisinde, gelecek verilerle toparlanma mümkün. Kur savaşı da buna eklenebilir. Bunun TL’ye yansıması olacaktır.
Yıldırımtürk’ün teknik analizine göre, Avro bazında 1,22 olan paritenin, 1,20’ye gelmesi halinde dolar 8,47’den önce 8,50 sonra 8,70’e gelecektir.

Faizin, enflasyon üzerinde uygulanacağı açıklamasına istinaden, Yıldırımtürk,
Politika faizinde 19,5, hatta 20’nin görüleceğini öngörüyor.
Yıldırımtürk, turizm gelirleri artmaz ve temmuz ağustos aylarında 20 milyar dolarlık turizm geliri elde edilmediği sürece, dövizde yaz aylarında yatay seyir elde edilebileceğini kaydediyor.

BANKA SERMAYELERİ GÜÇLENDİRİLECEKTİR

Türkiye’de kamu bankaları dışında, yüzde yüz yerli sermayeli iki banka bulunuyor. Diğer bankalar yabancı sermayeli. 
Devletler, Türkiye’de banka kurmayı, bayrakları olarak değerlendiriyor.
Yani, bazı bankaların batık krediler nedeniyle sıkıntıya girdiklerine yönelik beklentilerin, olumsuz senaryoyla sonuçlanması söz konusu değil. Çünkü söz konusu bankalar, uluslararası sermaye desteği ile açıklarını kapatacaklardır.
Yine de konuyla ilgili olarak, Yıldırımtürk, bazı küçük bankalar için sıkıntının söz konusu olduğunu ve bunların sermayelerini güçlendirmek için destek geleceğini ifade ediyor. Yıldırımtürk, dedikodusunun bile döviz fiyatlarının güçlü görünümünü devam ettireceğine işaret ediyor.

DOLAR YILSONUNDA 9,35

Yıldırımtürk, aracı kurumların ifade ettiği gibi sene sonu itibariyle dolar kurunun 9,35 seviyesine çıkacağını ve bunun üzerinde de seyredebileceğini belirtiyor.
Prof. Dr. İzettin Önder, bankalar piyasalara kredi vermiştir. Batık kredinin gelmemesi durumunun ise bankaların kâbusu olduğunu anımsatıyor.
“Bankalar zordaysa, yanlış kredi kullandırmıştır. Müthiş biçimde güven sarsılır. Batan bankaya göre, farklı bankalara geçilebilir. Paranın durumu ve niteliğine göre, paranın dışarı gitmesi ya da evde saklanması da söz konusu olabilir. Yurt dışına para çıkacaksa, bu durum dövize baskı kurar.” 

Bazı, bankaların bayrak göstermek için kurulduğunu kaydeden, Prof. Dr. Önder, Türkiye’nin Batılı bankalar için karlı olduğuna dikkat çekiyor: “O devlet, söz konusu bankayı besliyor olabilir. Kurumun geleceği ise Hükümetle ilişkilerine göre değerlendirilir. Batı bize mal satıyordu. Faiz yüzde 19 olunca, devlet tahvili bile müthiş kar anlamına geliyor.”
 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *