İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4667 %-0.05
36,5241 %-0.22
3.501.531 %2.297
3.071,15 0,58
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GÜNDEM Konuk Yazar Emel Seçen kaleme aldı: Baltalar Ellerinde

Konuk Yazar Emel Seçen kaleme aldı: Baltalar Ellerinde

Gazeteci Yazar Emel Seçen, "Baltalar Ellerinde" başlıklı makalesiyle Muhalif okurları için, her fırsatta baltayı elimize aldığımız Karaçam, Ladin, Köknar, Servi ağaçlarını kaleme aldı... Seçen, "Bir ağacı ve özünü anlamak elbette bir kültür ve insanlık gerektirir" dedi.

Konuk Yazar Emel Seçen'in Muhalif okurları için kaleme aldığı "Baltalar Ellerinde" başlıklı yazısı şöyle...

BALTALAR ELLERİNDE

KARAÇAM, LADİN, KÖKNAR, ÇINAR, SERVİ...

“Baltalar elimizde uzun ip belimizde, biz gideriz ormana hey!”

Yeri gelmiş Rize İkizdere, hop atlaruz Trabzon’a şehitliğe, reçine akıtıyor, kirletiyor, diye keseriz. Kesmek, yok etmek bizim işimiz, diyenler icraatlarına devam ediyorlar.

İkizdere’de Bakan gelecek diye ağaçlar toplatıldı!
Bizim şarkımız ise:
“Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda
Ne sen bunun farkındasın ne polis farkında”

AĞACIN ÖZÜ

Bir ağacı ve özünü anlamak elbette bir kültür ve insanlık gerektirir.
Ve ağacın et dokusuna inmeden itina ile reçine alınır, aksi takdirde ağaç ölür. Parazit oluşur, kanser gibi sarar ağacı öldürür. 

Kesilecek ağaç ise uzmanlar tarafından en az on yıl önce reçine üretimi kontrol edilir, ağacın teknik mevcudiyetinden faydalanılır. Ağaçlardan değerli bir üretim sağlamak öncelikle önemlidir. 50-100-150 cm boşluklarla, on yıl bir ağacın üzerinde çalışılır. Bütün dünyanın uyguladığı bir uygulamayı bile beceremiyoruz, çünkü bilmiyoruz. Bütün işlemler hep ağaca zarar vermeden ve ondan fayda sağlanırken ölümüne sebebiyet vermeme üzerine kuruludur, yani o öncelikle bir canlıdır. Üstelikte kendine olası gelebilecek parazit türü insanın göremeyeceği saldırıları önlemek, kendi yaralarını sarmak üzere salgıladığı bir salgıdır, reçine. Halk arasında çam sakızı türü de olan reçine!

Ağaç balı, şifa kaynağıdır bazen yutularak bazen farklı şekilde tüketilir.
Özünü bilmeyen elbette keser, denize döktüğümüz Yunan kendi toprağında reçineler için ağacın altında örtü sererken, peki şehitlik mezarlığında bulunan ve Orman Mühendisleri kararı ile kesildi denilen ağaçlar, neden kesilir?
Çünkü o öz dokunur, dokunur!
Hiçbir geçmişi ve özü bilmiyorlar!
Nerelerde kullanılır dersek; başta mide rahatsızlığında, toz halinde suya katıldığında akciğer rahatsızlıklarında, boğaz ağrısında, Akdeniz’e doğru gidersek Servi Ağaçlarının üzerindeki kozalaklardan şurup bile yapılır. Peyzaj olarak çok kullanılır, zariftir, uzundur Servi.

Bilimsel adı Cupressus olan, göğe uzanan ve sert gövdesi ile doğruluk ve ölümsüzlüğü temsil eder. 22 türü vardır ve 20-30 metreye kadar boylanıp, 600-700 yıl yaşayabilmektedir. 

Can düşmanları çeşitli nedenlerle kesmezse! 

Osmanlı kültüründe minareye benzer biçimiyle servi, hayat ağacıdır, ağacın narin dallarına yerleşmiş doğanın bütün kuşları yani insanı simgelemekledir. Bunun dışında hat sanatçıları yani hattatlar bile kullanmıştır. İstanbul’u anlatan resim olursa servi ağaçsız olur mu? Hatta mezarlıklarda sık kullanılan bu ağaç türü Osmanlı’da kadınların ayakuçlarına dikilir, hayat ağacı motifi olarak.

Netice de Türklükte, köklerde kadına değer vardır!

Tarih iyi araştırılırsa, servi ağacındaki reçinenin mikrop kırıcı özelliğinden dolayı koleraya karşı dezenfektan tütsü olarak kullanıldığına Osmanlı’da rastlanılmaktadır; faydalı bulunan bir ağaç olsa gerek ki- servi ağacı kesmenin karşılığının sürgün cezası olduğu söylenir. 
Ve ne güzel özümüzdür, türkümüzdür; Muzaffer Sarısözen tarafından derlenen; İzmir’in ya da esas olayın geçtiği yer Ödemiş, Birgi’nin kavakları, dökülür yaprakları… Servim senden uzun yok, yaprağında düzüm yok. Kamalı da Zeybek vuruldu Çakıcı’ya sözüm yok”
Baltalar ellerinde, günahları çuvallarında.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *