İstanbul Barosu yöneticileri için açılan görevden el çektirme davasında nihai karar alındı. Alınan bu kararla birlikte İstanbul Barosu yönetimi görevden alınırken, baronun bu durumu UYAP sistemi aracılığıyla öğrendiği ve kararı temyiz edeceği belirtildi.
Türkiye Barolar Birliği'nden Sert Tepki
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Arif Sağkan, karara ilişkin sert açıklamalarda bulundu. Sağkan, alınan kararın hukukun temel ilkelerine aykırı olduğunu vurgularken, "Sadece bir yargılama değil, aynı zamanda hukuk adına utanç verici bir durumla karşı karşıyayız." diyerek tepkisini dile getirdi. TBB Başkanı, siyasi baskıların yargı üzerindeki olumsuz etkilerine işaret etti ve "Bugün burada 85 milyonun savunma hakkı tamamen ihlal edilmiştir." şeklinde bir değerlendirmede bulundu. Sağkan, baroların susturulmaması gerektiğine de dikkat çekerek, "65 bin kişilik İstanbul Barosu, Türkiye'nin 85 milyonunun hak ve özgürlükleri için mücadele etmeye devam edecektir." dedi. Bu durumun, hukuku savunmanın maruz kaldığı en büyük tehditlerden biri olduğunu belirten Sağkan, baroların güçlerini yurttaşlardan aldıklarını ve hiçbir güçle dizayn edilemeyeceklerini savundu.
İstanbul Barosu Başkanı'ndan Açıklamalar
İstanbul Barosu Başkanı Şükran Kaboğlu, Sağkan'ın ardından yaptığı konuşmada, baroların her zaman hukuku savunmak için var olduğunun altını çizdi. Kaboğlu, "Herkes için, her zaman, her yerde hukuk" anlayışını benimsediklerini ifade ederek, son süreçte yaşananları ve usulsüzlükleri eleştirdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan süreçte hukuka riayet ettiklerini belirten Kaboğlu, "Biz yargıyı protesto etmedik, amacımız her zaman hukuku savunmak oldu." dedi. Ancak hukuka yönelik saldırıların sürdüğünü dile getiren Kaboğlu, kendilerine yönelik açılan davanın hukuksuzluğuna vurgu yaptı. "Seçimle gelen, seçimle gider" ifadesini hatırlatarak baronun yiğit duruşunu kimsenin engelleyemeyeceğini söyledi.
Adil Yargılanma Hakkı İhlali ve Türkiye'deki Avukatların Gücü
Kaboğlu, duruşmanın adil yargılanma ilkeleri çerçevesinde gerçekleştirilmesine yönelik çabalarını sürdürebilmelerine rağmen, bekledikleri adil bir yargılama konusunda olumsuz bir tablo ile karşılaştıklarını ifade etti. Genç bir savcıya yönelttiği soruların cevapsız kalması ve ardından bunun mahkeme tarafından reddedilmesi, avukatlar ve barolar için kabul edilemez bir durum olarak değerlendirildi. Duruşma salonunun boşaltılması kararı sonrasında, Kaboğlu, yasa ve hukukun bağlandığı her yeri temsil ettiklerini dile getirdi. "Bugün Türkiye'de 200 bin avukatın sesi daha da gür çıkacak. Adaletin çöküşüne tanık oluyoruz fakat adalet sarayları sadece bir yerle sınırlı kalamaz." diyerek avukatların toplumsal konumlarına vurgu yaptı. Hiçbir haksızlığın baroları yıldırmayacağını ve mücadeleden vazgeçmeyeceklerini kesin bir dille ifade etti.