İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4573 %-0.07
36,4748 %-0.32
3.508.266 %3.257
3.061,67 0,27
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GÜNDEM Hayatı bir romandı

Hayatı bir romandı

Mahmut Yesari’nin hayatı gerçekten bir roman olurdu. Anafartalar’da Atatürk’ün yanında savaştı. Çok güzel bir kadın edebiyatçıyla evlendi. Karikatürist oldu. Tiyatrocu oldu. Senarist oldu. Verem oldu. Romancı oldu ama bunları değil, başkalarının hayatını yazan bir romancı oldu.

Tarihin en kanlı savaşının en kanlı günlerinden biri. Anafartalar’da savaşanların cepheleri birbirlerine o kadar yaklaşmış ki, Türk ve İngiliz askerleri birbirlerine yüzlerini görerek ateş ediyorlar. Boğazdaki İngiliz ve Fransız ağır zırhlılarının topları aralıksız gürlüyor. Yukarılardaki Arıburnu, Conk Bayırı ve Kocaçimen bölgelerinde kan gövdeyi götürüyor. Gece ve gündüz diye birşey kalmamış. Kara bir barut dumanı ağır bir perde gibi havada asılı. Susmak bilmeyen toplar, mitralyözler, piyade tüfekleri ve bunların mermilerinin havada uçuşmasından doğan kesintisiz bir uğultu...

Okulu bitirir bitirmez kendini bu kanlı savaşın içinde bulan ‘ihtiyat mülazımı’ yedek subay Mahmut, 19’uncu Tümen Komutanıyken Anafartalar Grup Komutanı olarak bu gaddar savaşın en ağır sorumluluğuna atanan Albaya siperlerde yol gösteriyor. Yeni komutan, sarışın, mavi gözlü, genç ve bu ölüm kalım savaşına hiç yakışmayacak kadar zarif bir adam. Özenle traş olmuş. Kalpağının altından görülen sarı saçları temizlikten ve taranmaktan pırıl pırıl parlıyor. Üniforması jilet gibi ütülü. Çizmeleri dikkatle boyanmış. Kendisine yol gösteren yedek subay Mahmut, albayın üniformasının içine giydiği beyaz gömleğin yakalarının kaskatı kolalanmış olduğunu görüp, şaşkınlıktan yere düşecek gibi oluyor...

Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *