İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4679 %-0.04
36,6762 %0.23
3.511.629 %2.251
3.057,91 0,15
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GÜNDEM Hüda-Par ve kadınlar… Fıtratımızdaki meslek neymiş?

Hüda-Par ve kadınlar… Fıtratımızdaki meslek neymiş?

Nursun Erel'in kaleme aldığı 'Hüda-Par ve kadınlar… Fıtratımızdaki meslek neymiş?' yazı şöyle...

Seçimler yaklaştıkça tansiyon artıyor, söylemler sertleşiyor, ben de çok merak ediyorum, acaba 30 milyon kadın seçmen 14 Mayıs’ta kime, kimlere  oy verecek? Peki seçim sonucu üzerinde bu derece etkili olan kadınlar siyasi partilerin kendilerine dönük söylemlerine kulak veriyor mu? Beklentileri nedir politikacılardan? Yaşananları nasıl değerlendiriyorlar? Ya seçilmiş kadın politikacılar hemcinslerinin dertlerine bugüne değin yeterince eğildi mi?

Ne yazık ki son günlerde “tek kadın parti lideri” konumundaki Meral Akşener’e yapılan sözlü saldırıların tanığı olduk, üstelik bununla da yetinilmedi, bir süre önce evi basıldı, “ayağını denk alması” tavsiye edildi, hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından  “bunlar senin daha iyi günlerin” diye uyarıldı bile.  Üstelik geçen gün İyi Parti binasının kurşunlanması olayı bile pek de inandırıcı gelmeyen biçimde hırsız kovalayan bir bekçiye mal edilmedi mi?

Bütün bunları izlerken acaba diyorum, siyasetçiler 14 Mayıs’ta sandık başına gidip oy verecek seçmenin “yarısının kadınlardan oluştuğunun farkında mı, değil mi?” Ya da kadınlar “nasılsa babalarının kocalarının dediğine oy verecekler” diye yok sayılıyor, o yüzden sadece erkek seçmen mi siyasetçinin odağında kalmaya devam ediyor? 

E, nedir öyleyse kadına karşı bu ilgisizlik hatta sert tutum?

Kadını koruyan İstanbul Sözleşmesinin yürürlükten kaldırılması bir yana,  şimdi de “6284 sayılı yasayı kaldıralım” söylemlerinin nedeni ne? Bunlara karşı çıkan, haklarını koruma çabasındaki kadınların protestolarına engel olunması, pankartlarının yırtılıp ters kelepçeyle yollarda sürüklenmesi nasıl izah edilebilir?

—Hüda Par ve kadın—

Şimdi bir de Hüda-Par’ın Cumhur ittifakına katılması ile kadını hedef alan ayrımcı, sert söylemler ayyuka çıkmadı mı? Bu partinin programına mutlaka bir göz atmanızı öneriyorum (*) ama şimdi ben sizlerle sadece kadınlarla ilgili söylemlerini paylaşmakla yetineyim…

-Toplumda yerleşik olan ve ayrıca toplumun inancı ile de esastan ilişkili olup dini bağlayıcılığı olan imam nikâhı suç olmaktan çıkarılmalı, bu nikâh şekline resmi statü kazandırılmalıdır. (Neden acaba? Amaç, şeriata biraz daha yaklaşmak mı? Çok eşliliğe filan? Değilse, imam nikahının resmi statü kazanmasına ne gerek var? Resmi nikah varken?)

-Seküler anlayışın dayatmalarının sonucu suç olmaktan çıkarılan zina, yeniden suç olarak tanımlanmalıdır. (Hatırlayalım, Anayasa Mahkemesi yıllar önce (**) zinayı suç olmaktan eden çıkardı? Çünkü zina yapan kadın için hapis cezası öngörülürken, eşi böyle bir cezadan muaf tutulmuştu, mahkeme, eşitliğe aykırı olduğu gerekçesiyle o hükümleri iptal etti.)

-Kadınların çalışma şartları cinsiyetlerinin gereklerine uygun hale getirilmelidir. Eğitim ve sağlık başta olmak üzere, kadınlara hizmet veren kurum ve kuruluşlarda sadece kadınlar istihdam edilmelidir. (Neden efendim? Neden? Dünyaca ünlü erkek doktorlar neden kadına da hizmet veremesin? Size göre kadına bakan her erkek kötü niyetli midir?)

-Zorunlu karma eğitimden vazgeçilmeli, isteyen aileler çocuklarını yüksek öğrenim dâhil eğitimin her kademesinde erkek veya kız okullarında okutabilmelidir. (Neden yahu? Kız ve erkek çocuklar size göre ateş ve barut olup, yüce bir hedef olan eğitim için bile yan yana gelemez mi?)

-Gayr-ı meşru yollardan meydana gelmiş nesil, toplum için felakettir. Evlilik dışı ilişkilerin önüne geçilmelidir. (Nasıl olacak bu? Recm (***) cezası filan mı getireceksiniz? Hangi yolla önüne geçeceksiniz?)

Yazının tamamını okumak için tıklayınız

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *