Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Irak'ın kuzeyinde geçen 24 Nisan Cumartesi günü başlayan Pençe-Yıldırım ve Pençe-Şimşek operasyonlarıyla ilgili yaptığı değerlendirmede dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Akar, “Bugüne kadar arkadaşlarımız büyük fedakarlık gösteriyor. Dağlar, yamaçlar, inmesi binmesi çok zor. Helikopterler yere teker koyamıyor. Bugüne kadar ki mücadelede yapılması gerekenin hepsi yapıldı. Hava hücum harekatlarında helikopterlerimiz 300-500 sorti yaptı. Maalesef dost bildiğimiz bazı ülkeler PKK'ya füzeler verdi. Dolayısıyla bunların her biri bizim için büyük bir tehlike, büyük bir risk” dedi.
Terör örgütünün az sayıda olsa da helikopterlere ve alçaktan uçan uçaklara karşı kullanılan, omuzdan atılabilen ve "Manpads" olarak adlandırılan taşınabilir hava savunma sistemlerine sahip olduğu biliniyor. Ayrıca elinde Rus yapımı Sa-7 (Strela-2) ve Sa-18 (9K38 Igla-İğne) tipi Manpads'ların olduğu tespit edilmişti. Terör örgütü, bu füzeleri ülke içinden ziyade Irak'ın kuzeyinde kullanmaya çalışıyor.
HELİKOPTERLER DÜŞTÜ
PKK'nın bu füzeleri temin ettiğine dair ilk istihbaratlar 1990'ların ortalarında alındı. Ancak kesin varlıkları 1997'de Irak'ın kuzeyinde düzenlenen Çekiç Harekatı'nda iki helikopterin SA-7 Strela ile vurulup düşürülmesiyle anlaşıldı.
Independent Türkçe’den Ali Kemal Erdem’in haberine göre, füzelerin temin edildiği kaynakla ilgili farklı iddialar ortaya atıldı. Örgüt karaborsadan aldığını öne sürerken bazı çevreler o günlerde gergin ilişkiler içinde olduğumuz Sırbistan, Yunanistan gibi ülkeler tarafından verilmiş olabileceği iddialarında bulundu.
ERKEN UYARI SİSTEMLERİ TAKILDI
Bu olayın ardından TSK'nın envanterindeki bütün helikopterlere füzelere karşı erken uyarı ve yanıltma sistemleri yerleştirilerek risk azaltılmaya çalışıldı ve bunda başarılı da olundu.
Bu olaydan sonra sadece 2016 yılında bir helikopter SA-18 tipi omuzdan atılan füze vurulma sonucu düştü.
2008'de Güneş Harekatı'nda vurulan bir helikopter ise füze saldırısı nedeniyle değil yere yakın bir noktada iken atılan bir RPG-7 roketiyle isabet almıştı.
İÇ SAVAŞ SİLAH KAZANDIRDI
Ancak Suriye ve Irak'ta artan karmaşa örgütün özellikle 2016 itibaren daha önce elinde olmayan ve ATGM olarak güdümlü tanksavar füzelerine sahip olmasını sağladı.
ATGM'lerde tıpkı Manpads'lar gibi tek kişi tarafından kullanılıyor.
Terör örgütüne ait bir drone görüntüsünde militanın arkasında bir Milan tanksavar füzesinin konumlandırıldığı görüldü
SİHA VE İHA’LAR NEDENİYLE CİDDİ KAYIPLAR VERDİ
PKK, son yıllarda güvenlik güçlerinin SİHA ve İHA imkanıyla artan kabiliyetleri nedeniyle ciddi kayıplar vermesi ve katılımların azalması nedeniyle eskisi gibi kalabalık gruplarla karakol baskını tarzı saldırılar gerçekleştiremiyor.
Ülke içinde rahat hareket edemeyen, kayda değer saldırılar da düzenleyemeyen terör örgütünün son iki üç yıldır saldırılarının çoğunluğu Irak sınır hattında askeri hedeflere özellikle de üs noktalarına uzaktan tanksavar füzeleriyle atış şeklinde gerçekleşiyor.
Bu füzeler Manpands'lar gibi hava hedeflerine karşı kullanılmasa bile özellikle operasyon ya da üs bölgelerine inişe veya kalkışa geçen helikopterler için de risk teşkil ediyor.
Terör örgütü PKK, başarılı olamasa da iki üç kere bu şekilde saldırı da denedi.
BİRİ HARİÇ DİĞERLERİ RUS YAPIMI
Şu ana kadar yapılan operasyonlarda ele geçirilen veya örgüt tarafından yayınlanan görüntülerin incelenmesi sonucu PKK'nın elinde Rus yapımı Konkurs, Kornet-E, Metis füzeleri ile Fransız yapımı Milan füzeleri bulunuyor.
