Av. Cansu KAYA, LLM ve Av. İsmail TOPALOĞLU'nun birlikte hazırladıkları, "Kripto paraların gelişimi ve Türk Hukuku'ndaki yansımaları" başlıklı kapsamlı çalışmaları şöyle:
I. Kripto Paranın Tanımı ve Tarihsel Gelişimi
Kripto para (veya kripto varlık), işlemleri güvenceye almak için kriptografi yani
şifreleme kullanan, çalışma şekli nakite alternatif bir değişim aracı olarak tasarlanmış
bir dijital varlık, bir sanal unsurdur. Kripto paralar bir nevi dijital döviz, alternatif
döviz ve sanal döviz’dir. Kripto varlıklar, merkezi elektronik para ve merkezi
bankacılık sistemlerin aksine tümüyle merkeziyetsizlerdir. Her bir kripto para biriminin
merkeziyetsizliği, umumi işlem veri tabanı olan dağıtık muhasebe defteri (ledger) olarak işlev
gören bir blok zincirinden (Blockchain) gelmektedir.
2009’da Satoshi Nakamoto tarafından oluşturulan Bitcoin, ilk merkeziyetsiz kripto
paradır. O zamandan beri birçok farklı kripto para türü ortaya çıkmıştır. Bitcoin dışındaki
kripto para birimlerine genel olarak altcoin denilir ki bu
kısaltma alternatif ve coin yani madeni paranın birleşimidir.
Para, Bitcoin'den çok daha karmaşık bir emtiadır, her türlü ürün ve hizmetin ticareti
para ile yapılabilir ve paranın değeri aslında, ürün ve hizmetlerle değiştirilebilmesinden
kaynaklanır. Bitcoin sadece ve sadece, itibari paraya çevrilebildiği sürece fonksiyoneldir.
Bitcoin maddi bir varlık değil, sanal bir para birimidir, bu sebeple itibari para sisteminin
yerini alması mümkün değildir. Öte yandan Bitcoin yeni bir para birimi değildir, sadece
mevcut para sistemimizde tanımlanan yeni bir işlem şeklidir. Bitcoin fiyatının aşırı
yükselmesi, Bitcoin sisteminin sunduğu hizmetlere, insanların yüksek değer atfetmesinden
başka bir şey değildir. Bitcoin; bankaların, aracı kurumların, otoritelerin ve hükümetlerin
denetim ve düzenlemelerinden, her türlü işlem masraflarından ve kısıtlamalarından uzaktır.
Bu yönüyle kişilere finansal özgürlük sağlar.
Esasen kripto paraların altı temel özelliği bahsedilmektedir. Bunlar merkeziyetsizlik,
işlem ve sahip kayıtları, yeni arz oluşturma kuralları, sahipliğinin kriptografik tekniklerle
sadece sahibince ispat edilebilmesi, paranın sadece sahibinin emriyle el değiştirebilmesi ve
aynı anda aynı kripto para için birden fazla işlem yapılırsa sadece birinin yerine getirilmesi.
II. Blokchain Teknolojisi ve Kripto Paraların Üretimi
Blockchain (blok zincir) en net ifadeyle, bir kripto paraya dair tüm işlemlerin
tutulduğu kayıt defteri demektir. Bu nedenle ‘şifreli muhasebe defteri’ olarak da
adlandırılmaktadır. Bu sistem farklı birçok bilgisayar üzerindeki işlemleri kaydedilmekte ve
ağa dahil olan tüm paydaşlar bu işlemleri görebilmektedir. Yapılan veri (işlem) girişleriyle
sürekli güncellenir. Ancak bu sistemde herhangi bir veri tabanından ayrılamaz çünkü hiçbir
işlem sonradan değiştirilemez, manipüle edilemez ve silinemez. Tek bir depolama merkezi de
bulunmaz. Pek çok kullanıcı kripto paraların şeffaflığını ve güvenliğini bu mantığa
bağlamaktadır. Sisteme göre her veri girişi bir işlemi, art arda gelen işlemler de bloku oluştur.
