AKP ve MHP'nin "dezenformasyon yasası"nı eleştiren Dervişoğlu, "Basın Kanunu'nda yeni düzenlemeler yaparak sosyal medya paylaşımlarına kallavi hapis cezaları vermeyi planlıyorlar. Bunun adı baskıcılıktır, zorbalıktır ve istibdattır” dedi.
Dervişoğlu, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, gerçeklerden kopan iktidarın, aynı zamanda gerçeklerden de korktuğunu, bunun kanıtının da bazı televizyon kanallarına sudan sebeplerle verilen cezalar olduğunu savundu.
RTÜK'ün, iktidarın sopası haline geldiğini ileri süren Dervişoğlu, "Gübre fiyatlarıyla, akaryakıt zamlarıyla, su ve elektrik faturalarıyla, tarlasına küstürülen çiftçimizi dert etmeyenler, zor durumdaki çiftçilerimizin durumuna isyan eden bir haber sunucusu üzerinden çalıştığı televizyon kuruluşuna ceza yağdırdı. Neymiş, bardak devrilmiş. Havuz medyasında sabah başlayıp gece yarılarına kadar çam üstüne çam devriliyor. Yandaş yorumcular, çeşitli sıfatların ardına saklanarak iftira denizinde sörf yapıyorlar. Ağzını açan var mı?" diye konuştu.
Bir muhalefet partisi genel başkanının iddialarının, dünyanın her ülkesinde haber olarak değerlendirildiğini dile getiren Dervişoğlu, "Habercileri 'haber yaptı' diye cezalandırmak; siyasileri 'siyaset yaptı', çiftçiyi 'tarlasını ekti', sanayiciyi 'üretti' diye cezalandırmaya benzer. Demokratik ülkelerde görülmeyen bu tür uygulamalar, iktidar açısından korkunun ifadesidir. Ancak korkunun da ecele faydası yoktur." görüşünü savundu.
Meclis'e sunulan Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ne değinen Dervişoğlu, "Basın Kanunu'nda yeni düzenlemeler yaparak sosyal medya paylaşımlarına kallavi hapis cezaları vermeyi planlıyorlar. Bunun adı baskıcılıktır, zorbalıktır ve istibdattır. Türkiye'de kişi hak ve hürriyetlerini, ifade ve haber yapma özgürlüğünü ve buna bağlı olarak yaşam biçimlerini hedef alan bu köhne anlayışın Türk milletine vereceği hiçbir şey kalmamıştır." değerlendirmesinde bulundu.
"Vatandaşlar, barınma sorunuyla karşı karşıya"
Dervişoğlu, yüksek enflasyon ve durmak bilmeyen zamlarla mücadele eden vatandaşların, barınma sorunuyla karşı karşıya olduğunu, ev sahibi ile kiracılar arasında kavgalar yaşandığını, tahliye davalarının çığ gibi arttığını, bütün bunlara rağmen hükümetin konuyla ilgili adım atmadığını öne sürdü.
Adliyelerde tahliye davalarına en erken 7 ay sonraya gün verildiğini, bu durumun sorunun nasıl büyüdüğünü gösterdiğini belirten Dervişoğlu, şöyle devam etti:
"Hükümet 'Hazine arazilerini satacağız, millet üzerine ev yapsın' diyor. Millet aş, iş, ekmek diyor. Bunlar utanmayıp şampanya ve havyar öneriyor. Hakikate sırtını dönen iktidar, milletimizin aklıyla da alay ediyor.
20 yıldır Türkiye'nin kaynaklarını, milletin vergilerini betona gömen Sayın Erdoğan, bugün çıkmış muhalefeti betonperestlikle suçluyor. Milletin aklıyla alay eder gibi 'bunlar betona tapıyor' diyor. Türkiye'yi betoncu beşli çeteye mahkum etmemiş ve beton yığınlarının sorumlu kendisi değilmiş gibi caka satıyor."
"Verilecek akılları varsa iktidara versinler"
Dervişoğlu, bir gazetecinin, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, muhalefet partilerine yönelik eleştirilerini hatırlatması üzerine, "Bu konuda bir değerlendirmem yok. Sayın Demirtaş şu an cezaevinde tutuklu, ben ise TBMM'de basın toplantısı gerçekleştiriyorum. Onun bu beyanlarını başkaları değerlendirsin. Çok fazla gündemimde olan bir şey değil. Ayrıca her aklına gelenin, muhalefete akıl vermeye kalkışmasını da yerinde bulmuyorum. Verilecek akılları varsa iktidara versinler." yanıtını verdi.