Bunun yanında PKK, son dönemlerde saldırılarında Fagot olarak da bilinen Rus yapımı AT-4 Spigot güdümlü tanksavar roketlerini de yaygın biçimde kullanıyor.
Bütün bu sistemler birbirlerinden farklı özellikler içerseler bile ortalama 2 veya 2,5 kilometre gibi menzillerle hedefleri vurabilme kabiliyetine sahip.
PAHALI BU SİSTEMLER ELLERİNE NASIL GEÇTİ?
Peki hayli pahalı olan bu sistemler örgütün eline nasıl geçti. Uzmanlara göre ilk şüpheli YPG
Bu soruları terör uzmanı ve stratejistler Metin Gürcan ve Abdullah Ağar'a sorduk. Her ikisi de öncelikli olarak Suriye'nin kuzeyindeki YPG'yi ve ona silah tedarik eden ABD'yi işaret ediyor.
SİLAH KARABORSALARI DA VAR
İkinci olarak da Suriye ve Irak içerisinde yıllardır süren savaşlar nedeniyle oluşan illegal silah karaborsaları.
Abdullah Ağar, ABD'nin YPG'ye Milan, Tow, Javalin gibi sistemler verirken PKK'nın elindeki sistemlerin Kornet, Forget gibi Rus yapımı sistemler olduğunu söyleyerek, birçok şehidi bu füzeler yüzünden verdiğimizi söyledi.
PKK'nın bu füzeleri temin etmesinin birinci nedeninin ABD'nin YPG'yi himaye etmesinden kaynaklandığını öne süren Ağar, şu iddiada bulundu:
Şu kafaları karıştırmasın. İlla ki ABD menşeili silah yakalanacak bir şey yok. ABD'nin YPG'ye teslim ettiği iddia edilen 40 bin tır silah ve mühimmatın büyük bir kısmı da yine Rus menşeiliydi. ABD, bunları karaborsadan ya da benzer sistemler üreten Doğu Avrupa ülkelerinden alıp YPG'ye verdi. Bu silahlar da YPG yoluyla PKK'nın eline geçti. Bu silahlar büyük ölçüde ABD himayesi sayesinde alınmış silahlar.
“ŞEHİTLER ATGM ATIŞLARIYLA VERİLDİ”
Metin Gürcan ise 24 Haziran'da başlayan sınır ötesinde şu ana kadar verilen yedi şehidin tamamına yakınının ATGM atışlarıyla şehit düştüğünü belirterek, bu silahların kaynağıyla ilgili şu iddiada bulundu:
Bu sistemler genelde Doğu Avrupa ülkeleri menşeili. Suriye ordusunun cephaneliklerinden ele geçirilen veya Hırvatistan, Sırbistan'dan gelen silahlar da var. Ama günün sonunda bunların çoğu ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde YPG'ye dağıttığı silahlar bunlar.
"ABD, YPG ve PEŞMERGEYE ÇOK MİKTARDA ATGM VERDİ"
ABD'nin IŞİD'le mücadele adı altında işbirliği yaptığı YPG'ye yoğun miktarda ATGM verdiğini öne süren Gürcan, şöyle konuştu:
IŞİD'in elindeki intihar saldırılarda kullanılan zırhlandırılmış araçlara karşı en etkili silah olduğundan ABD tarafından YPG'ye çok sayıda tanksavar füzesi verildi. YPG, bunların bir kısmını envanter dışına çıkararak depoladı. Bunlardan bazılarının PKK'ya transfer edildiği biliniyor. Bunun sonuncunda 2016'dan itibaren daha önce örgütün elinde görülmeyen bu tür sistemlerin PKK saldırılarında da kullanılır hale geldi.
Gürcan’a göre, gruplar arasında el değiştiren silahlar, karaborsada da bulunabiliyor.
BÖLGEDE KİMİN ELİ KİMİN CEBİNDE BELLİ DEĞİL
Gürcan, bölgede rakip görünen gruplar arasında bile el altından silah ticaretinin sürdüğünü öne sürerek, şu iddialarda bulundu:
Karaborsada bir AT-4 sistemini 20-25 bin dolardan bir Tow'u 40 bin dolardan aşağı alamazsınız. Bölgede kimin eli kimin cebinde belli değil. Sahada ideolojiden ziyade ekonomik ilişkiler etkili. Sabah İran yanlısı milise silah satan grup akşam PKK'ya aynı silahı satabilir ya da PKK'da olan biri yarın ÖSO'ya geçebilir.