CHP Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, bugün Çanakkale'de parti yöneticileri ile birlikte pazar yerini ziyaret ederek esnafın ve vatandaşların sorunlarını dinledi. Erkek, ziyaret sonrasında basın mensuplarına gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Ekonomik krizi ve Danıştay savcısının Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı’nın iptali için açılan davalarda verdiği mütalaayı değerlendiren Erkek, şunları söyledi:
"Tarihimizin en ağır ekonomik krizini yaşıyoruz"
“Bir gerçek var; maalesef tarihimizin en ağır ekonomik krizini yaşıyoruz. Bugün pazarda bunu derinden hissediyoruz. Vatandaşlarımız ve hemşerilerimiz ile konuşuyoruz. 3 kilo patates 40 lira. Vatandaşın alım gücü erimiş. Bugün ülkemizde asgari ücretle çalışanlar, işsizler, 40 milyonun üzerinde insan açlık ve yoksullukla mücadele ediyor. Toplumu derin bir yoksullukla karşı karşıya bırakanlar, Türkiye sorunlarını çözme ve yönetme kabiliyetini yitirdi ama bu tabloyu mutlaka değiştireceğiz. Hiç kimsenin endişesi olmasın. Bizim amacımız, bu memlekette bir tek çocuğun dahi yatağa aç girmemesini sağlamak. Bizim amacımız, bir evin dahi karanlıkta kalmamasını sağlamaktır. 85 milyonun barış, huzur ve kardeşçe yaşamasını mutlaka başaracağız. Türkiye'yi bu kutuplaşma girdabından çekip çıkaracağız. Güzel günler yakın. Seçim kararı alındığı gün dahi Türkiye rahat bir nefes alacaktır.
"İstanbul Sözleşmesi'ni de savunmaya devam edeceğiz"
"Umarım Danıştay cesur bir duruş gösterir. Hukuktan yana bir duruş gösterir. Bir hukukçu olarak şunu söyleyeyim; kuvvetler ayrılığının sağlanamadığı ve insan haklarının güvence altına alınmadığı bir toplumda anayasa ve hukuk yoktur. Danıştay savcısının görüşü çok çok önemlidir. Cumhurbaşkanı, Meclis’in yasayla onayladığı bir düzenlemeyi tek imza ile iptal edemez. Buna, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yetkisini gasp etmek denir. Danıştay buna mutlaka ‘dur’ demelidir. Zaten hukukun üstünlüğü sağlanamadığı için ekonomik kriz derinleşiyor. Bugün ekonomistler, ekonomik krizden çıkışın önce hukuk devleti olduğunu söylüyorlar. Demokratik hukuk devleti ve tarafsız, bağımsız yargıyı ilk seçimden sonra tesis edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi'ni de savunmaya devam edeceğiz."
