AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ da Habertürk TV'ye yaptığı açıklamada kapsamlı bir saha çalışması yürüttüklerini belirtti ve muhalefetin "tebdil-i kıyafet" yorumlarına tepki gösterdi.
Dağ, şöyle konuştu:
"Bu açıklamalar muhalefetin acizliğini gösterir. Genel başkan yardımcılarımız, milletvekillerimiz, il başkanlarımız 20 yıldır zaten sahadalar, her yere gittiler, gitmeye de devam ediyorlar. Biz hiçbir zaman sahadan, milletten kopmadık. Herkes bunu görür. AK Parti yöneticilerinin ve milletvekillerinin bir yere gitmekten imtina edeceği bir durum söz konusu değildir, olamaz..."
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, Erkan Kandemir'in burada neyi kast ettiğinin açık olduğunu ifade etti. AK Parti tarafından iki boyutlu bir saha çalışması yürütüldüğünü belirten Dağ, yaz boyunca milletvekillerinin ve parti yöneticilerinin sahada yürütülen çalışmalara doğrudan katıldığını, bunun yanı sıra partideki görevinden bahsetmeden kendi ilinin dışına çıkıp, diğer illerin nabzını tutan bir başka ekibin bulunduğunu belirtti.
Hamza Dağ'ın verdiği bilgiye göre bu çalışmayı daha çok partide daha önce çeşitli kademelerde görev yapmış isimler ve eski belediye başkanları yürütüyor. Dağ konuyla ilgili olarak, "Bu çalışmaya katılan arkadaşlarımız daha çok eski belediye başkanları veya teşkilatlarda çeşitli kademelerde görev yapan partililer. kendi görevlerinden bahsetmeyen, kendi illeri dışında yerlere gidip, kendilerini tanıtmadan, taksici, kahvehane işletmecisi, sanayici veya işçiler gibi toplumun çeşitli kesimleri ile oturup sohbet ediyorlar. Bu şekilde o ilin nabzını tutuyorlar" diye konuştu.
Ne olmuştu?
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir'in açıklaması şöyle:
"Biz bunu, amiral bildirisinde gördük. Son dönemde FETÖ'nün daha önce ifade ettiği, şimdi Kılıçdaroğlu tarafından ifade edilmekte olan siyasilere dönük cinayet iddialarında gördük ve maalesef en son bürokrasiye dönük başkaldırı çağrısında gördük. Tabii bu bir CHP geleneği. Bu CHP'nin siyasi parti lideri olarak olsa bile, bürokrasiyi; "gel" dediğinde gel, "git" dediğinde git diye yönlendireceği bir insanlar topluluğu olarak görmesiyle ilgili. Bunun Türkiye siyaseti açısından son derece yaralayıcı olduğunu, üzüntü verici olduğunu ifade etmek isteriz. Maalesef muhalefet partileri arasında, Millet İttifakı arasında da hızla yayılan bir şey haline geldi. Koronadan daha hızlı yayılıyor. Eskiden siyasetin bir ilkesi vardı, o da bir şeyi yanlış söylüyorsanız, yanlış bilgi edinmişseniz hiç değilse çıkıp bununla yüzleşir ve toplumdan yarım ağız da olsa özür dilerdi siyaset. Fakat bugün ne Kılıçdaroğlu'ndan, ne ittifak ortaklarından maalesef böyle bir şey görmüyoruz. Bu nefret dili ve yalan siyasetini gerçek ve hakikat karşısında tuz buz olacağını hep beraber seçimlerde göreceğiz. AK Parti'nin toplumun her kesiminden üyesi vardır. AK Parti'nin her sosyolojiden üyesi vardır. Her meslek grubundan üyesi vardır, her etnik grubundan, her cinsiyet grubundan üyesi vardır. AK Parti'nin sadece üye sayısı CHP'nin oy oranından daha yüksektir. Yani bizim sadece üyelerimiz bize oy verseler, CHP'den daha fazla oy alırız. Dolayısıyla böyle bir siyasi hareketin sorumlu olması, sorumlu davranması kuşkusuz çok önemli. Bugün 11,5 milyona yaklaştı üye sayımız. 2023 seçimlerine kadar 15 milyona tamamlanmış olacak" Bu sıkıntıları genel başkana aktarmak AK Parti teşkilatlarının görevidir. Biz gerek teşkilatlarımız üzerinden, gerek genel merkezden sahaya gönderdiğimiz, vatandaşlarımız arasında dolaşan tebdil-i kıyafet ekiplerimiz üzerinden ciddi bir çalışma yürütüyor, raporluyor ve Genel Başkanımıza arz ediyoruz. Milletimizin sıkıntılarının farkındayız. Tüm dünyanın içinden geçtiği buhranlı bir dönemi geride bırakıyoruz. Tabii pandemi ve pandeminin getirdiği ekonomik zorluklar ve sıkıntılar sadece Türkiye'de değil tüm dünyada hissedildi. Ama Türkiye pandemiyi en iyi yöneten dünyadaki ülkelerden bir tanesi oldu"