İstanbul
Parçalı bulutlu
19°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
36,6753 %0.09
40,0531 %0.19
3.516,44 % -0,05
84.330,52 %0.189
Ara
Muhalif. GÜNDEM İnsan ne için yaşar ?

İnsan ne için yaşar ?

Yazarımız Emel Seçen kaleme aldı.

Okunma Süresi: 2 dk

Hakikaten insan, ne için yaşar?

Elbette kendisi, idealleri, amaçları ve sevdikleri için yaşar. Öncelik sıralaması bireyin yetişme tarzı, yaşam beklentileri içerisinde gidip gelse de hayat içine anlam katıldığı, katılabildiği zaman değerlenir. Ve bir sonra ki kuşaklara aktarılabilir.

O kadar yazı birikti ki, bu birikim kumbarası içinde birde duygular var. Oynana duran türlü algı oyunlarına rağmen insan yanımızı besleyen, hatta ayakta tutan duygular. Hepsini parsel parsel anlatırız. Mühim olan şudur ki; doğduğun andan itibaren bir nefes gibi sorumluluğunu aldığın ya da almadığın her olgu, ömrünün akan nehrinde muhakkak seni bulacaktır. Çok sık bahsederim, benim ayakkabılarımı giymeden ne kadar yol katletmediğimi bilemezsin, der. Geçen yıl Afyonkarahisar’da, Kocatepe’de o Büyük Taaruz’un tam gününde, Ağustos sıcağında, anlamaya çalıştım. Bir Mehmetçik olup, duyumsayabilmeye… Ve ayakkabısının altı delik koca bir dehayı. Ondan kondu sanırım, sırtıma da Kocatepe’de uğur böcekleri. Hep diyorum, doğa size cevabı verir. İyi baktıysan iyi, kötü baktıysan kötü. Eninde sonunda verir. Hele bir de doğa ile bütün olmuşsan.

Algılar, dedik. Değerler, dedik. İyi anlayamamak, iyi anlatamamak, dedik.

İki turlu, bir seçimin ardından geldik önümüze bakmaya, neye bakacağız soğan fiyatına değil herhalde. Sanırım baksak da bir şey anlayamıyoruz. O zaman şikâyet etmeyelim! Gerçekten şikâyet etmeyelim. Karşı komşum, milli bayramlarda hiç o şanlı al bayrağımızı asmaz. Oysa belirttiğim gibi cephelerde bir taş dahi hissedebilmek, bayrağın kazanılma sebebini tetikler. Çünkü dünyada hiç de sıradan bir zafer değildir, Türk ulusunun zaferi. Elbette bakidir. Ama seçim meydanlarında kullanılan, sanki herhangi bir siyasi partiye aitmiş gibi dalgalandırılan bayrak, her miting sonrası yahut başarı sonrası asılıyorsa, orada anlam kargaşası vardır.

Yazının tamamını okumak için tıklayınız.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *