İstanbul
Parçalı az bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,7521 %0
37,3298 %-0.54
102.308,77 %2.632
3.177,28 0,84
Ara
Muhalif. GÜNDEM Kullanışlı gazetecilik işbaşında!

Kullanışlı gazetecilik işbaşında!

Okunma Süresi: 3 dk

AKP döneminde, Türkiye dünyada en fazla gazetecinin hapiste olduğu ülkelerden biri oldu.  Hapisteki gazeteci sayısı 2010’lu yıllara kıyasla bugünlerde daha düşük. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’ne (RSF) göre halen 9 gazeteci tutuklu. Bu sayı Gazetecileri Koruma Komitesi'ne (CPJ) göre 18, Türkiye Gazeteciler Sendikası'na (TGS) göre ise 38.

Gazeteciler tutuklanırken genellikle asıl nedenin gazetecilik olduğu örtülüp “terör örgütü üyesi” olmak ya da “örgüte yardım etmek” gibi gerekçeler öne sürülüyor. Gazetecilik örgütlerinin raporlarındaki sayı farklılığının nedeni bu. Davalar incelenmeden hazırlanan raporlarda gazeteci oldukları tartışmalı ya da gazetecilik dışı nedenlerle hapse atılan isimler yer alabiliyor. Ama AKP’ye göre zaten Türkiye’de gazetecilik nedeniyle hapse atılan kimse hiç olmadı, hapistekilerin de hepsi terörist!

İşte bu nedenle İçişleri Bakanlığı’nın, Mersin’deki polisevine yönelik terör saldırısının faillerinden birinin, PKK’lı “Zozan Tolan” kod adlı Dilşah Ercan olduğunu açıklaması tam da aradıkları malzemeydi. Artık nasıl olduysa bu ismin CHP’nin 2013’teki “Tutuklu Gazeteciler Raporu”nda Azadiya Welat muhabiri olarak geçtiği anında keşfedildi. Hemen ardından AKP sözcüleri ve iktidar yanlısı medya bir örnek haber ve yazılarla saldırıya geçti.

Akşam, Aydınlık, Milat, Sabah, Türkgün, Türkiye, Yeni Akit ve Yeni Şafak gazeteleri ile AHaber ve benzer çizgideki internet sitelerinin, “CHP’nin gazetecisi polisi şehit etti” türü ortak haberleri iki gün boyunca sürdü. Fakat PKK’nın saldıranlar arasında Dilşah Ercan’ın olmadığı, onun “görevi başında” olduğu açıklaması bu haberleri açığa düşürdü. Nitekim emniyet de “Dilşah Ercan’a ait parmak izlerini, iki kadın teröristin parmak izleri ile karşılaştırmış ama izlerin örtüşmediğini” saptamıştı!

Böylece DNA araştırması yapıp, saldırganın kimliği netleştirilmeden açıklamalar yapıldığı anlaşılmış oldu. Ama Bakan Soylu, yanlışlığı kabullenmek yerine bu kez de CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu “PKK’nın açıklamasına sığınmak” ile suçladı.  

İktidar medyası da haberini düzeltmek yerine aynı minval üzre devam etti; Yeni Şafak ve Yeni Akit “CHP’de ‘Dilşah görevde’ sevinci” haberleri yayımladı.  Hatta Yeni Şafak’ın Genel Yayın Yönetmeni öyle ileri gitti ki, “PKK’nın açıklaması CHP’yi sevince gark etti. CHP’de senlik başladı, İzmir Marşı okundu, 10. Yıl Marşı’yla coşku tavan yaptı” diye hayali bir şenlikten bahsetti! Sanırsınız haberi yanlış çıkan onlar değildi.

Tam teçhizatlı özel harekât polislerinin, gazetecilerle birlikte CHP’li Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin Basın Yayın Daire Başkanı Bedrettin Gündeş’in evini basması da gazeteciliğin propaganda amacıyla kullanılmasının başka bir örneğiydi.

Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *