Devletlerin ekonomik alanda fazla söz sahibi olduğu ve politikacı (ların) devlete ait gücü ve kamu olanaklarını, herkese açık olması gerekirken veya belli kurallara uymak zorunluğu gerektirirken, belli bir ölçek ve standarda göre kullanma zorunluğu ve sorumluluğuna ilişkin geleneklerin ve yasal kuralların işlemediği, işletilmediği, yahut işletilemediği, veya bulunmadığı toplumlarda, iyi ile kötüyü, başarı ile başarısızı, hırsız ile temizi birbirinden ayırt edebilmek oldukça güçleşir.
Hele gücünü, sırtını dayadığı devlet makamını, hasbelkader bir yerlere geldiği noktayı, sürekli kendi mali sanan veya iktidarda kaldığı süreyi kendi amaçlarına uygun bir şekilde kullanmaya can atan birkaç gönüllü, istekli veya ihtiraslı politikacı da bulununca dünyanın her yerinde bazı iş adamlarının bunlardan yararlanmak istemeleri doğal gibi gözükebilir. Ama esas sorun da ondan sonra başlar.