Blokları doğrulamak için eşler arası dağıtılmış bir sistem kullanılır ve onayı aldıktan sonra
işlem ya da blok sisteme eklenir. Verilerle doldurulan blok önceki bloka zincirlenir ve bu
bloklar hepsini kronolojik sırayla birbirine bağlar. Tüm bu aşamalar da ağdaki herkesle
paylaşılır. Aslında tipik bir kayıt tutma mantığı olan blockchain sistemi, kripto paraların yanı
sıra sağlık, taşımacılık, bilim ve sanayi hatta hukukun çeşitli dalları gibi pek çok farklı
sektörde de kullanılmaktadır.
Blockchain’inde kripto para üretimi ve transferleri için yapılan matematiksel
doğrulama işlemlerinin bütününe kripto para madenciliği denilmektedir. Bu işlemlerin
yapılmasında kullanılan donanım / sisteme ve bu işle uğraşanlara madenci denir. Madencilik
yapmak isteyen kişiler ekran kartlarına ihtiyaç duymaktadır. Ekran kartlarına talep bu sebeple
geçtiğimiz aylarda en üst seviyeye çıkmış ve otomotiv dahil birçok sektörde kart sıkıntısı
nedeniyle üretim durmaları yaşamıştır.
III. Kripto Paralarda Güvenlik Sorunu
Ödeme sistemleriyle ilgili en önemli problemlerden birisi aynı paranın iki kere
harcanması olasılığıdır. Bunu önlemek için kullanılan geleneksel yöntem, yapılan işlemlerin
kaydını tutan merkezi bir aracı (bankalar) koymaktır. Ancak bu metot araya bütün sermayeyi
kontrol edebilen bir otoritenin girmesi demektir. Bu da güvenilirliği azaltır.
Ancak merkezsizleştirilmiş, başka bir deyişle dağıtık bir ağda -Bitcoin gibi- işlemin
gerçekleşebilmesi için sistemin her parçasının onay vermesi gerekmektedir. Bu işlemler
blockchain aracılığıyla yapılmaktadır, bu sayede yapılan her işlem herkes tarafından
görülmektedir.
Bütün transfer işlemleri gönderici ve alıcının cüzdan adresleri ve yollanılacak miktar
bilgileriyle gerçekleşir. Takas ya da gönderi işlemi gönderen tarafından doğrulanmalı ve daha
sonra sistem tarafından onaylanmalıdır. Onaylama işlemi sadece madenciler tarafından
kriptografik bir bulmaca çözülerek gerçekleştirilebilir. Bir işlem onaylandığı takdirde geri
döndürülemez. Kripto paralar için en büyük riskler halen hacklenme ve saldırı olasılığıdır.
Ayrıca Türkiye’de son zamanlarda çıkartılan token veya ICO yoluyla vatandaşların
dolandırılması olayları yaşanmıştır.
IV. Dünyada Kripto Paraların Hukuki Nitelemesi
Avrupa Birliğinin 2018 yılında, Kara Paranın Aklanması Direktifinde kripto para
tanımı, herhangi bir merkez bankası veya kamu otoritesi tarafından ihraç ve garanti
edilmeyen, yasalarca kabul edilmiş yerel para birimlerine bağlı olmayan, döviz veya para ile
aynı hukuki statüde bulunmayan bununla birlikte elektronik ortamda transfer edilen, saklanan
ve alım satımı yapılan gerçek veya tüzel kişiler tarafından takas aracı olarak kabul edilen
dijital bir değer şeklinde tanımlanmıştır.
ABD’de Vergi Dairesi (IRS) kripto paraları konvertibl sanal para olarak tanımlamış
ve kripto paraların alım ve satımı arasındaki farkın kambiyo kârı değil, mal alım satım kârı
olduğunu ve buna göre vergilendirilmesi gerektiğini vurgulamak üzere onları “varlık” olarak
kabul ettiğini duyurmuştur. Almanya’da kripto paralar “özel para” statüsüne konulmuştur.
Fransa’da 2019 yılında Danıştay kararı ile kripto paraların tanımını “taşınır varlık” (movable
property) olarak kabul edilmiştir. İngiltere Gelir ve Gümrük İdaresi tarafından Aralık 2018
tarihinde yayımlanan kılavuzda “kripto varlıklar, transfer edilebilen, depolanabilen ve
elektronik olarak ticaret edilebilen kriptografik olarak korunan değer veya sözleşme
haklarının dijital temsilleridir”. Finlandiya kripto paraları 2014 yılında emtia olarak
değerlendirmiştir. İsviçre’de 2014 yılında kripto paraları ödeme aracı olarak
yasallaştırılmıştır. 2017 yılında Güney Kore ve Çin ICO’ları yasaklarken, Bitcoin’in
anavatanı olan Japonya bu türden blokzincir teknolojisi içeren finansman yöntemlerine
kapılarını sonuna kadar açmış ve kripto paraları yasal bir ödeme aracı kabul etmiştir.
V. Kripto Paralarla İlgili TC. Merkez Bankası Regülasyonları
Türk Hukukunda kripto paraları doğrudan düzenleyen bir mevzuat bulunmamaktadır.
Ancak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB), 16.04.2021 tarihinde 31456 Sayılı
Resmî Gazetede, 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu ile 6493 sayılı
Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para
Kuruluşları Hakkında Kanunda yer alan yetkiler çerçevesinde “Ödemelerde Kripto
Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik’’ başlıklı yönetmeliği yayımlamış ve yürürlük
tarihini 30.04.2021 olarak kabul etmiştir.
Bu Yönetmelikle mevzuatımızda kripto varlıklar ‘’ilk kez’’ tanımlanmış ve ilgili
yönetmeliğin 3. Maddesine göre söz konusu tanım ‘’Bu Yönetmeliğin uygulanmasında kripto
varlık, dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak
oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para,
elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak
nitelendirilmeyen gayri maddi varlıkları ifade eder’’ şeklinde açıklanmıştır.
Söz konusu Yönetmeliğe göre;
Kripto varlıklar, ödemelerde doğrudan ya da dolaylı bir şekilde kullanılamaz.
Kripto varlıkların ödemelerde doğrudan ya da dolaylı bir şekilde kullanılmasına
yönelik hizmet sunulamaz.
Ödeme hizmeti sağlayıcıları, ödeme hizmetlerinin sunulmasında ve elektronik para
ihracında kripto varlıkların doğrudan veya dolaylı olarak kullanılacağı bir şekilde iş
modelleri geliştiremez, bu tür iş modellerine ilişkin herhangi bir hizmet sunamaz.
Ödeme ve elektronik para kuruluşlarının kripto varlıklara ilişkin alım satım, saklama,
transfer veya ihraç hizmeti sunan platformlara veya bu platformlardan yapılacak fon
aktarımlarına aracılık edemez.
Yönetmelik m.4 (1) hükmü gereğince, hukukumuzda “ödeme hizmeti sağlayıcısı” olarak
kabul edilen bankalar, ödeme kuruluşları, elektronik para kuruluşları, Posta ve Telgraf
Teşkilatı Anonim Şirketi’nin kripto varlıkların doğrudan veya dolaylı olarak kullanılacağı bir
şekilde iş modelleri geliştirmesi, bu tür iş modellerine ilişkin herhangi bir hizmet sunması
yasaklanmıştır. Bu çerçevede, Türkiye’de bugüne kadar geliştirilmiş olan tüm iş modellerinin
artık tümüyle geçersiz hale gelmiştir.
Yönetmelik m.4(2) hükmünde ise, ödeme ve elektronik para kuruluşları, kripto
varlıklara ilişkin alım satım, saklama, transfer veya ihraç hizmeti sunan platformlara veya bu
platformlardan yapılacak fon aktarımlarına aracılık edemeyeceği hükme bağlanmıştır. Bu
hükümde, yalnızca ödeme ve elektronik para kuruluşlarına yasaklama getirilmiş, bankalar bu
anlamda yasak kapsamına dahil edilmemiştir. Buna göre, kripto para kuruluşlarına, bankalar
ve PTT Bank aracılığıyla her türlü para gönderimi ve fon transferi yapılabilecek; tersi yönde
de yine bankalar ve PTT Bank aracılığıyla kripto varlık kuruluşları yatırımcılarına fon
transferinde de bulunabileceklerdir. Aynı bağlamda bankaların kripto varlık kuruluşlarına
yapılacak söz konusu fon transferinde kullanılmak üzere hesap açmaları mümkündür. Ancak
bankalar dışında 6493 sayılı Kanunla kurulan ödeme ve elektronik para kuruluşlarının kripto
varlık kuruluşlarına her türlü fon transferi yasaklanmıştır.
Her ne kadar Yönetmelik’te kripto varlıklar hukuka aykırı veya değersizdir denilmese
de kripto varlıkların kullanımının yasaklanması ve fon transferinde kısıtlamalar getirilmesi bu
varlıkların değerinin düşmesine neden olmuştur. Ayrıca tam bu Yönetmelik çıktıktan sonra
Türkiye’de Thodex, Vebitcoin, Goldencoin ve Sistemcoin çöktü. Yüzlerce yatırımcı bir
şekilde hesapların boşaltılması neticesinde mağdur oldu. Kripto para vurgunu eylemlerin ceza
hukuku açısından TCK m.155/II anlamında güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı
düşünülmektedir. Ayrıca bireysel yatırımcılar yerleşim yerinin bulunduğu tüketici
mahkemelerine söz konusu para kuruluşları aleyhine alacak davası açabilirler ve ihtiyati
tedbir kararı alabilirler.
VI. MASAK’ın Kripto Varlıklara Yaklaşımı
Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından 03 Ağustos 2016 tarihinde
yayımlanan “Bankalar (T.C. Merkez Bankası ve Yatırım Bankaları Hariç) ve PTT”
hakkındaki sektörel Şüpheli İşlem Bildirim Rehberi‘nde, Bitcoin ve diğer kripto para
birimleriyle yapılan işlemler şüpheli işlem bildirimine konu edilmiştir. Ancak, MASAK 11
Eylül 2019 tarihinde yayımlanan Şüpheli İşlem Bildirim Rehberi‘nde daha önce “Müşteri
hesaplarından bitcoin satan aracı kuruluşlara bitcoin alımına yönelik para transferi yapılması.”
şeklinde yer alan ibare kaldırılarak, sadece kripto para alım satımının kendi başına şüpheli
işlem olmadığı, müşteri profiline uymayan sıklık ve tutarda veya kaynağı bilinmeyen veya
kişinin mali profili ile uyumlu olmayan işlemlerin şüpheli işlem sayılacağı belirtilmiştir.
Yayım ve yürürlük tarihi aynı olan MASAK 1 Mayıs 2021 tarihli Yönetmelik
Değişikliğinin m.4/1 ü bendine ‘’Kripto varlık hizmet sağlayıcıları’’ ifadesi eklenmiştir.
Böylelikle kripto varlık hizmet sağlayıcıları MASAK düzenlemeleri ile yükümlü olarak
gösterilmiştir.
Söz konusu düzenlemede kripto varlık hizmet sağlayıcılarının tanımına yer
verilmemiştir. Ancak hukuki yorum ilkeleri gereği kripto para borsalarının, kripto varlık
ATM’si işleten kişilerin bu kapsam dahilinde olabileceği düşünülebilir. İlgili yönetmelik
uyarınca kripto varlık hizmet sağlayıcılarına ‘’kimlik tespiti yapma (m.5 vd), müşteriler
tarafından gerçekleştirilen işlemlerin; müşterilerin mesleği, ticari faaliyetleri, iş geçmişi, mali
durumu, risk profili ve fon kaynaklarına dair bilgiler ile uyumlu olup olmadığının sürekli iş
ilişkisi kapsamında devamlı olarak izleme ve müşterileri hakkındaki bilgi, belge ve kayıtları
güncel tutma(m.19) MASAK’a şüpheli işlem bildiriminde bulunma (m.28)’’ gibi
yükümlülükler getirilmiştir.
Böylelikle kripto varlık hizmet sağlayıcıları, söz konusu platformlarda işlem yaparken
kimlik tespitimizi yapma ve yapacağımız işlemler ile ilgili bilgi ve belge talep etme gibi
yükümlülüklere sahip olmuştur. Yaptıkları değerlendirme sonucu şüpheli buldukları işlemleri
de MASAK’a bildirmekle yükümlü olacakları şüphesizdir.
VII. SPK’nın Kripto Varlıklar Konusundaki Yetki Alanı
Sermaye Piyasası Kurulu’nun amaçları arasında, sermaye piyasalarının gelişmesini
teminen yeni sermaye piyasası kurumlarına ve araçlarına ilişkin usul ve esasları düzenlemek
ve bunları denetlemek, tasarruf sahiplerinin, yani yatırımcıların haklarının korunmasını
sağlamak gibi faaliyetler yer almaktadır.
SPK, aracı kurum ve bankalara yönelik 01.12.2017 tarih ve 32992422-299-E.13447
sayılı yazısında, SPK’nın sanal para birimlerini düzenlemediği ve denetlemediğini açıkça
belirterek sanal para birimlerine ilişkin ülkemizde bir düzenleme ve tanımlamanın yer
almadığını, Sermaye piyasası mevzuatı içerisine yer alan türev araçlara dayanak teşkil
edebilecek unsurlar içerisinde sanal para birimlerinin bulunmadığını ve müşterilere yönelik
olarak sanal para birimlerine dayalı spot veya türev işlemler yapılmaması gerektiğini ifade
etmiştir.
SPK, kripto varlıkların yetki alanına girmeme nedenlerini aşağıdaki şekilde
sıralamıştır:
Kripto varlıklar sermaye piyasası aracı tanımına dahildir.
Herhangi bir resmi kuruluş tarafından ihraç edilmeyen ve karşılığı için güvence
verilmeyen kripto varlıklar, SPK’nın görev alanını ilgilendiren mevzuatta yer verilmiş
bir sermaye piyasası aracı değildir.
Kripto varlıkların el değiştirdiği şirketler SPK yetki alanına girmediğinden, mevcut
düzenlemelere göre bahsi geçen şirketler ve bunların müşterileri ile imzaladıkları
sözleşmeler hususunda SPK tarafından bir inceleme yapılması imkanı
bulunmamaktadır.
SPK’nın söz konusu açıklamasına bakılırsa, blokzincir teknolojisi kullanarak para
toplamaya yönelik uygulamaların birçoğunun Kurul’un düzenleme ve gözetim alanı dışında
kaldığı anlaşılmaktadır.
İlk para teklifi (ICO’lar) çok yüksek riskli ve spekülatif yatırımlardır. ICO’ların
birçoğu yapısı itibariyle düzenleyici kurumların yetki ve görev alanı dışındadır. Ayrıca
herhangi bir düzenleme ve gözetime de tabi değildir. Kripto paralara benzer şekilde, satın
alınan tokenların değerlerinde de aşırı oynaklık, amaç dışı kullanım görülebildiği gibi,
projelerin başarısız olup, yapılan yatırımın tamamının kaybedilebileceği; Halka arz ve kitle
fonlaması faaliyetlerine benzer yönleri ve farklılıkları bulunan ICO uygulamalarının henüz
düzenlenmediği de açıktır.
Sermaye Piyasası Kurulunun görevleri yukarıda açıkladığımız üzere piyasanın güven,
açıklık ve kararlılık içinde çalışmasını sağlamak, tasarruf sahiplerinin, yani yatırımcıların
haklarının korunmak ve sermaye piyasasını düzenleyip denetlemek gibi faaliyetlerden
oluşmaktadır. Bu nedenle kanımızca SPK’nın kripto varlıklar açısından yetkisiz olduğuna dair
açıklamaları, piyasanın adil ve etkin çalışmasına zarar vermekte ve tasarruf sahiplerinin hak
ve yararlarını korumayı zorlaştırmaktadır.
VIII. Sonuç
Gelişen teknolojik dünyamızın bir getirisi olan Kripto paralar yakın gelecekte
hayatımızın içinde daha aktif olacaktır. Özgürlükçü ve merkeze bağlı olmayan yapısı ile
insanların yeni tercihi olmasının yanı sıra sınırlı sayıda olması bakımından da rekabet
oluşturmaktadır. Gelişim olarak ele aldığımızda geçmişten bugüne birçok değişime uğramış
olan Kripto Varlıklar değişken teknoloji hızıyla halen değişmeye devam etmektedir.
Başlangıçta 2009 yılında hiçbir maddi değer ifade etmeyen Bitcoin’in maddi değeri şu anda
güncel olarak 55.000 Dolar ve bunun yanı sıra her gün alternatif coinler (Altcoin)
gelişmektedir. Değişken ekonomik alışkanlıklar ve piyasadaki talep de gözlemlendiğinde
Kripto paralara ilgi dünya üzerinde gün geçtikçe artmaktadır.
Özellikle sanal para birimine girişin önündeki engeller düşük olduğundan daha
rekabetçi alternatif dijital para birimleri ortaya çıkmıştır. Ancak fiyatlarda hareketlilik ve
vergilendirme ve kara para sorunu Bitcoin ve diğer sanal paralar için merkezi otorite
tarafından sorgulanmaktadır. Yine de Bitcoin'in kalıcı mirasının, büyük olasılıkla, ödeme ve
transferleri kolaylaştıran hesaplama ve iletişim protokolü ile mümkün olan teknolojik
ilerlemelerde yattığının kabul edilmesi gerekmektedir. Gerçekten de gelişen teknoloji ve
gittikçe evrimleşen dünya ekonomik konjonktüründe kripto paraların önemi yadsınamaz.
Buna rağmen Türk Hukukunda kripto paralara ilişkin yeterli düzenlemelerin mevcut
olduğu söylenemeyecektir. Yine de kripto paralardan doğan uyuşmazlıkların artması ve kripto
varlık piyasasının gidere iç hukukumuzda önümüzdeki süreçte yeni yasal düzenlemelerin
getirileceği kanaatindeyiz.
BİYOGRAFİLER
LLM. Av. Cansu KAYA:
Burslu olarak eğitim aldığım Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 2019 yılında onur öğrencisi olarak mezun oldum. Akabinde Galatasaray Üniversitesi Ekonomi Hukuku yüksek lisansımı “Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Kararlarının Butlanı” konulu projemle tamamladım. Çeşitli Ticaret Odası dergilerinde makalelerimi yayınlama fırsatı buldum.
03.09.2020 tarihinden itibaren İstanbul Barosu'na kayıtlı olarak avukatlık yapmaktayım. Halihazırda Topaloğlu Avukatlık Bürosu'nda ağırlıklı olarak ticaret, maden, enerji hukuku konularında avukat olarak çalışmaktayım.
Av. İsmail TOPALOĞLU
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 2019 yılında mezun oldum. Üniversite eğitim süresince kurgusal duruşmalarda aktif rol oynadım ve seminerlere katıldım. Almanya Bochum'da Ruhr Universitesinde ceza hukuku alanında yabancı dilde sunum yapma imkanı buldum. Çeşitli maden dergilerinde ve ticaret odası dergilerinde makalelerimi yayımlama imkanı buldum. 20.01.2021 tarihinden itibaren İstanbul Barosu'na kayıtlı olarak avukatlık yapmaktayım. Halihazırda Topaloğlu Avukatlık Bürosu'nda ağırlıklı olarak maden, enerji, ticaret ve fikri mülkiyet konularında avukat olarak çalışmaktayım.