Ayakkabı boyacısını her zamanki yerinde göremeyince, kahvehanenin önünden hızla geçtim. “Onu da kaybettik işte” diye düşündüm. Sıra belki de bana geldi korkusuyla adımlarımı hızlandırdım. Sabahın sessizliğinde yükselen o bildiğim ıslık sesini duyunca durdum. Arkama dönmeden, ıslıkla çalınan ezgiyi dinledim. ‘O Fortuna, velut luna, statu variabilis, semper crescis, aut decrescis…’
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *