İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4848 %0.01
36,6914 %0.27
3.493.600 %2.056
3.065,56 0,40
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GÜNDEM Hrant Dink, 16 yıl önce bugün katledildi

Hrant Dink, 16 yıl önce bugün katledildi

Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, 16 yıl önce bugün Ogün Samast tarafından katledildi. Sevenleri Dink’i; vurulduğu yerde, Agos gazetesinin eskiden bulunduğu Şişli Osmanbey’deki Sebat Apartmanı’nın önünde saat 15.00’te anacaklar.

Hrant Dink’in katledilmeden önce kaleme aldığı son yazı “Ruh halimin güvercin tedirginliği”… Agos gazetesinin arka sayfasında yer alan bu son yazı katledildiği gün yayımlanmıştı.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in, 19 Ocak 2007 tarihinde tetikçi Ogün Samast tarafından Şişli Halaskargazi Caddesi’nde bulunan gazete binasının önünde katledileli 16 yıl oldu.

Dink’in katledildiği 19 Ocak 2007’den beri onun eşitlik mücadelesi, bir arada yaşam savunusu, karanlığa karşı direnişi bugüne ulaştı. Ömrü tehdit, baskı ve davalarla geçen Dink, bugün vurulduğu yerde, Agos gazetesinin eskiden bulunduğu Şişli Osmanbey’deki Sebat Apartmanı’nın önünde saat 15.00’te anılacak.

YILLARCA SÜREN DAVA

Hrant Dink, 19 Ocak 2007'de Şişli Halaskargazi Caddesi'nde bir bankadan çıktıktan sonra 17 yaşındaki tetikçi Ogün Samast tarafından katledildi. Cinayetin ardından kaçtığı Samsun'da yakalanan Ogün Samast ile cinayetin azmettiricileri Erhan Tuncel ve Yasin Hayal'in de aralarında bulunduğu 12'si tutuklu 18 sanık hakkında, 20 Nisan 2007'de dönemin özel yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı.

Birleşen dosyalarla sanık sayısının 20'ye çıktığı davada, tahliye kararları sonrası 3 tutuklu kaldı. 25 Ekim 2010'daki duruşmada, yaşı 18'den küçük olan Samast hakkındaki dosya ayrılarak İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. Bu mahkeme, 25 Temmuz 2011'de Ogün Samast'ı 22 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırdı. Karar, Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından onandı.

Davanın 20. duruşmasında mütalaasını veren dönemin duruşma savcısı ve "Gülen Cemaati üyeliği"nden hakkında aramı kararı bulunan Hikmet Usta, "Dink cinayeti eyleminin, Ergenekon terör örgütünün Trabzon'da faaliyet gösteren bir hücre yapılanması tarafından işlenmiş olduğu" değerlendirmesinde bulundu. İlk kararını, 17 Ocak 2012'de açıklayan mahkeme, 4 sanığa "cinayete azmettirme ve yardım" gibi suçlardan çeşitli cezalar verdi. Erhan Tuncel tahliye olurken, sanıklardan hiçbiri “örgüt suçundan” ceza almadı.

Temyiz incelemesi yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 15 Mayıs 2013'te sanıkların "silahlı terör örgütü" değil, "suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüt" üyesi olduklarına hükmederek, kararı bozdu. Yeniden görülen davada, azmettirici Tuncel, 24 Ekim 2013'te tutuklandı.

DİNK AİLESİ ETKİN SORUŞTURMA TALEP ETTİ

Dink ailesi, 6 Mart 2014'te, cinayette sorumluluğu bulunduğu iddia edilen kamu görevlileri hakkında etkin soruşturma yürütülmesi talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.

Özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin kaldırılmasının ardından İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesine verilen davada, 7 Mart 2014'te Erhan Tuncel tekrar tahliye edildi. Cinayette ihmali olduğu iddia edilen, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve eski İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör ile emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu kamu görevlileri hakkında daha önce verilen takipsizlik kararı, Dink ailesi avukatlarının itirazı üzerine Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesince 6 Haziran 2014'de kaldırıldı. Böylece, cinayette ihmalleri olduğu belirtilen kamu görevlilerinin yargılanmasının yolu açıldı. İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 30 Ekim 2014'de Yargıtay'ın bozma kararına uyarken, tetikçi Samast'ın İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinde "terör örgütü üyeliği" suçundan yargılandığı dosya, 9 Aralık 2014'te bu davayla birleştirildi. Cinayetten yaklaşık 8 yıl sonra yargılama yolu açılan, eski İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek, eski İstihbarat Daire Başkanlığı C Büro Müdürü Ali Fuat Yılmazer ve eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah da şüpheli kamu görevlileri olarak soruşturmaya dahil edildi.

Dosyanın gönderildiği mahkeme ile davaya bakan mahkeme arasındaki uyuşmazlığın Yargıtayca çözülmesinin ardından 34 sanığın yargılandığı davanın duruşması 19 Nisan 2016'da yapıldı. Ordu Vali Yardımcısı eski Mülkiye Başmüfettişi Mehmet Ali Özkılınç'la ilgili iddianamenin de kabul edilmesiyle sanık sayısı 35'e çıktı.

Mahkeme heyeti, 13 Haziran 2019'daki duruşmada ana dava hükümlüleri Ogün Samast, Yasin Hayal ve Erhan Tuncel'in de aralarında bulunduğu 9 kişinin dava dosyasını zaman aşımı ihtimali nedeniyle ayırdı.

Mahkemenin 9 Temmuz 2019'da açıkladığı kararla Erhan Tuncel 99 yıl 6 ay, Yasin Hayal 7 yıl 6 ay, Ogün Samast 2 yıl 6 ay, Zeynel Abidin Yavuz

14 yıl 22 gün, Tuncay Uzundal 16 yıl 10 ay 15 gün, Ahmet İskender ile Ersin Yolcu 1 yıl 10 ay 15'er gün hapisle cezalandırıldı, Salih Hacısalihoğlu ve Osman Hayal ise beraat etti.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki 76 sanıklı davada ise süreçte tanık beyanlarına başvuruldu.

Davanın 20 Şubat 2020'deki duruşmasında tanıklığına başvurulan Kürşat Yılmaz, "kendisine Hrant Dink'in resmini gösteren bazı kişilerin onu öldürmesini istediğini ancak bu teklifi, 'Türkiye zor duruma düşer' diye kabul etmediğini" söyledi.

‘ÖLDÜRÜLECEĞİNİ BİLİYORDU’

Mahkemenin 14 Aralık 2020'deki duruşmasında savcılığın sunduğu esas hakkındaki mütalaada, cinayetin doğrudan “FETÖ” tarafından yapıldığı iddia edildi.

Mütalaada, istihbarata iletilen Hrant Dink'in öldürüleceği yönündeki hayati önem taşıyan bilgilerin, raporlara yansıtılmayarak kasten gizlendiği, cinayete dair tetikçi ismi ve detay bilgilerinin yer aldığı raporun, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü ve İstihbarat Daire Başkanlığı kayıtlarından yok edildiği kaydedildi. Mütalaada ayrıca Dink'in mutlak suretle öldürüleceği bilinmesine rağmen örgüt tarafından amaç suçun gerçekleşmesi için araç suç olan cinayetin gerçekleşmesinin beklendiği vurgulandı.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 76 sanığın yargılandığı Dink cinayeti davasını 26 Mart 2021'de karara bağladı.

Mahkeme aralarında dönemin kamu görevlileri tutuklu sanıklar Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer'in de aralarında bulunduğu 26 sanığı 3 yıl 4 ay ile ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen hapis cezalarına çarptırırken, aralarında eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun ve dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın da bulunduğu 39 sanık hakkında düşme ve beraat ile ret kararı verdi.

Mahkeme heyeti ayrıca, haklarında yakalama kararı bulunan, Fetullah Gülen, Ekrem Dumanlı ve Zekeriya Öz'ün de aralarında bulunduğu 13 firari sanığın dosyasını ayırdı.

Ana davanın gerekçeli kararı da 14 Temmuz 2021'de açıklandı. Bu kararda, "İstihbarat Daire Başkanlığında görevli olan sanıklardan Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer'in cinayetin tasarlama şeklinde tespit edilen eylemlerinden dolayı sorumlu oldukları" belirtildi.

Kararda, Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer ve Faruk Sarı'nın konumları nedeniyle gereken tedbirleri alıp müdahale etmek yerine cinayetin gerçekleşmesini, bunun öncesi ve sonrasında bilgi, kayıt ve belgelerin yok edilmesini sağladıkları aktarıldı.

Dink ailesi cezaların yetersiz olduğuna dikkat çekerek itiraz etti.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, 5 Mayıs 2022’de, sanıklar, avukatları ve müdahillerin yaptığı istinaf başvurularını inceledi, sanıklar Ercan Demir, Birol Ustaoğlu, Eyüp Temel ve Mustafa Küçük hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak", sanık Hamza Celepoğlu ise "kasten öldürme" ve "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan beraat kararı verilmesi gerektiğine yönelik başvuruları esastan reddetti.

Sanıklar Ali Poyraz, Ali Fuat Yılmazer, Mehmet Uçar, Ramazan Akyürek "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçu yönünden davanın reddi kararına yönelik yapılan istinaf başvurularının ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden reddine hükmeden daire, sanıklar Ahmet İlhan Güler, Ali Poyraz, Ali Fuat Yılmazer, Engin Dinç, Mehmet Uçar, Muhittin Zenit, Ramazan Akyürek, Sabri Uzun ve Şükrü Yıldız hakkında "görevi kötüye kullanma" ve Yıldız hakkındaki ayrıca "bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs" suçundan verilen düşme kararının da usul ve yasaya uygun olduğunu kararlaştırdı.

Daire bazı sanıklar hakkında verilen beraat kararlarının kaldırılmasına yönelik istinaf başvurularını da reddetti. Dava dosyası Yargıtay’da ele alınacağı günü bekliyor.

Davanın avukatlarından Bahri Belen, Gazete Duvar’a yaptığı açıklamada, “İstinafın kararını bekliyoruz. Benim tetikçi olarak nitelendirdiğim kişilerle ilgili dosya ise temyiz mahkemesine gönderildi. Bu istinafa gönderilen kararlarla ilgili bizim de taleplerimiz oldu. Özellikle İstanbul’da emniyetle ilgili verilen beraat kararları kabul edilemez. Mevcut yargıdan karar bekliyoruz” dedi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *