ABD’yi yönetenler hiç akıllanmayacak. Gözlerini diktikleri, ülkelerinden binlerce kilometre uzaktaki toprakları, oralara sözüm ona demokrasi götürme bahanesiyle karıştırıp, daha sonra da geri çekilerek ortalığın seyrine bakmakta üstlerine yok. Son örneği Ukrayna. Rusya’nın ve lideri Putin’in kırmızı çizgisi olduğunu bile bile 2013 yılından beri Ukrayna’dan elini çekmemekte direniyor.
Geçenlerde Amerikalı sinema yönetmeni Oliver Stone’un, Ukrayna’da 2013’de yaşanan turuncu devrimi ve bu devrimin kaynağını anlattığı “Ukrayna Ateş Altında” (Ukraine Under Fire) filmini izledim. Filmde anlatılanlar son derece çarpıcıydı. Ukrayna’da aşırı milliyetçiliğin nasıl geleneksel olduğu, İkinci Dünya Savaşı sırasında faşist derecede milliyetçi olan Ukraynalı siyasi lider Stepan Bandera’nın ülkeyi işgal eden Alman Nazi kuvvetleriyle nasıl sıkı işbirliğine girdiği, öbür milliyetçi siyasilerle birlikte Ukraynalı yahudilerin nasıl toplu olarak Alman kuvvetlerince öldürülmesine yardımcı olduğu birbir anlatılıyordu.