İstanbul
Parçalı az bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,7549 %0
37,3001 %-0.61
101.854,42 %2.576
3.176,44 0,81
Ara
Muhalif. GÜNDEM İnanç Uysal kaleme aldı: Siyaset ve yalan üzerine iki örnek

İnanç Uysal kaleme aldı: Siyaset ve yalan üzerine iki örnek

"Hayatımızın her anına her mevzusuna siyaset egemen. Siyasetten bağımsız hiçbir şey konuşamıyoruz" diye yakınan yazarımız İnanç Uysal, "O kadar siyaset odaklı bir bakışımız var ki, bizden olan istediği şeyi yapıp, istediği gibi saçmalayabiliyor; bizden olmayana zerre tahammülümüz hatta merhametimiz yok ama" dedi. Ve iki yarı mahalleden iki örnek verdi...

Okunma Süresi: 4 dk

İnanç Uysal'ın nefis bir tahlil yaptığı, "Siyaset ve yalan üzerine iki örnek" başlıklı makalesi şöyle:

Daha önce de yazdım sanırım; bu memlekette haftada bir iki yazıyla gündeme yetişmek imkânsız gerçekten. Mizah ve medya dünyasının malzeme açısından hiçbir sıkıntı çekmediği, son derece verimli topraklarda yaşıyoruz. Ama bu o kadar da iyi bir şey değil. Bir şeylerin yerli yerine oturmadığına dalalet. 

Hayatımızın her anına her mevzusuna siyaset egemen. Siyasetten bağımsız hiçbir şey konuşamıyoruz. Ne spor ne din ne ekonomi ne sağlık ne de eğitim; hiçbir şey…  
Çünkü hiçbir konuda kim gelirse gelsin değişmeyecek prensiplerimiz yok… Oturmuş bir sistemimiz yok. Kurallarımız var ama onlara inanmıyoruz, o sebeple de gerektiği gibi uygulayamıyoruz… O da siyasete bağlı görünüyor. Yani hangi kuralın kimin için ne kadar uygulanacağına da siyaset karar veriyor. Olmadı kuralı siyasete uygun hale getiriyoruz. 

O kadar siyaset odaklı bir bakışımız var ki, bizden olan istediği şeyi yapıp, istediği gibi saçmalayabiliyor; bizden olmayana zerre tahammülümüz hatta merhametimiz yok ama. 

Siyaset düşünme, melekelerimizin bile üzerini kapatıyor. Bir sürü aklı başında adam tribün lideri gibi bir hal alıyor. Takımın kötü oynadı, bile diyemiyorsun. Hakem sizi tuttu, diyemiyorsun. O hareketiniz hiç centilmence değildi, diyemiyorsun. 
Dersen itiraz etmek yerine rakip takımın aynı arızalarını sayıyor. Doğru ile işi yok, sadece hataları ve yanlışları kendi penceresinden yapıştırıyor ve kesin olarak kazanıyor!..

Çünkü siyasete ihtiyacı var, siyasetten bağımsız karnının doyacağına, çocuğunun iş bulacağına, mahkemesini kazanacağına, hastanede sıra bulacağına ve daha birçok hakkını kullanabileceğine inanmıyor. Bunları hak değil siyasetin kendisine sunacağı imtiyaz olarak görüyor. Çünkü bununla ilgili elinde gerçek veriler var. Hem kendi tarafı hem de karşı taraf açısından...

O bakımdan buralardan sıyrılıp da şöyle birkaç günde bir, bir şeyler yazarak memleketin gerçek meseleleri üzerine akıl yürütmek pek mümkün olmuyor.

Geçen gün bir haber sitesi Katarlı öğrencilerin Türkiye’de bedelsiz ve sınavsız olarak Tıp fakültelerine girebileceğini yazdı. Muhalefet de bu haberi uzun uzun kullandı elbette. Haber kanalı yaptığı haberin yanlış olduğunu söyledi ve özür diledi. Ama birçok kişi durumda ısrarcı oldu. Muhalefetin önemli isimleri konu hakkındaki Twitlerini bile silmediler.

Hepimizin sosyal medyasına bu tip haberler düştü. Bir kere ücretsiz ifadesi tamamen yanlıştı ve Katar bu öğrencilerin masraflarını karşılayacaktı. İkincisi bu, daha önce birçok kez yapılan sınırlı bir öğrenci değişim anlaşması idi. Sadece silahlı kuvvetler özelinde...

Katarlı tıp okumak istese muhtemelen parasını verir ve tercihi de Türkiye olmaz zaten. Ama siyaset o kadar iliklerimize işlemiş durumdaki fikrimize uygun ne duysak üzerine atlıyoruz…

Aynı zaman diliminde Sayın Cumhurbaşkanı da Hatay’da bir konuşma yaptı ve Avrupa ülkelerinin aşıyı parayla vurduğunu hatta İngiltere’nin 100 sterlin gibi korkunç bir para aldığını söyledi... 
Bu bilgi de yanlıştı ve zaten hemen İngiltere’den “Aşıdan para almıyoruz” düzeltmesi geldi. Keza yalanlama gelmese de Avrupa’da da vatandaşına parayla aşı yapan ülke yok…
 
Böyle bir yanlış ise danışmansız yapılabilir değil elbette. Aşık Veysel’in dağları delmesine benzemez yani. O dil sürçmesidir ve her insanın başına gelir. Ancak diğeri sadece danışmanları olan birinin başına gelebilir ne yazık ki. Ve bu şekilde danışmanlar tarafından yapılan bilgilendirmeler nedeniyle Sayın Cumhurbaşkanı son zamanlarda çok fazla açığa düşürülüyor. 

Peki bu bilginin yanlış olduğunu aklı başında AK Partililer de bilmiyor mu? Elbette biliyorlar ama siyaset onlara da “Sus!..” diyor.

Evet bilginin ikinci kısmı resmi olarak doğru, yani Türkiye de aşı resmi olarak ücretsiz yapılıyor, ama ben biliyorum, muhtemelen birçok başka kişi de biliyor. Bir şekilde sırası gelip aşı olma hakkını kullanmayanlar için ayrılan aşılar birileri tarafından 100 sterlinden daha fazla ücretlere satılıyor. Açın bakın sosyal medyada parası olanlara dünyanın çeşitli ülkelerine aşı turları düzenleniyor. Hele de aşı sıkıntısı çektiğimiz dönemlerde daha çok düzenleniyordu. 

İşte siyaset bu kadar iliklerinize işlerse ideolojileriniz ve menfaatleriniz size verilen en büyük nimetlerden birini, yani aklınızı bile elinizden alır. Yukarıdaki iki örneğe verdiğiniz tepkileri kendi kendinize bir kez olsun kontrol edin derim. Bakalım ne bulacaksınız?
 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *